Bütün kitaplarını okudum diyebilirim. Çook iyi bir yazar, benim için gerçek bir sanatçı. Zaten bazı şarkıları var ki beni benden uzaklaştıran (odun ruhumu pamuk tarlasına dönüştüren)
Serenad ve kardeşimin hikayesi adlı kitabını okuduğum, leyla'nın evi adlı kitabını okuyacağım, Akıcı ve sıkmayan bir dile sahip, etkileyici kurgulara ev sahipliği yapan kitapların yazarıdır.
bir dönemlerin ideoloji adamı. gençleri müziğiyle coştururdu, peşinden sürükletirdi. asıl edebiyatçı kimliğini çok sonraları öğrendik.akıcı, güzel bir anlatımı var. bence öne çıkması bu yönde olmalı.ben dahil olmak üzere büyük bir okur kitlesi var.
Kenan Evren hakkında en iyi değerlendirme yapan insandır. gerçekten hayran oldum. Diyor ki;
"Bir kişinin ölümünün ardından konuşmak zor. Kuran'da 'ölülerinizi hayırla yad edin' der. Şimdi ne diyelim. Allah rahmet eylesinden ziyade, Allah taksiratını affetsin. Çok taksiratı vardı. Müebbete mahkum oldu. Ne diyelim okadar pahalıya patladı ki Kenan Evren. Kusura bakmayın bunu söylemek zorundayım, cahilliğinden yaptı. Zannetti ki emir demiri keser."
ve ekledi: ''o kadar pahalıya mâl oldu ki kenan evren bugün çektiğimiz bir çok sıkıntının temelinde yine o var.''
cumhuriyet gazetesinde alevilikle ilgili bir yazı dizisi yazmakta. bizimkilerin ne kadar bağnaz olduğunu yazıyor. tabi o buna hoş görü diyor. "ismin ömer ha giremezsin" içeri denmiş adama adam hala ne kadar hoş görülüler diyor. aleviyim bizdeki bağnazlık kimse de yok. şimdi aleviyim deyipte kuş ot böcek diyenlerin çoğu zaten ateist.
zamanın ruhunu ne de güzel özetlemiş: '' eski zamanlarda devletine ihanet eden bir vezir, düşman sultana bir mektup yollayarak, kalenin kapılarını hangi gece açık bırakacağını bildirmek istemiş. Yalnız böyle bir mektubun yakalanması kellesini götüreceği için çok gizli bir yol bulmalıymış. Çağırmış bir köleyi, '' Vatanına çok büyük bir hizmette bulunacağını '' söyleyip saçlarını kazıtmış, ihanet mesajını adamın kafa derisine yazmış ve onu bir hücreye atarak saçlarının uzamasını beklemiş. Bur durumda haberci yakalansa bile üstünde bir mektup bulunamayacağı için vezir kelleyi kurtaracakmış. günü gelince köleyi yola çıkarmış, köle öteki kaleye ulaşınca, kafasını tıraş etmelerini söylemiş. bunun üzerine tıraş edilerek sultanın huzuruna çıkarılmış; sultanın mesajı rahatça okuyabilmesi için de kafasını eğmiş. sultan mesajı okumuş ve gülümsemiş. çünkü mesajın altında '' okuduktan sonra bu mektubu yırtın, '' yazılıymış ve mektubu yırtmışlar. günümüzde de işler aynen böyle yürüyor. '' zülfü livaneli - yırtılan mektup