her sene, çay bitkisinde dalların en ucunda bulunan iki üç yaprağı tek tek elimle toplarım. eve dönünce bunları fırınlar ve kendime özel, mis gibi çam kokulu, ahşap bir fıçının içine doldururum. ağzı kapalı fıçıda beş ay kadar beklemiş olan kavrulmuş yaprakları üçer beşerli guruplar halinde demler ve içerim. işte budur çay.
Edebiyatı yapılmasıyla birlikte zaten az içerken şimdi neredeyse hiç içmiyorum.
Bizde köklü bir geleneği de yok bu çayın. Osmanlıya gelişi 19. Yüzyılın sonunda olmuş ve sonra gittikçe popülerleşmiş. Büyük ihtimalle yapım kolaylığı ve fiyatının daha uygun hale gelmesi bunun nedenlerinin başlıcaları.
çaydaki kafein miktarı kahvedekinin yaklaşık dörtte biri kadardır. örneğin bir fincan kahvede (50ml) yaklaşık 20mg, bir bardak çayda (100ml) yaklaşık 10mg kafein vardır.
Ayran gibi milli kültürümüzde yeri olan içecektir. Öğretmenlerin çok tükettiği bilinir. Nedense bitki çayını daha fazla tercih ederim. Çayın o kadar faydalı olmamasından gelir.