bende de pasta yok ama ben kutlama olarak döt kıllarını kesmek istiyorum. ama henüz bir bahçe makası bulamadım. bulur bulmaz yanındayım. fakat mumu nereye dikeceğim konusunda bir kararsızlığım var. ama fakat ama fakat ama ama fakat...
entrylerini beğenerek takip ettiğim yazar. geçen bir entrysine denk geldim yolda, dayanamadım takıldım peşine. ama entryde bir kase vardıki benimle beraber 15-20 kişi daha entrynin peşine takıldı. entrye alsancak'ta denk gelmiştim. peşinden üçkuyulara kadar yürümüşüm. yani takip takip nereye kadar.
ha bide faşist yazarmış. faşistlikle geyik yapmak arasındaki ince çizgiyi bilmeyen yazar arkadaşların yakıştırmasıdır diyicem ama o çizgi ince değil, baya bir kalın.* bu kadar rahat bok atmayalım birbirimize. sevgi kelebeği olalım, birlik olalım, beraberlik olalım. hep beraber we are the world we are the cildren şarkısını söyleyerek ska yapalım. harbidende yapalım..
entryleri pek hoş bu yazar arkadaşımın. ama daha çok dikkat çekeni ise kafasında bir sözlük ütopyası yarattığı, ve bu ütopyanın gerçekleşmesi için canla başla çalıştığı. bu özelliğini de en çok yeni gelen yazarların üzerinde hissettiriyor. hakikatten çok kötü yazan yazara "kötü yazıyor" diyebiliyor. iyi yazanlara "iyi yazıyor" diyip tıpkı fm2008 deki "dostum kutlamaları kısa tut, daha önümüzde alınacak çok yol var" hissettirmesini yapabiliyor.
velhasıl, sözlüğe gerekli yazarlardan. bunu bir şakşakçı zihniyetiyle yazmıyorum elbetteki. zira onun ne şakşak a ihtiyacı var ne de benim şakşaklamaya.
şakşaklasam "radiohead dinleyen muhteşem insan. zaten her radiohead dinleyen öyle değil midir?" der kaçardım kesinlikle. evet kesinlikle.