eski kağıt otobüs abonman biletlerinin üzerinde yazan öğrenci/er yazısının sadece erkek öğrencilerin kullanabildiği otobüs bileti anlamına geldiğini sanırdım
t.v deki insanları, o sırada yaramazlık yapıyorsam anneme söyleyeceklerini sanmak...
turgut özal sinirli konuştuğunda bana kızdığını düşünmek...
bir erkek kadına çiçek verirse, onlarin cocuklari olacagina inanmak.
çirkin komşu teyzenin 6 çocuğu olmasını dolayısıyla anlamamak, bu durumda niye güzel annemin 2 çocuğu var diye işin içinden çıkamamak... *
sahip olunan kuzenlerin; ufak, hayattan bi haber çocuğu "senin büyüyünce sakalların çıkıcak, böyle yırta yırta kanıycak hep, Bwahahahaa" diye anlattıklarında buna inanmak, saatlerce ağlamak, büyümek istememek.
"biz seni çocuk esirgeme kurumundan aldık" diyen abiye inanıp, (henüz küçük olduğumuzdan valizi dolaptan alamadığımız için) bi poşetin içine eşyalarımızın bir kısmını koyup evi terketmeye kalkmak. sonucunda karşıdan karşıya geçmeden annenin bu çocuğu* yakalayıp eve götürmesi.
1.kilise çanını şeytan bağırması sanmak.
evet, annemin favori 'öcü'sü kilise çanlarıydı. harbiden de korkardık, bi de mızmızlandığımız zamana denk gelirdi, ucbucuk oluverirdik, hemen yapardık ne dediyse anneciğimiz...
televizyondaki kişilerin nasıl orada olduğunu bilmeden, örneğin izlenilip sevilen bir reklamın hemen içine girmeye çalışmak; olayın yayından ibaret olduğunu bilmeden, insanların hemen bir program ya da düğme aracılığı ile televizyona daldıklarını, bu nedenle de, faidelibilgi olarak kendimin anında televizyonun içine gireceğimi düşünmem gibi bir örnekle örneklendirilebilecek, kafası bir sürü olaya basmayan veletlerin aklından geçen muzip düşünceler bütünü..
allahı imam cübbesi giyen ve kafasına imamların taktığı şeyi takan dev bir insan sanmak.tövbe yarabbim ama böyle hayal ediyordum. bulaşık makinasında bulaşıklar yıkanırken dört bir yandan fırça kollarının çıkıp tabakları ovduğunu sanmak.