cem yılmazında dediği gibi; geri vites kavramımın olmaması. şöför geriye doğru baktığında arabanın geri geri gittiğini düşünmekteydim. evet çok gerizekalıymışım.
aç ağzını uçak geliyor.
eskişehir'de yaşayanlar bilir. bir başladı mı 2 saat boyunca uçak geçer. yemek yedirirlerken saatine göre mi ayarlıyorlardı bilmiyorum ama her öyle dediklerinde yukarıdan savaş uçakları geçerdi. ister istemez refleks olarak açarım hala ağzımı uçak geliyo dediklerinde. (yok en son cümleyi fazla attım.)
dayımlar hep beni dudağımdan öperdi ve hamile kalacağımı zannederdim.
yaramazlık yaptığımda babamın sürekli "bir daha yaparsan kapının önüne koyarım,kurtlar yer" sözünün gerçek olduğu. kapı dışında beni bekleyen kurtlar var, sabah olunca gittiklerini sanıyordum.
egoistin ego satan kişi olduğunu sanmakta bunlardan birisi.
ben küçükken hep yemeğin tanelerini yerdim yemeğin suyu dibinde kalırdı annem bir gün şöyle dedi:kızım bir gün bir annenin biri üvey,biri öz kızı varmış öz kızına hep yemeğin tanelerini yedirirmiş,üvey kızınada yemeğin sadece suyunu yedirirmiş öz kızı zayıflıktan ölmüş falan derdi tam hatırlamıorum bnde bu yalana inanırdım küçükken yemeği tabakta kalmıcak şekilde bitirirdim.
ekmeğimi yarım bırakınca arkamdan ağladığı söylendirdi. ben de bazen gerçekten doyduğumda bırakırdım ama sabah kalktığımda ekmeği koyduğumuz şeyin tabanını ıslak mı diye kontrol ederdim. evet yaptım ben o çocuktum.
çocukluk aşkının yarattığı heyecandan olsa gerek hayal dalgaları çarpardı zihinlerimizin kıyılarına. O dalgalar tatlı gelirdi bize,çocuk olduğumuz için ilerilerine gidemezdik o denizin,kıyılarında yüzerdik. Büyüdükçe ilerilere doğru yüzdük,açıldık ve fırtınalarda boğulduk.