canlı performanslarında dikkat çeken, böyle bir "yenildik ama ezilmedik" havası çeker insanı, bir burukluk vardır. belki o yüzden daha da saygı duyulur, son kadeh hep o burukluğadır. hep öyle;
sanata doğmuş güneş. yahu arkadaş bu eskiler nasıl sanatçılardı hakikaten .ne sintizayzır ne ekolayzır ne süzgeç ne şu ne bu. babamın görev yaptığı bir tarkan konserinde sahne arkasında beraber temaşa ediyorduk tarkanı. şunun sesine bak dedi peder zeki müren osursa bundan daha iyi. gerçekten de tarkan canlı olarak dili dışarda av köpeği gibi sahnede ordan oraya koştu fakat heyhat ses nejat alp gibi duyulmuyor beş metre yanındayız bi de.
zeki müren denilince aklıma şimdi uzaklardasın gelir şimdi uzaklardasın denilince sevgilim gelir sonra aklıma rakı gelir rakı olurda zeki müren olmaz mı çal plak hep aynı yeri tekrarla şimdi uzaklardasın...
Zeki muren le ilgili bir cocukluk anim; ben kucukken zeki muren de vefat etmesine yakindi Bodrum da yasiyordu. sonra oturdugumuz ev ile sahile indigimiz yol uzerinde bir tane avize dukkani vardi. bu dukkanin yarisi yeraltinda boyle karanlik bir yerdi. sonracagzima ben burdan her gecisimde aa zeki muren in evi burasi diyip iceri girmek istiyordum. tabii benim bildigim bodrum da yasamadigini anlayinca fena hayal kirikligi yasamistim.
edit: bodrum fobisi olan yazar arkadaşlar var herhalde. ne eksiliyosun aarkadaşım, küçüktük herhalde.
babasının adının kaya müren olduğu sanat güneşimiz. mezarına ziyarete gittiğimizde kardeşim mezarını görünce ''aa ne garip bir mezar taşı, üstünde tepsi gibi bir şey var sanırım'' dediğini hatırlıyorum. gerçekten de üstünde tepsi veya şemsiye gibi bir şey vardır mezarın.
ne kadar yabancı şarkı dinleseniz, gitar sesi duysanız da özünüze döner ve bu sanatçıyı dinlerseniz ve bırakamazsınız. yazdıkları sizi en iyi anlatan sözlerdir, müzik ise zaten sizdendir o klişeleşmiş söz vardır ya anadoludandır.
türkiye' de sıradışı görünümü ve olağanüstü sesiyle çığır aşan sanatçılarımizdandır.ama ne zaman adını duysam, aklıma lise yıllarımda, bursa ulucami' deki cenaze merasimi gelir. ulucami'den, emir sultan mezarlığına kadar uzanan o yolda, tüm direklere bir hoparlör asılmıştı. binlerce insan tarafından, naaşı, o hoparlörden yankılanan ''dönülmez akşamın ufkundayız'' şarkısı eşliğinde taşınmıştı.
pek bilinmese de en güzel şarkılarından biri ''sana sevgilim demeyi öğretemedim'' dir.
onun güzel sesinden bir şarkı daha dinleyememişliğimizin 16.senesidir. * nur içinde yatmasını dilediğim, adı mesut, göbek adı bahtiyar olan ve elbette alkışlarda yaşayandır.
bugün 16. ölüm yıl dönümü olan sanatçı. kişiliğiyle, insanlığıyla ve sesiyle, tartışmasız türkiye'ye gelmiş geçmiş en büyük sanatçıdır. hemşehrisi olmaktan büyük gurur duyduğum ender insanlardan birisidir.