kuş tüfeğiyle kardeşimi vurmam, ve yine aynı kardeşimi zeytin zamanı gözünden sapanla zeytin atarak vurmamın örnek teşkil edeceği şerefsizliklerdendir.
kar topu oynarken karşı tarafa ileri teknoloji saldırısı yaparak direk winner olmak için kartopunun içine taş koymak ve etrafındaki kar yarı buz oluncaya kadar ovalamak. Dedenizin terasta yetiştirdiği çiçekleri sulamak için bıraktığı su hortumunu çeşmeye takıp sonuna kadar çeşmeyi açarak yan terastaki yeni yeni tomurcuklanmaya başlayan komşu kızını ıslatmak. Bütün aile fertleri size kızarken o zamanlar yeni ergen olan abinizin neden iyi birşey yapmışınız gibi gururla size baktığını yıllar sonra hormonlarla tanışınca anlamak.
- küçük su kanallarında borulara sıkışıp kalan farelerin üzerine kaynar su dökmek.
- kurbağaları yakalayıp şırıngayla vücutlarına türlü türlü tarım kimyasalları enjekte etmek. sonra da ölüşlerini izlemek. nerden bulduğumuzu soran olur diye söylüyorum neyi bulamıyorduk ki.
- bildiğimiz kara kaplumbağalarını kaldırılabilen en ağır taşlarla içlerini dışlarına çıkarmak.
not: bunları yaptığım için kendimden utanıyorum, her ne kadar yaş küçük iken yapılmış olsa da. yeminle hala rüyalarıma girer bunlar...:(
insanları telefonla işletme:
-merhaba ben ptt'den arıyorum
-evet buyrun.
-hatlarda bir arıza varmış konrol ediyoruz.
-evet
-evinizin yanında bir telefon direği var değilmi.
-eeee evet var nolduki
-o direk varya. ananın camına girsin.
-hahahahaaaaaaaa
benimde hiç unutmadığım bir şerefsizlik demiyeyimde yaramazlık var.Yukarı mahalledeki çocuklara;belediyenin büyük turnuvası var, mahalleler birleşiyor bizde sizle birleşip takım kuralım dedim. Onlarda inandı tabi üyelik parası istedim çocuklardan. paraları toplayıp atari kaseti almıştım,tabi çocuklar sürekli bana soruyorlardı turnuva ne oldu diye her seferinde bir yalan söylüyordum çocuklar uyanmışlar meseleye anneme şikayet etmişler annemde sen bu yaşta üçkağıtçılığamı başladın deyip dövmüştü beni...sonra ninem yüzüme tükürmüştü ben tam artık bitti dedim annem akşam babama söyledi oda bana istemeden dayısı kılıklı dedi asıl iş ondan sonra patladı annemle babam biribirine girdi aile faciası yaşanıyordu.
kuzenimin kayınvalidesi her bayramda bana para veriyordu ama bir ramazan bayramında vermemişti. çocuk aklı işte bende para versin diye gidip gelip 6 defa öpmüştüm yinede vermedi ama. mekanı cennet olsun.
bayramdan sonra artan şekerlerin yerini yoğun aramalarım sonucu keşfedip, yerini değiştirip, kardeşin şekere ortak olabilitesini sıfıra indirmek. doya doya yedikten sonra yatağın altında şeker kablarının bulunması sonucu anneye enselenmek.
apartmanların müsait köşelerine kırlangıçlar yuva yapar biz de bir top yardımıyla o yuvaları yıkar yavruları beslemek için alırdık tabi yavrular ölürdü sonra gözyaşlarıyla evin arkasındaki bahçeye kuş gömülür bir daha yapmamak üzerine yemin edilir.
hatırlayınca içim sızladı.
annenannemlerin oturduğu şehirde bi erkek arkadaşım vardı,saftı.onun annesi,anneannem ve ben gezmeden dönüyoruz.yağmur başladı,onun şemsiyesini aldım yürdüm o ıslandı aklına balkon altına girmek geldi.
anne temizlik yaparken içtiği sigara bitmeye yakındır , hemen yanına yaklaşılır ve o güzel görev için
beklenir. anne sigarayı söndürmek için size verir. tabiki sönmez çünkü çocuk filtresine kadar sigarayı içmektedir.
hareketsiz uyuyan bebek kedileri bunlar ölmüş diyip cenaze töreni düzenlemiştik. kedicikleri gömdük. bir müddet sonra toprak altında uyanan kedicikler hareket etmeye çalışırken toprak oynadı filan bizde kaçtık. o zamanlar bir kedi öldürenin yedi cami yaptırması gerekiyordu. kısaca hala 6X7 = 42 adet camii borcum var.
edit:halen evimde 4 işyerimde yaklaşık 15 kediye bakıyorum. direk eksilemeyin adı üstünden çocukken ( beş yaş) yapılan bi şerefsizlik di geçti gitti.