ilkokul öğretmeninin kafasının arkasında, saçlarının arasına saklanmış bir çift gözü olduğuna inanmak. ve o göz her şeyi görüyor diye 1. sınıfı sus pus geçirmek.
arabanın ön koltuğunun altından öcünün çıkacak olup seni saklaması.neden saklıyor kimden saklıyor.sırf öne oturmayayım diye yapılan şeye bakın çok acı hala altı boş olan yerlerde tedirgin oluyorum bu yaşımda.
anneannem derdi: "gece uyurken yüzünü şeytan yalar. uyanınca mutlaka yüzünü yıka ki melekler seni korusun". ben de korkar, yıkardım yüzümü şapada şupada.
tabii, aklım erene kadar inandım.
çok çalışınca zengin olacağını sanmak. evet efendim böyle sanırdım hep çok da çalıştım ama yanılmışım. bazı insanlar şanslı doğarmış bazıları hayatları boyunca didinirlermiş fakat bir türlü zengin olamazlarmış. bahtsız bedeviymiş kader çölde kalmışız sen söyle ayılar bizi neyler.
"bozuk paraya benzeyen yassı bir taşı yatmadan önce yastığın altına koyarsan, sabah uyandığında bozuk paraya dönüşür. ne kadar çok koyarsan, o kadar çok paran olur" diye bir söylenti çıkmıştı bizim mahallede. muzur bir veletti muhtemelen bu söylentiyi peydahlayan, biz saflar da inanmıştık. ben de inanmıştım, ne yalan söyleyeyim.
birkaç kez denemiştim, sonuç hüsrandı. ebeveynlerime bile anlatmıştım.
ama bir gün, bir de uyandım, yastığın altında bozuk paralar var. nasıl mı olmuş?
annem, taşlar bozuk para olarak çıkmıyor diye üzüldüğüm diye üzülmüş, ben uyurken yastığımın altına birkaç bozuk para yerleştirmiş.
ilk başta öyle sevinmiştim ki.. ama saatler ilerleyince çok mantıksız geliverdi birden. yoğun soru bombardımanım karşısında annem itifar etmişti. ama paralar bende kaldı, o ayrı.
annem ''tabağını bitirmezsen karın çok çirkin olur'' derdi hep... ben de çocuktum. inanırdım. hatta bi komşumuz vardı ayfer teyze diye... eğer tabağımı temizlemezsem onunla evlenicem sanırdım. çok korkardım. * bunun bi kandırmaca olduğunu anlamak inanın yıllar sürdü.
gece geç saatlerde mahalleden geçen bozacının ''bozaacıı'' diye bağırmasını ''çocukçuu'' diye algılamak ve annenin, babanın ''bak uslu durmazsan seni çocukçuya veririz'' tehdidinden korkup çıtını bile çıkaramamak.