her insanın çocukken kurduğu temiz,saf hayallerdir.
mesela hayallerimizde hep dostlarımızın,ailemizin bizimle olacağını sanırdık hangimizin hayalinde anne,baba ve arkadaşlarımız yoktu ki. işte adı üstünde hayal zaman geçtikçe sobanın üstüne düşen bir tutam kar gibi eriyip gitti hayaller gerçeklerle yüzleştik tabi sadece bir kaç yüzüyle.
pikniğe gidildiğinde gökyüzüne bakıp bulutları bir şeylere benzetmekdir belkide.
sırf o bulutların yanına gidebilmek için pilot olmayı bile istiyordum baya uzun bir süre. sonra meğer ben ne kadar yaklaşmaya çalışsam o bulutlar benden o kadar uzaklaşacakmış. bunu öğrendim ve orada hayal dünyama küstüm.
olası bir savaş halinde, arkadaşlarımla karşılıklı vücudumuzu saklayacak büyüklükte ki taşların arkasına geçip ip gererek gelen düşmanlar alt edeceğimizi düşünürdüm. adamlar ipi takılıp düşecektee peh.
sadece çocuklukta değil hala aktif olan durumdur. hatta şu şekilde devam eder: "hayal kurarken hep malzemelerden çalıyor galiba, çünkü; hep yıkılıyor."