yağmurlu günlerde annelerimiz çamaşırları balkondaki ipe asamadığı için, satın aldığı çamaşırlığa asmak adına evin içerisinde bir yerlere koyarlar. genelde bu bölüm ya antre ya da banyo olur. fakat o çamaşırlığı olduğu yerden hareket ettirip, başka bir yere koymak beceri istemektedir.
bu konuyla alakalı bir olay daha bu sabah başıma geldi. sabah ayılamamışım, kendime gelmek için duş alayım dedim ve banyoya atıldım. tam duşun olduğu bölümün perdesini açtım, birde ne göreyim; "yığınla çamaşırı bünyesinde bulunduran çamaşırlık"
hemen söylenmeye başlasamda, hadi dedim annemi uyandırmayayım, kendi işimi kendim halledeyim.. aleti öyle bir yapmışlar ki.. iki tane bacağı var, çamaşırları onlar ayakta tutuyor, fakat dengelemek aşırı zor. biraz yerinden oynatınca bir bacak kapanıyor, çamaşırlar yere düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
birde klozet var tam orda, istediğim gibi dümdüz çekemiyorum. diklemesine götürüp, hafif kapatarak istediğim yere koymayı başarmam lazım.
ne mi oldu? yapamadım tabi, devrildi çamaşırlık..
buradan yetkililere seslenmek istiyorum; bisiklet kullanmasını bilmeyip iki tekerlekli bisiklet sahibi kişinin bisikletinin arka tekerleğine, ek olarak iki tane küçük tekerlek takılır.
lütfen! sizlerde çamaşırlık kullanmasını bilmeyenler için, iki tane ek ayak takın. çamaşırlar devriliyor, yere düşünce kirlenme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. sonrasında o çamaşırlar tekrardan çamaşır makinesine atılıyor. kimi beyazlar renklilerle karışıyor, renklinin rengini alıyor. kimi gömlekler kendini çekiyor, elektrik ve su faturası daha fazla geliyor. bunlar yüzünden eşler boşanıyor, yuvalar yıkılıyor..
tekrar söylüyorum; lütfen! çamaşırlıklara ek olarak iki ayak daha ilave ediniz..
çok kıldır o çamaşırlık, koymak bir derttir, yerini değiştirmek ise ayrıca bir derttir.
ayrıca yazar bu konudan muzdariptir. şöyle ki;
sabah sulbart msn ini açar, kendi kendine de "ulan daha afyonum patlamadı, biz yine geldik çalışmaya" diye düşünürken bir bakar ki, afyonu patlamayan sadece kendisi değil. daha sulbart'ın msn i açtı sinyali karşı tarafa gider gitmez bir briling sesi ile "ne oluyor lan?" der. evet bu salça'nın briling sesidir.
başlarlar konuşmaya, hatta düzeltelim salça başlar saydırmaya, arada bir sulbart'ın, "kardeşim ayılamadın galiba" yazısı görülse de, salça hızını alamamış, sulbart 1 satır yazana kadar salça 7 satır yazmaktadır..
ne yaptın lan? önceden yazıpta, ilk msn'e giren garibana copy paste mi yaptın önceden yazdıklarını? *
salca:
günaydın ya ne olacak bu işler salca:
bir kuruma telaşıdır, çamaşırları almış gidiyor.. salca:
annemde ne yapsın, çamaşırlığı banyoya koymuş sulbart:
ne diyon hacı? afyon patlamadı galiba.. ahahah
.
.
.
haa konuya dönelim, haklı mıdır? haklıdır.. hele bir de sabah mutlaka banyo yapması gerekiyorsa!! *
çözüm önerisi yine yazarın kendisinden gelmiş ve benden de tam destek görmektedir;
--spoiler-- salca:
gel hadi yardım et bana, başka yandaşlarda bulalım, sesimiz çığ gibi büyüsün.. beraber üstesinden gelemeyeceğimiz olay yok.. ek ayak yapsınlar şu çamaşırlıklara
--spoiler--
- yeter ulannnn!! düzeltin şu çamaşırlıkları.. sabah sabah beni de kurtarın şu salça'dan. adam takmış sabah sabah banyo'ya.