ZEKi MÜREN: (d. 6 aralık 1931[1], bursa (i̇ncirli) - ö. 24 eylül 1996, i̇zmir), türk bestekâr, ses sanatçısı ve oyuncu. üsküp'ten bursa'ya göç etmiş bir ailede dünyaya gelmiştir. sanat güneşi ve paşa olarak da anılan müren, türk sanat müziğinin en büyük isimlerinden kabul edilir. kurallı, düzgün ve eski kelimeler açısından zengin bir türkçe konuşmaya özen göstermesi ile bilinir ve benim de çok sevdiğim bir insandır kendisi hatta şarkılarına bayılırım. şarkıları insana huzur verir.
size doyum olmaz sevgili dinleyicilerim. ama napayım ki zamanı bize doyuran saatin iki siyah parmağı, akreple yelkovan, bana hadi güle güle diye işaret ediyorlar. gelecek hafta aynı vakitte işallah yine görüşmek üzere, hadi allasmaladık. radyo programından bir parça.
canın mı sıkkın ? kafan mı bozuk bir şeylere ? gel evine geç bilgisayar başına aç rakı , şarap , biranı yanına da güzel bir meze ayarla , sonra aç arka fona zeki müren'i ne dert kalır ne keder... işte öyle büyülü , harika ve muhteşem bir sestir. insana aşık olmayı hatırlatır , sevgi nedir onu öğretir , içten ve samimi insan nasıl olunur onun dersini verir şarkılarında duygu yüklü cümleler ve melodiler içerir şarkıları. Ben çok küçükken benim şehrimde ölmüş zeki müren.anne ve babalarımızın efsane olarak nitelediği bizim çok bilemediğimiz ancak dinledikçe anladığımız bir kişiymiş kendisi. ruhu şad olsun. elimde kadehimi onun şerefine kaldırıyorum... ''O ağacın altını şimdi anıyor musun?''
sadece efkarlı olunan durumlarda dinlenen değil her zaman dinlenen bir sanatçı. türkiyenin başına gelmiş en büyük sanatçılardan bir. etkili bir istanbul ağzıyla konuşan yegane sanatçı.
sorma ne haldeyim
ah bu şarkıların gözü kör olsun
gözlerin doğuyor gecelerime
seni ellerin olsun diye mi sevdim
agora meyhanesi
bir yangının külünü
elbet birgün buluşacağız
elveda meyhaneci
inleyen nağmeler ruhumu sardı
ben zeki müren
sorma
akşam doldu hüzünlendim ben yine
intizar
zeki müren tabii çok meşhur, o sahne senin bu sahne benim dolanıyor.
para desen çuvalla , ün desen had safhada.
lakin rakipleri de pek çok. onları yermesi gerekiyor ama prestijini sarsmadan yapması lazım.
gazeteciler falan geliyorlar işte falanca kişi hakkında ne düşünüyorsunuz gibisinden sorular yöneltiyorlar zeki müren'e.
zeki müren de: ya çok güzel sesi var evet ama ah bir de şu ağzı kokmasa.**