Çankırı Evleri genelde iki katlıdır. Birinci kat ara kattır ve kışlık olarak kullanılmaktadır. Burası günlük hayatın geçtiği yerdir. Plan yapılırken de buna dikkat edilmiş olup sade ve kullanışlıdır. Yemek yapma, yeme ve oturma için düşünülmüştür. ikinci katlar ise manzaralı ve gösterişlidir. Bu katlar daha çok yazın ve misafir için kullanılmaktadır.
kaynak http://www.cankiri.gov.tr
çorum-çankırı-yozgat üçgeninin bir üyesidir. 6 ay sonra daha detaylı açıklama yapıcam, editlediğimde anlaşılır zaten. *
edit: eksi oy gelince edit yapmam gerektiğini hatırladım, titredim bir anda. tozu-kızı-tuzu diyorlar. kızı hariç diğerleri bol bol mevcut.
iç anadolu'nun kuzeybatısındaki küçük şehir. nasıl il denilebiliyor şaşıyorum. otobüs durağı bile yok. bizim üstün yetenekli siyasetçilerimizin engin başarılarından olsa gerek. aslında konu tam anlamıyla bu değil. çünkü çankırı yeni il olmadı. konu; uzun süredir il olan bir yerin hala köy gibi kalabilmesi. işte bizim o üstün yetenekli siyasetçilerimizin yoğunlaşmaktan kaçındığı temel nokta.
havası çok soğuk, suyu çok soğuk. ılgaz'a ve ankara'ya yakın olması en büyük avantajları. yeni yapılan yolları ile şabanözü, yapraklı ve eldivan ilçelerine gidişat artık hem daha güvenli, hem de o bölgenin en eğlenceli aktivitesi. çünkü dört mevsim de bozkırın, o karasal iklimin tadı cezbedici olabiliyor bu yolculuklarda. bir de merkezde trafo denilen bir yere araba ile çıkıp artık "ne yaparsan" modu var. o da adamına göre eğlenceli olabilir. insanları kendi halinde. ben tanıdığım insanlarını çok seviyorum da, tanımadığım insanlarının yırtık kota güzel gözlerle bakmadığını biliyorum.
içinde birde aziz avman kışlasını barındıran ildir. eğer askerliğini burada yapacak askerler olursa 200 basamaklı merdivenlerini görürlerse sasırmasınlar. 28. mekanize piyade tugay komutan yardımcılığı
dünyanın başkenti olacak nitelikte bir şehir, uçsuz bucaksız ovaları, orduları ve kavimleri besleyecek kadar bereketli toprakları, içinden bal ve süt akan nehirleri, binbir türlü canlıyı içinde barındıran çok geniş bir ekosisteme sahip sık ağaçlı ormanları, yeşille mavinin birleştiği evrenin en güzel köşesi olan osman gölü, sapsarı göz alıcı tarlaları, binbir türlü derde deva şifalı suları ve kaplıcaları, ve paris, londra, newyorku kıskandıracak mistik havası olan geceleri "olmasa da ülkemizin çok güzel bir şehridir"... *
3 kere yolumun düştüğü, allahın unuttuğu yer derler ya hani işte öyle olan il. çankırı büyük otel, merkezdeki camiinin altındaki yimpaş, bir de gençlik spor il müdürlüğüne ait çankırıspor'un kullandığı futbol stadyumu ve stadyumun bitişiğindeki spor salonundan başka kayda dair bir şeyini göremediğim yerdir ayrıca.
şehrin dışında tuz madenleri var bir de. ilginçtir ilk gittiğimde görmüştüm. zamanın birinde bir eşşek girmiş o mağaralardan birine ve kaybolmuş içeride. eşşek bir zaman sonra ölmüş tabiki. ama vücudu hiç bozulmamış. madenin havası resmen doğal bir mumyalama işlemi görmüş hayvanın üzerinde. bunu bulan işçi ve mühendisler de önce hayvanı yanlış hatırlamıyorsam avrupa'ya gönderip bunun nasıl olduğunu araştırttırmışlar, bugün de o eşşeği cam şeklinde bir dikdörtgenden oluşan kutunun içinde madenin içinde sergilemekteler. çok şaşırmıştım gerçekten hiç bozulmamış hayvan neredeyse.
ayrıca:
-abi burda huzurevi var mı diye? soran arkadaşıma
-gencüm siz kerhanayı mı soruyonuz?
diye cevap verebilen acayip açık sözlü taksicileri barından ildir.*
kro tiplerin çoğunlukta olduğu şehir.sokaklarında ankaralı namık şarkıları iğrenç iğrenç çalar ve bu aptal eylem insanı intahara sürükler.birde camekanlara televizyon koyarlar ve bir oyun havası videosu.aptal saptal tiplerde bunun karşısına geçer saatlerce o videoyu izlerler, ekranda etekli gavat adamlar oynar, birde mini etekli kızlar oynar (mini etekli kızlar sarışın da olsa, genelde ayı yavrusu gibidir).suyundan bir bardak uzatılarsa sakın içmeyin muhtemelen bir kaç saat sonra ishal olabilme tehlikesi yaşarsınız, ya da kusarsınız.birde cep telefondan sesli olarak müzik dinleme alışkanlığı olan gençlerin bol olduğu şehir.bu gençlerin iki lafından biri küfür etmek ise diğeri lan bebedir.
içinde sadece bir tepede şehrin tek ağaçlık alanın bulunduğu ve oraya çıkanın 7 yıl boyunca çankırıda yaşayacağı şeklinde bir rivayet bulunur. ben gitmeme rağmen ertesi yıl kaçtım şehirden. boğdu beni. şehir halkı çoğunlukla ülkücüdür. karşı görüşlü insanların gitmesi hayra alamet değildir.
Nerelisin diye sorulduğunda ''Öğünmek gibi olmasın ama Çankırılıyım'' diye cevap verdiğinizde karşı tarafa ''Bu Çankırı'da benim bilmediğim ne var ki'' diye düşündürmeniz katidir.
memleketiniz şu şehirse busunuzdur, bu şehirse şusunuzdur eğer çankırı ise" hee tamam o zaman" sınızdır. hakkında söylenecek pek bir şey olamayan,iyi olmayan,kötü olmayan bir şehiridir.
çoğu anadolu kentinden çok daha kötü durumda olan, kışın geceleri sıcaklığın -20lere yaklaşmasıyla bir yerlerinizi rahatça dondurabilecek bir havaya sahip küçük il. ayrıca şehre bir iki saat uzaklıkta bulunan tuz madenleri sanırım görülebilecek nadir* yerlerden biri.
ayrıca 2007'de yeni bir üniversiteye de kavuştu.* konaklama açısından ise ılgaz'a yakınlığı avantaj olsa da şehir de sanırım iki tane düzgün otel bulunuyor**.
okuma yazma oranı yüksek ilimiz.
savaş sırasında işgal edilmemiş, düşman eli değmemiş bir anadolu şehridir.
çankırı'da esnafa değil memura kız verilir(miş). *
bir de tabii, leblebi mevzuu var.
efendim, leblebi bilindiği gibi çorum menşeilidir.
ancak istanbul'daki kuruyemişçilerin pek çoğu, hatta yine anneannemin tespit(!)ine göre, yüzde doksanbeşi çankırı'lıdır.
hakikaten, var böyle bir şey.
bunun da sebebi zamanında çankırı'nın orta kazasına yerleşmiş bir çorumlu'nun, leblebiyle halkı tanıştırması.
tabii "bunun adı leblebi, şöyle yapılır böyle edilir, herkes öğrensin" şeklinde çankırı halkına leblebiyi öğretmekle görevlendirildiği filan da yoktu bahsi geçen zatın. ancak işte, o bir çankırılıya öğretmiş, o çankırılı da bir başkasına derken.. çankırı'da leblebi sever bir memleket olmuş.
fazla bilinmez ama.. öyle.
bir de çok rica ediyorum, çankırılılara elekçi, cingan, çingene filan demeyiniz! zira çok alınırlar, alınıyorum da. çankırı'da, bu kez dayımdan aldığım bilgiye göre zamanında 500 adet köy varmış ve bunlardan sadece iki tanesi çingene bölgesiymiş, çankırılılar çingenedir filan, palavra yani. bildiğin anadolu insanı, bildiğin türk işte kardeşim.
şehir insanının nasıl orda hala yaşamını devam ettirdiğini merak ettiğim gittiğiniz gün geri dönmek isteyeceğiniz ufacık takriben 1 saatte yürüyerek tüm şehri dolaşmanız mümkündür okdar çekilmez okadar asosyal bir şehirdirki gimtenizi tavsiye dahi etmem ankara üniversitesinin yüksek okulunu buraya yaptığı için ve ben burda okuduğum için bir kez daha yuh luyorum tam bir rezillik 2 senem ömrümden boşa geçti .