1989 yılbaşında uyumuştum. televizyonda dansöz çıkmış, yemekler, meyveler yenilmiş portakal suları içilmiş. herşey bitmiş saat 3 olmuş kalk hadi gidiyoruz dediler. evdekiler olayı anlatınca ne kadar üzülmüştüm. göt olmuştum resmen...
çok tatlı bir uykudur fakat tuvalat eğitimi kısmında en küçük bir hatayı affetmez. böyle bir durumda anlayışlı olmaya çalışan bir ev sahibi, mahçup (içten içe sinirli) anne ve ıslak bir don üçlemi atrasında kalınabilir. mazallah.
bu olay bendeniz tarafından çocukken değil gayet büyümüşken lise de yapılmıştır. lisede yatılı okulda ramazan ayında yemekler hiç de güzel olmuyor. bizim bir arkadaşın evi yakındı okula arkadaşlarla kararlaştırıp iftara gidilecekti. buz gibi yağmurlu bir hava da ince giyinmenin gayet doğal sonucu olarak üşütülür. o kadar üşütülür ki iftardan hemen sonra sobanın dibine ısınayım diye kıvranayım demişken bir bakarsın ki arkadaşların hadi kalk gidiyoruz derken bulursun kendini. hönk n'oluyo??? sözleri arasında utanıla sıkıla evden çıkılır.
bir arabanın arkasında, yola ne zaman çıktığınızı, babanızın sizi ne zaman kucağına alıp arka koltuğa sessizce yatırdığını bilmeden eve doğru yol almakla son bulurdu misafirlikte uyuyakalmak. saf, masum ve teslim olmuş. sonsuz güven hissi.