bu olay tıpkı bir kadını kırk yıl sırtında taşırsın bir gün indirdiğin zaman senden kötüsü olmaz bu meselede öyle.
çarşı taraftar gurubu çok güzel projelere imza atmış bir grup. bunlar görmezden geliniyor eyleme katıldı diye.
çarşı taraftar grubunun terör örgütü suçlamasından dolayı gözaltına alınması oldukça şaşırtıcıdır.
hiyerarşik yapının en tepesinde manuel fernandez olduğu söyleniyor. örgütün çok sayıda dozer ve toma kaçırma eylemlerini gerçekleştirdiği biliniyor. öte yandan örgütün ergenekon ile olan bağlantısı da yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı bile.
evet organize bir sivil toplum örgütüdür. burası öyle bir ülke oldu ki örgüt denince akla hemen terör örgütleri geliyor. zihniyetinizi sikeyim sizin. çarşı türkiye'de sokakların ve toplumsal durumların önemli bir aktörüdür, vicdanıdır. duyarlılığın en öz halidir. mizahın dibidir. parlak zeka ürünü protestolarla gözümüzün bebeğidir.
çarşı'nın organize suç örgütü sayıldığı bir ülkede acep deniz feneri derneği'ne ne deniyor hakim bey?
çarşı içinde anarşik işleri organize eden kimse yoktur, açılan pankartlara onay veren de o grubun liderleridir sonuçta, "Biz seni görmeden sevdik ya resulallah" pankartını açan grubun tek suçu iktidar yalakası olmamak sanırım. içlerinde pkklı olsaydı bu gözaltılar hiç olmazdı inanın.
Beşiktaşlı olmamama rağmen epey rahatsız olduğum durum. Sen pkk ile kol kola gez bir taraftar grubuna terörist muamelesi yap. Başımızdakilerden ve onları destekleyen satılmışlardan iğreniyorum.
yaşadığımız günlerde çok şaşırtıcı olmayan yıldırma politikasıdır çünkü çarşının çocukları Atatürk'ün anladığı Türk Genci Ve Türk Gençliğidır.
çünkü Çarşı insana, hayata, özgürlüğe ve insan iradesine karşı olan herşeye karşıdır
Atatürk'ün kaleminden :
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polisgelecek, asılsuçluları bırakıp, suçludiyeonuyakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek." Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." işte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği