aysun kayacı çok doğru bir laf etmiştir. ben onun bunu kullanırken çobanlık mesleğini kastettiğini asla düşünmüyorum. bugün akp'ye oy veren kitleye bakın çoğu eğitimsiz. hatta akp'liler de bu gerçeği kabul ediyor. dünyaya bakışı, beklentisi farklı insanlar geliyor senin hayal ettiğin, özlediğin, istediğin şeyin içine ediyor. sen de sitem ediyorsun olay bu.
yönetici konumundaki herkes bir manada çobandır. ancak gerçek manadaki hayvan otlatan çobanı ön plana çıkaran ayrıntı, onun, içinden çıktığı bir grubu değil, çok başka özellikteki başka bir cinsi idare etme yetisidir. çoban işte deyip geçmemek gerekir.
keçi, koyun, inek gibi etinden ve sütünden yararlanılan hayvanları otlatan kişidir. çok sıkıcı bir iştir, ancak o hayvanların başında tüm sıkıntılardan, dertlerden uzaklaşırsınız. ya da kendinizi sorgularsınız çobanlık yaparken. ayrıca monolog tüm çobanlar için vazgeçilmez bir yöntemdir. anlatırsınız tüm hayallerinizi, dertlerinizi, en yanık türküleri söylersiniz ve dağ başında 5-6 saat bir bakmışsınız ki geçmiş gitmiş ve sürüyü önüne katıp köyüne dogru ilerler çoban. aklında kurduğu hayallerle birlikte.
yıllar önce arabesk sever bir iş arkadaşının her mesai günü en az 5 kere bize dinletmesi sebebiyle ifrit olduğum deli çoban türküsünün baş karakteri. çocukluğunda çobanlık yapan babamdan bile soğumuştum bu yüzden.
öztürkçe bir kelimedir. ço domuz demek, ban ise işin ustası adam; yani çoban domuz güden adam anlamındadır. çocuk ise küçük domuzcuk anlamına gelmektedir. bu arada domuz hayvanının anavatanıda anadoludur. tıpkı afyonun anavatanının olduğu gibi. garip ama gerçek...