annenin baba ile aynı yatakta yatması ile hamile kaldığı ve sevişmek denen şeyin sadece gençlerin saçma sapan kötü bir eğlencesi olduğu, anne babanın asla sevişmeyeceği.*
yolda yürürken rogar kapağına basınca, başıma kötü bir şeyler geleceğini söylemişlerdi. ve kötü bir şey yaşamamam için, basarsam mutlaka sırtıma birilerinin vurması gerektiğini.
allah belanızı versin lan, kim söylediyse artık. ömrüm rogar kapağına bastıktan sonra, sırtıma vurmaya çalışmakla geçti. o haldeyken, sokakta çok komik görünüyordum. rezil oldum bunca yıldır.
kadıköydeki boğanın canlı olduğunu düşünmek.
yanından geçerken peşimden gelecek mi diye gözleri boğadan ayıramamak derken... bunu farkeden babanın koş koşşş diye sizin ödünüzü patlatmasına sebebiyet vermek.
in cin top oynuyor deyimini inci top oynuyor diye anlamak ve buna inanmak. inciyi merak edip anneme kadar bile sormuştum çok gülmüştü. bide ''ay'' niye bizi takip ediyor lafım var ki yarılası.
oruçluyken tuvalete gitmenin günah olduğuna inanırdım. çok tuttuğumu bilirim bu yüzden. kim soktuysa aklıma artık. annem günah olmadığını kaç kez söylediyse de doğrusuna inanmam kolay olmamıştı.
bir şeyi çok yediğin zaman (misal çekirdek) karnında çekirdek ağacı çıkacak az ye şunu, uyarısını ciddiye almak. harbi harbi karnımca çekirdek ağacı çıkacak sanıyordum.
yıldızları; geceleri dışarı çıkan kanatlı hayvanlar zannederdim. tüm arkadaşlarım karanlıktan korkarken , ben karanlığın içine dalardım belki bir yıldız yakalarımda beslerim diye.
yukarılarda bir yerde kafadan geçirilen herşeyi anında farkeden bir varlığın olduğunu düşünüp korkudan kötü şeyler düşünmemeye çabalamak, çabaladıkça erotik düşünceler içine batmak.
+gürkan çekirdeği bütün bütün yeme. ayıkla da ye. birgün bir çocuk senin gibi yemiş, ağzından çekirdek ağacı(!) çıkmış.
-aaaaa... ne güzeeeeel. benim içimden çıkan çekirdek ağacından bol bol çekirdek yeriiiiiiz.
Not: evet evet ben küçükken ciddi sorunlar yaşamışım. şimdi farkına varıyorum.