poşetçiden bir sürü küçük poşetcikler almak, 1 hafta boyunca onlara işemek, onları biriktirmek, sonra bi gece çıkıp farklı farklı noktalardan sidikli poşetleri dolmuşların camına atmak. sonra kaçmak. vay anasını amk.
balkondan gelen geçenin kafasına tükürmek, isabet almak için baya uğraşıyodum la. hasta olduğunda okulda arkadaşların yüzüne yüzüne hapşırıp hasta olmaları için dua etmek. amma şerefsizmişim be.
-itfaiye yi arayıp yangın var diye komşunun adresini vermek, yetmezmiş gibi aynı anda 112 acili aramak ve üstüne lahmacun salonundan sipariş vermek. hemde 75 adet lahmacun. evet hepsi 10-15 dakika arayla geldiler. en komiğide lahmacuncuydu. en son o gelmişti. *
-tavuğun götüne içine kız kaçıran doldurulmuş anten parçası takmak ve patlatmak akabinde tavuğun ölmesi ve 5 cm çapında ve 15 cm derinliğinde tavuğun oyulması.
-amcanın arabasını gözünün önünde tornavidayla boydan boya çizmek.
edit: eksileyen arkadaş, senin kadar şerefsiz değildim na yepayım.
sokaktan geçen arabaların içine su tabancasıyla çamaşır suyu sıkmak ve araba durunca ölümüne kaçmak, siz siz olun mahalenizden uzak bölgelerde yapın bu saldırıyı.
doktor mengele olmaktır.
şöyle ki;
çocukluktan beri bilime ve bilimsel deneylere ilgim olan şahsım,5-7 yaşları arasındayken kedi,köpek ve hatta kaplumbağalar üzerinde çeşitli bilimsel denemeler yapmıştır ancak ben onları oyun olarak adlandırmaktayım.
çınar ve incir gibi bazı ağaçların gövdelerinde özellikle yaz zamanlarında reçine kıvamında yoğun sıvılar oluşur,görüntüsü balı anımsatır, bu sıvı bir kaba alınır ve ateşte biraz yumuşatılır ve akışkan hale getirilir,ardından bir şırıngaya depolanır ve olmamış incir sütüyle karıştırılır. sokaktaki yavru kedicik alınır ve sırt kısmından bu iki sıvının karışımı kendisine enjekte edilir.kedicik bırakılır ve izlemeye alınır.yaklaşık 10-15 dakika sonra kediciğin akşamdan kalmış gibi yürümeye başladığı, sersemlediği ve denge sorunu yüzünden olduğu yere yattığı görülür. ancak birkaç saat sonra kedicik tekrar kendine gelir ve eski haline döner. kalıcı hasar oluşmuş mudur bilinmez ama ölmediği gözlemlenmiştir.ancak aynı deneydeki karışıma kola karıştırılınca kediciğin öldüğü görülmüştür.
başka bir deneyde, bir kaplumbağa yakalanmıştır(yakalama demeyelim bulunmuştur * ), haliyle kabuğunun içine gizlenmiş olan kaplumbağanın kabuğuna uzun uğraşlar sonunda 4 adet sandalye tekerleği takılır,kabuğun içinde gizlenmiş olan tosbağacık 4 çeker vaziyette bayırdan aşağı bırakılır, hayatında hiç o kadar hızlanmamış hayvan, kabuğundan çıkar, ayaklarıyla yola tutunur ve kendini frenler, işte bunu da kaplumbağalardaki hıza karşı verilen istemsiz refleks olarak açıklamıştım, bilim dünyasına duyurulur, hemen söyleyeyim bu deneyde ölen falan yok,daha insani denebilir.
köpeklere gelince, neyse o da kalsın, anlatırsak gereksiz yere anılabiliriz.
not: kaplumbağa deneyi çok keyifliydi ve bu yaşta dahi yapabilirim. ama kediler hakkında yaptığıma şimdi bakınca üzülüyorum.
meyvelerin bolluğundan dolayı bahçemizdeki ağaçların dalları neredeyse yerlere değecekken, ısrarla gidip komşunun bahçesindeki ağaçlardan gizli gizli aşırmak.