ben girişteyim zemin mi oluyor. ev bulduğuma seviniyorum güneş falan sikimde değil. isterse hiç doğmasın.
arkadaş çatı kat buldu götü donuyor umrunda değil . bekarsan ev bulunca kene gibi yapışacaksın çıkmayacaksın. ev benim olmadıktan sonra güneş götümde doğsa neye yarar.
Günümüz şartlarında başını sokacak ev buldun mu kralsın. Tabiki Gönül villalar şatolar ister. Kim ister ki giriş katta oturmak. eşimle ilk evlendiğimizde oturmuştuk. Yüksek giriş balkonlu 2+1 bir ev. iyi ki diyorum çünkü o kutu gibi ev ara kat konumundaydı. 3 yıl oturdum ve o ev sayesinde ev aldık.
bir de pencere önünde bol dallı-yapraklı bir ağaç varsa, o evin içi hergün, 24 saat boyunca karanlıktır. insanı süesayd duygulara garkeder.*
ev halkı zombi gibi olur, gündüz gelen misafirde bile, 1-2 saat içinde depresif etki oluşturur.
(bkz: ay hüsnü benim içim daraldı valla)
hayattan soğutur insanı.. başa gelebilecek en can sıkıcı işlerden birisidir.
evin kenarındaki yoldan geçen insanlar bile evinizin içine bakar, durur. yahu mutfaga neden bakar bir insan?
millet külotlarıyla baksırlarıyla a balkonlarına çıkarken, siz evin içinde fuhuş dönüyormuş gibi hisse kapılırsınız.
evdee perde takılı olsa bile yine kendinizi güvende hissetmezsiniz.
apartman kapısına her gelenin tanısın tanımasın sizin zilinize bastığı, dünyanın en iğrenç durumundan biraz daha az iğrenç olan şey. (dünyanın en iğrenç durumu : ishal olmak)