iyiden iyiye ayağa düşmemek için, çarşı'nın şerefini koruma hareketi. zaten bizim gözümüzde hep şereflilerdi, şimdi daha da şereflendiler. tribündeki coşkularını kaybetmemelerini tüm beşiktaşlılar gibi can-ı gönülden istiyorum.
insan ilk başta başlığı görüp, haberleri okuyunca tırsıyor, noluyor lan diye. ancak işin esası anlaşılınca rahatlıyor seviniyor.
1920 yıllarında beşittaş esnafının kurduğu söylenen bu büyük taraftar grubu bugünlere kadar dünyaca ün yapmıştır ve bir kaç kişinin isteği üzerine kapatılamaz. ya bundan 50 sene önce ruhlarını beşiktaşa bağlamış kişilerin hakları ne olucak kolay değildir yılların emeğini bir kaç kişi istemiyle kapatmak. boyunlarda ağır nebal ve sırtlarında büyük bir yükle yaşamak zor gelir insana...
inönü stadyumunun beşiktaşlılığın anlamı bir parça eksilten, bir galatasaraylı olarak üzülerek öğrenmiş olduğum durum. umarım sadece söylentiden ibarettir.
kapalıya loca yapıldıktan sonra kapalının da numaralı olduğu zamanlar çarşıyı dağıtmakla suçlanıyordu yönetim. şimdi çarşı kendisini dağıttı. çarşı yoktur beşiktaş taraftarı vardır mantığıyla hareket edecekler zannedersem. umarım isim değişikliği büyük beşiktaş taraftarını çekirdekçi seyirci yapmaz.
--spoiler--
Bir tarafta UEFA nın gönderdiği tebrik mektubu, diğer yanda çirkin tezahürat nedeniyle PFDK nın verdiği seyircisiz maçlar. Menajer Sinan Engin e "Ya 2004 ün hesabını ver ya da huzuru ver" diye hesap soran da onlardı, yönetimi eleştirmedikleri için "satılmış Çarşı" şeklinde eleştirilen, başkan Yıldırım Demirören e karşı internet sitesi açıp daha sonra video klip hazırlayan da.
"Karşı"lığı benimsemişlerdi en baştan. Zaman zaman kendine de karşıydı oysa Çarşı. Tribünde yer almasalar bile ruhları yeterdi. Allah affederdi, onlar asla. Ve istemedikleri tek şey ölmeden mezara konmaktı. Şimdi 25 yıllık ismi aynı yere koyduklarının farkında olmadan.
Ozon tabakası delindi, nükleer karşıtlığı yara aldı ve son 24 saattir kan merkezleri kırmızı alarmda. Hasankeyf sahipsiz, 70 lik rakı eskisi kadar ünlü değil, en önemlisi de Eto'o artık öksüz. Bir anda yaşanıp bitmeyecek gibi görünen "Siyah - beyaz aşk hikâyesi" sürpriz bir final yaptı Salı gecesi. Ölümle yaşamı ayıran çizgi, siyahla beyaza yaklaşamadı ama Çarşı yı bitirdi. Azrail e "akıllı ol" diyenler, Liverpool maçında dünyanın tanıdığı markayı ölmeden mezara koydular. Mizahi yönü gelişmiş olan topluluk, son zamanlarda ölümü fazlasıyla dillerine dolamamışlardı zaten.
Çarşı artık yok. Grubun önde gelen isimlerinden Alen Markaryan, Çarşı nın kendini feshettiğini açıkladı. Beşiktaşlı olan - olmayan herkes için beklenmeyen bir gelişmeydi bu. Sosyal sorumlulukları, ince mesajları ve muhteşem destekleriyle sempati uyandıran taraftar topluluğu, böylesine bir kararı neden almıştı? Çok yorulmuşlar belli ki. "Pasif duruma düşmüşler" dediklerine göre. Ancak ne kadar kararlı görünseler de, inandıramadıklarının sayısı fazla. Sözünden dönmek olmaz'ı savunanlar kadar, "zaman en iyi ilaç" diyenler de var.
Hep bir ağızdan "savaşa hayır" diyen, siyanürü protesto eden, çocuk pornosunu sobeleyen bir topluluk... 4 - 5 sene önce "bunların futbolla ne ilgisi var" diye düşünürdü herkes. Eleştiri biçimleri şaşkınlıkla karşılanırdı. Şimdi ise akıllara Çarşı geliyor. Nerede ilginç bir protesto olsa, orada hep aynı grup karşımıza çıkıyor.
Tribüne ansızın veda eden "mahallenin kötü çocuğu", cevaplanması gereken sorular bıraktı. Yeni sezonda kapalı tribünde Çarşı nın olup olmayacağı, bunun takımı ne kadar etkileyeceği konuları ayrıca. Mutlaka veda mektubuna varan sürecin perde arkasında çok şey var dillendirilmeyen. Anlaşılan önümüzdeki günlerde Çarşı yı konuşmaya, Çarşı nın kararını tartışmaya devam edeceğiz..
--spoiler--
...gökhan karataş'ın yazısı.
***
anlaşıldığı üzere çarşı artık olsa da olmasa da hala konuşulmaya devam edecek. şüphesiz hiçbir taraftar grubunun yaptıkları bu kadar ses getirmemiştir. getirmeyecekte. her zaman akılda kalacak bir oluşum çarşı. bir ruh. tabiki beşiktaş olmasa çarşı da olmazdı. feshedilen çarşı, beşiktaş değil. biz hala buralardayız. yine tribünde ses getirmeye devam edeceğiz. çekirdek çıtlamak bize göre değil. arz ederim.
hak vermemek olmaz. sevdiğine, uğrunda öleceğine zarar veriyorsa sevmek sevmek midir? çarşının beşiktaşa olan etkisini azaltmak zordu, belki bu karar alınmasa çarşı başlı başına bağımsız bir olgu olacaktı. böylesi daha mı iyi?