Çocukken televizyon programlarına çıkan, örneğin tarih alanındaki doktor, doçent doktor, yar.doç.dr, profesör doktor gibi konuşmacılar çıkınca çok takdir ederdim. adam hem doktor olmuş hem de tarih, coğrafya veya edebiyat alanında da bilgisi var diye onları çok bilgili görürdüm.
ohoo say say bitmez ;
-sabah gazetesinin sabah, akşam gazetesinin akşam çıktığını sanmak.
-mesut yılmazla tansu çilleri karı koca sanmak
-şirinler köyü gerçekten var sanmak.
-gece aynaya bakarsan cinler gelir sanmak
-herkes uyuyunca televizyondaki insanlarında uyuduğunu sanmak vs vs...
Böyle şehir değiştirince bir anda her şey değişecekmiş gibi sanıyordum. Ne bileyim mesela yol boyunca dağ var diyelim, diğer şehre geçince bir anda o dağ cetvelle çizilmiş gibi ortadan kesiliyor yerine renkli renkli şelaler akıyor gibi şeylerdi. Ama gel gör ki değişen.sadece şehrin adı imiş. Zamanında Bayağı üzülmüştüm düşündüğüm gibi olmadığına. Çocukluk işte.
her çocuk aklı ermeğe başladiğinda sorar ya, 'anne, baba ben nasıl oldum?' diye. bana da 'seni dereden tuttuk yavrum' demişlerdi. ben de o dereden böyle çocuklar akıyor, insanlar da gidip ordan tutup tutup getiriyorlar sanıyordum.
Çocukken kuzenim vampir hikayeleri ile beni korkuturdu. Geceleri vampirler gelip beni de vampir yapacak diye korkardım. Hatta bi kez bacağımda ki çürüğü vampir ısırığı zannedip bütün gece vampir olmayı korkuyla beklemiştim.
Şu resimde görülen yere düşüp dizini kanattığında canının acısına ağlamayan domuşuk çocuk, annesinin "aaaa deve çıkıcak dizinden, deve." sözü üzerine korkudan 3 saate yakın ağlamıştır.
Oğlum bir insan nasıl dizinden deve çıkacağına inanabilir ya?
Gerçi asıl soru, bir insan bir çocuğa dizin kanıyor demek yerine niye deve çıkacak der, olmalıydı.