milletvekillerinin adi aşağılık pis adamlar olduğunu sanıyordum (gerçi pek bir şey değişmedi) zira büyüyünce milletvekili olmak istiyorum dediğimde;
"sende mi bizi kandıracaksın"
tepkisi alıyordum.
Anne veya babanin hiç olmeyecegini sanirdim. Ilkokul 4 sinifta giderken almanyadan günay diye bir kız gelmisti, babasının öldü günü söylenmiști ve Bana çok tuhaf gelmisti, nasil olur diye soylenmistim. Bir sene sonra babamı kaybettim.
Büyümenin güzel olduğunu sanmak. Küçükken ben zamanı kovaladım, şimdi o beni kovalıyor. Akreple yelkovanın farkı kalmadı. Bazen hangi yılda olduğumuzu bile unutuyorum. Daha dün 2017 deydik. Yıllar ay, aylar gün, günler saat, saatler saniye oluverir sonra bi bakarsın zaman senin için duruverir. Ömrün, kaybettiğin çocukluktaki mutluluğu aramakla yitip gitmiştir.
yatağın altındaki şeffaf beyaz aslanlar ve kaplanlarla oynardım, yatağın altından vurur beni havaya zıplatırlardı, çok eğleniyordum. kimseye dememiştim gayet normal geliyordu herkesin aslanları var sanıyordum ama şimdi aklıma geldikçe tüylerim ürperiyor.
Babam asla yalan söylemez ve kimseye yenilmez sanıyordum. Pezevengin ağzına yalan yuva yapmış, kendi dahil herkese kaybeden uslanmaz bir loosermış. Bok herif.
Eskiden kalın kot pantolonlar olurdu. Fermuarları metal testere gibi olurdu. Daha 3-4 yaşındayken pipim o fermuara sıkışırdı. Bir gün kopacak sanırdım. Kopmadı.
edisonu ediz hun sanıyordum.
yeşilçamı bir eski dizi sanıyordum.
16-17 yaşıma kadar ölülerin tabutla gömüldüğünü.
kuba mescidi adını duyunca kübada olduğunu sanmıştım ve kübayı arap yarımadasında bir islam ülkesi zannediyordum.