zengin, bir mağazaya girdiğinde istek ve zevklerini ön planda tutarak alışveriş yapar.
fakir, bir mağazaya girdiğinde ürünün etiketine bakar ve daha sonra o ürünle bir ilişki içinde olup olmayacağına karar verir.
düşündüğümde insanlığımdan utandığım farklardır. Öyle sıradan fakirle, sıradan zengini düşünmeyin derim. Afrika'da açlıktan ölen bir çocuğu ve diğer bir yanda arabasını bir üst modelle değiştirmeye çalışan sıradan bir insanı karşılaştırın. Yatacak yerimiz yok şerefsizim. insanoğlu boktan bir varlık.
birinin istediklerinin coguna kavusmasiyla istemeye, almaya, tuketmeye ve cabuk sikilmaya daha cok alismasi; digerinin istemeyi ve almayi bilmemesi ya da cabuk unutmasi.
hayal gücü, tasarlayabilme kabiliyeti mutlak sıfıra yakın insanların, insanlar arasındaki farkı ortaya koyma çabasında takılı kaldığı gerçeklerdendir. evet, belki de ve ne yazıkki ilk tanımda yazan bir çok şey doğru olsa da gene de bu başlığı açan denyonun, zihinsel fukaralığını örtbas edemez. haliyle "allah'a şükürler olsun ki fazla işim olmuyor yani fukaralarla." derken ki ironisine üzülüp bitirdim 'girdi'mi..
her ikisi de mutluluğun hayalini kurar. fakir bunu parayla bulabileceğine inanır, ona sahip olan onunla olmadığına şaşırır. tek mücadelemiz yalnız ve mutsuz kalmamak değil mi zaten.