bugün

ödemeliarayan savaşı'ndan hemen sonra başlamıştır.
yavuz sultan selim'in yok etmeye hazırlandığı alevî türkler'in çoluk-çocuk şah ismail'in ordusunda bulundukları savaştır.

"zaten öleceğiz bari bir iki sünnî götürelim yanımızda" sözleriyle açıklanabilir alevîler'in bu davranışları.

alevîler şah ismail'in ordusundaki herkesten daha yiğitçe dövüşmüşlerdir. ancak sonuç ortada.

kızıl sultan, bu savaştan sonra alevîler'i toptan yok etmeye girişmiştir. bunun için de başta kürtler kullanılmıştır.
tarih cahili aymazlarin kuyruk acisi ile hakkinda bogurdukleri savastir.

Bu topraklara ihanet eden arsiz kopekler bu savasin ardindan hak ettikleri cezayi almislardir.

Cennet mekan yavuz sultan selim han'dan allah (cc) razi olsun.
Doğu Anadolu'ya sahip olmak isteyen Şah ismail bölgedeki Şii Türkmen aşiretlerini Osmanlı'ya karşı ayaklandırıyordu.
Yavuz iran seferi öncesi Dulkadiroğlu Alaüddevle'den yardım istedi fakat isteği reddedildi.
1514'te Osmanlı orduları iran ordularını Çaldıran Savaşı'nda yendi.
doğrusu çaldıran muharebesidir.
yavuz sultan selim, şah ismail in anahtarını almıştır bu savaşın sonunda.
imha savaşlarından 2.sidir yapılan savaşlarda verdirilen en büyük kayıplar bununla beraber mohaç ve varna savaşlarında verdirilmiştir diyeceksiniz ki diğerlerinden farkı ne anlamadım * farkı düşman ordusunun neredeyse 4te 3 ünün savaşta öldürülmesi irana atılmış büyük bir tokattır şah ismail bu savaşı kaybetmekle kalmamıs hem hazinesini hemde karısı kaybetmiştir sen kendine güven karını hazineni getir orduyla savaşa gör ebeni.
sanılanın aksine kürtlerin tümüyle osmanlı'nın yanında yer almadığı savaş. kızılbaş kürt aşiretleri şah ismail'in desteklemiştir. bugün siverek, bingöl, diyarbakır, lice, muş, gerger hattındaki zaza nüfusu 17 yüzyıla kadar tümden aleviydi. malatya, elazığ, sivas hattındaki kurmanc nüfus yine aleviydi. daha sonra bu kitle sünnileşmeye başladı. alevilik dersim, koçgiri, maraş, varto gibi yörelerde tutundu. geri kalanlar şafileşti.
safevilerin türk olduğunu bilmeyen bazı bireylerin görülmesini sağlayan savaş.
meshep savaşıdır.
Bu savaş aslında bir rövanş savaşıdır. Şah, Akkoyunlu hükümdarının kızının oğludur.
yani şah' ın dedesi akkoyunlu hükümdarı uzun hasan' dır, O' nun torunudur.

Akkoyunlular Karakoyunlular' ı yıkmışlardı, Akkoyunlular da Fatih ile anlaşamıyorlardı.

olay kısaca şöyle gelişmiştir ; Fatih Sultan Mehmed Trabzon Rum imparatorluğu üzerine sefer yapmıştır ve bu da akkoyunlu-osmanlı çekişmesine start vermiştir çünkü Uzun Hasan Trabzon imparatorunun kızıyla evliydi.

Hasan, Osmanlı ordusunu durdurmak için Trabzon'a kuvvet gönderdi. Gedik Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu bu kuvvetlere yenildi. Uzun Hasan 1473'teki Malatya Savaşı'nı da kazanmıştır ama Otlukbeli Savaşı'nda Fatih karşısında çok ağır bir yenilgiye uğradı.

Hasan, bu yenilgiden sonra gürcistan' a saldırdı ve aldı. Lakin uzunca hasan ölünce taht kavgaları ile devlet zayıfladı ve bizzatihi dedesinin devletine son veren ve yerine safevi' yi kuran yine ismail' dir.

Yani denklem şudur > Karakoyunlular' ı yıkan Akkoyunlular, Akkoyunlular' ı yıkan Safevi'ler.

Safevi yönetimi, erdebil şeyhliğinden doğmuştur o da yıldırım' ın timur' a yenilgisinden çıkmıştır. Çaldıran' ın kaç senelik mevzu olduğunu görüyorsunuz bu verilerle.

Safevi' ler Özbekleri tarumar etmişlerdir, o coğrafyada sünni olan kırgız, özbek, tatarlar ismail' in zorla şiileştirme politikası altında can vermişlerdir. osmanlı' nın hiç değilse zoraki sünnileştirme programı bile yoktu.

yavuz çok kötü, fatih çok kötü, yıldırım çok kötüdü de ismail çok mu iyiydi, sütten çıkmış ak kaşık mıydı?

Osmanlı içerisinde şah kulu isyanlarını çıkartan ve bunu başarıyla yürüten ismail, devleti ve milleti ile osmanlı toplumunu içeriden bölüp bir atak hamle ile bu devleti yutmaya çalışıyordu. padişah beyazıt tahtını düşünüyor, şahın planlarını umursamıyor ya da umursamaz görünüyordu, küçük oğlan selim ağabeylerinin aksine şii yayını osmanlı üzerinde hissediyor ve bir önlem istiyordu yönetimden ama malesef istediği önlem gelmeyince ordu ile anlaşıp darbe tarzı bir harekatla babasını devirip ağabeylerini saf dışı bırakıp başa geçti.

Neyse bu iki türk devleti van dolaylarında çaldıran' da karşı karşıya gelip cenk ettiler, içeride isyan çıkmasın diye ordunun bir kısmını geride bırakmış kontrolü sağlamıştır selim ve savaş çok sert şekilde başladı, sürdü ve bitti.
Her savaşın kazananı ve kaybedeni olduğu gibi bu sefer kazanan taraf osmanlı' nın yeni ve genç padişahıydı.

Şah ne çok siyah ne çok beyaz, aynı selim gibi. ikisi de türk büyüğüdür, ikisine de kökten düşmanlık göstermek etik değildir, dönemin şartlarını mezhepsel olguya dönüştürmeden objektif inceleyin. ikisine de saygı duyun.
(bkz: kılıç aynı kılıçtır ama kol aynı kol değil/#17558991)
Bu savaşta safevi türkleri süvarilerle osmanlı türkleri topçularla yer almıştır, şah' ın düşündüğü süvarilerin topçu birliklerden daha hızlı yer değiştireceği idi ve tabi ki daha hızlı saldıracağı. Yavuz' un düşündüğü ise top atışlarıyla dağılacak olan süvari birlikleriydi. Yavuz haklı çıktı, şah cesur çıktı ama haklı çıkan yavuz oldu. Zira atlar belli bir gürültüden sonra kontrol edilemez, daha fazla gürültüde ise dağılırdı çünkû süvariler daha sessiz ortamda fırtına gibi olurlar.
yavuz sultan selim'i ve askerlerini epeyce zorlamış savaştır.

şah ve sultan kitabından:

*şah ismail'in kızılbaş fedailerinden elli kişilik bir müfreze, ordumuzun geçeceği güzergahtaki kuyuların hepsini zehirleyip kaçmışlar. onların yetişemedikleri yerlerde de aynı işi kızılbaş köylüler yapmış, bununlada kalmayıp kendilerine yetecek kadar mahsulü toprağa gömüp tarlaları ateşe vermişler, meyveli ağaçları kesmiş, sığır ve davarlarını ordunun geçeceği yollardan uzaklara gönderip evlerinden başka binaları, ahırları yıkmışlar. sırf dağda bayırda, kışta kıyamette sultan'ın askerleri ilerleyemesin diye yapmışlar bunu. bazı yerlerde dağdaki ağaçların bile meyvelerini toplamışlar, işe yarar ne varsa harap etmişler. istihbarat toplayan askerlerin dediğine göre bir grup dede de buyruk nüshalarını hatmederek yağmur yağmaması için tam bir hafta boyunca duaya oturmuşlar...

*sahraların hayat şartları asker arasında bir isyana yol açarsa sultan'ın başını kurtarması zor olabilirdi...

*erzincan, şah ismail'in uç beyliği gibiydi ve ordu en büyük sıkıntıyı orada çekti. şehirde sanki bir kıtlık vardı. kızılbaş halk orduya zırnık satmıyor, hiçbir konuda yardım etmiyordu. ayaz gecelerde odun bulmak bile mesele olmuştu. zaman zaman ordunun atlarını ürküten, kaçıran ve hatta tenhalarda öldüren şah fedaileri türemişti. halk yeniçeriyi aşağılıyor, saz çalıp hacı bektaş makalat'ından beyitler okuyarak onları gittikleri yoldan döndürmeye çalışıyorlar ve etkili de oluyorlardı...

*temmuz sonlarıydı. fısıldaşmalar çoğalmış, ateş başında saz çalıp türkü söyleyen askerler öbek öbek kazan kaynatmaya başlamışlardı. düşman ortalıklarda görünmüyordu. nereye gidildiği, nereye gidileceği, düşmanın nerede bulunacağı veya bulunamayabileceği belli değildi. bu belirsizlikler neticesinde orduda ne kadar asker, kumandan ve vezir varsa sanki sultan'a muhalif oldular. hepsi geri dönülmesi gerektiğini dillendiriyor ama hiçbiri bunu yüksek sesle ifade edemiyordu...

*askerlerin bazıları bektaşilik dolayısıyla şah'a yakın durmaya bile başladılar. içlerinde şah'ın adamı olup tartışmalar başlatan, kızılbaş fikirleri yayıp mezhep kaygısı üzerinden siyasete dil uzatanlar vardı. sultan bunlardan on ikisini erzurum karargahında astırıp cesetlerini atların ayaklarına bağlayıp asker arasında sürüttürmeseydi bir isyan çıkması kaçınılmazdı. sultan bu on iki ceset ile on iki imam düşüncesine tabi olanların kökünü keseceğini ima etmişti...

*erzurum'da yiyecek sıkıntısı gitgide had safhaya varıyordu. trabzon yoluyla gelen erzak devamlı gecikiyor ve miktarı gitgide azalıyordu. su konusu da ayrıca bir dertti. yaz aylarında içecek su bulunamıyordu. yalnızca pınarlar ve akarsuların kaynakları güvenli idi. göl, gölet, kuyu ve hatta ırmaklar bile zehirlenmişti veya zehirlenmeye devam ediyordu...
görsel
şöyle bir espiriye konu olan savaş.

-çaldıran savaşını kim başlatmıştır?
-kontörü olmayanlar.
-çık dışarı çık çık.
nefret ettiğim savaştır. (adından) . üniversiteye hazırlandığım sıralarda dershanedeki tarih hocamın yaptığı saçma espridir. çaldırmışlar telefonunu falan filan. muhtemelen üstteki 44 entryde en az 4-5 tane vardır bunlardan. şimdi bakıcam bi.
edit 1: dershane dönemimin üzerinden 6 yıl geçti.
edit 2: 7 tane yakaladım bahsettiğim esprilerden. bi bitmediniz.
osmanlı topu bulan değil ama onu diğer orduların aksine meydan savaşlarında başarıyla kullanan ilk ordudur. hatta yavuz selim sefere topları getirdiğinde şah ismail kale mi var kuşatacak top ne işe yarar meydan savaşında diye güldüğü rivayet edilir. topu sadece kale kuşatmasında kullanan avrupalılar bile bunu şaşkınlıkla karşılaşmışlar ama ders almadıklarından kanunidende mohaçta gene toplar yüzüznden fena benzetilmişlerdir. osmanlı bilimde felesefede hep geride kalsada söz konusu sihalanma oldumu hemen atılmışlardır ayranı yok içmeye tahtırevanla gider gezmeye misali. gerçi çoğunlukla taklit etmiştir. dünayda amerika ve rusyadan önce hava kuvveti kurmuştur, denizaltının bile ilk kulllanıcılarındandır ama sadece taklitçi askeri bakış açısı imparatorluğu ayakta tutmakta yetersiz kalmıştır, çünkü ordunun dayandığı tımar ve toprak sistemi ne gelişen batının ticareti ve destekleyici sanayisinin yerini tutacak halde değildir. çaldıranda o devrin yenilikçi osmanlısı tutucu safeviyi modern silahlarıyla ezmiştir, yoksa ne şah ismailin nede süvarilerinin yetenek ve cesaretlerine edilecek bir laf yoktur. Şah ismailde çaldırana kadar hatrı sayılır zaferlere imza atmıştır.
şah ismail ve ordusunun tüfek delikanlılığa sığmaz diyerekten savaş rajonuna uymaya çalışıp osmanlı ateşli silahları karşısında yenildiği savaştır. bu savaş ve yavuz un politikaları anadolu nun etnik yapısını değiştirmiştir. şöyle ki bu savaş öncesinde ve sonrasında yavuz un şah ismail e destek veren bilmem kaç bin aleviyi katlettiği nakledilir.
yavuz ve şah ismail arasında geçen olaylar, savaş, öncesi ve sonrası hakkında asla gerçek anlamda bir bilgimiz olmayacak çünkü iki taraf da olayları kendilerine göre anlatmıştır. eğer osmanlı tarihçisinden okursanız, yavuz almıştır gürzüne eline dalmıştır 10 bin kişinin arasına. safevi tarihçisi de aynı şeyleri şah ismail için söyleyecektir doğal olarak.

zaten çaldıran savaşını inceleyeceksek aynı hataları günümüz insanı olarak tekrarlamaktan kaçınmalıyız. günün sonunda olup biten iki kardeşin sırf farklı inançlara sahipler diye birbirini öldürmesi, masum insan kanının akmasıdır.

bakınız o dönem öyle bir kırılma noktası oluşturur ki, sonuçlarıyla ne osmanlı ne de türkiye cumhuriyeti başedememiştir ve hala başedememektedir.

o halde o dönem incelendiğinde neyin yanlış yapıldığı iyi anlaşılmalı ve tekerrüre fırsat verilmemelidir.

hele suriye üzerinden mezhep oyunlarının oynandığı günümüzde..
çaldırıp kapatan şah ismaile sinirlenen yavuzun savaşa girmesiyle başlamıştır.
türk tarihinin en önemli savaşlarından. buradaki çoğu iddianın aksine şah ismail öyle tertemiz bir adam değildi. kendisi de hakim olduğu topraklarda sunni müslümanları katletmiştir. mezhep savaşı falan değildir doğu anadolu'ya hakimiyet savaşıdır. bilinenin aksine osmanlı o dönem de anadoluya tamamen hakim değildir. güney de ramazanoğulları beyliği ve doğu da safeviler vardır. mezhep ve diğer iddialar işin bahanesidir.
alevi sünni ayrımının derinleştiği kanlı savaş.
savaşın amacı toprak almak değil, Safeviler ile Osmanlılar arasında ki güç mücadelesinin bir sonuca vardırılmasıdır.

--spoiler--
ey gönül kuşu bahar gelmiş diyorlar, bana ne.
işret sofrası bir başka türlü olur diyorlar, bana ne.
--spoiler--
sultan yavuz selim'in ismail şah'ı ödemeli aramasıyla ortaya çıkan, kontörün gövdeyi götürdüğü, binlerce boş mesajın havada uçuştuğu tuhafing savaş. *
dünya savaş tarihi litaratürüne şavaşın kaderini hafif ateşli silahların belirlediği ilk savaş olmasıyla girmiştir. Osmanlı ordusu bu savaşta baruttan faydalanmış, kılıç, süngü ve ok ile savaşan safevi ordusuna karşı savaşı kazanmıştır.