Duygusal,romantik kalpleri etkileme formülünü çok iyi çözmüş bir abimiz kendisi. Alçakgönüllü ,halk çocuğu,dürüst,adil,mazlumu koruyan vs ,bütün bu etkili sıfatların üzerinden yürüyor , aktörlükte de çok başarılı! Oysa verdiği pozlardan tutun ,konuşurken vücut dilini kullanışına kadar ,iyi bir okuma yapılırsa,son derece şişkin bir egoyu farketmemek mümkün değil.Kendisini samimi bulmuyorum,iyi bir pozör,zeki bir aktör .
transfer yapsa suç yapmasa suç olan beşiktaş futbol adamı
her defasında söylüyor ama yine her defasında bazı bünyeler anlamamakta inat ediyor olmalı.
transfere ayrılan para kısıtlı ve geçen yaz bu kısıtlı parayla çok çok başarılı bir politika ile atiba,gökhan,tolga,serdar,motta alındı takıma. bunlar takımın bel kemiğini oluşturuyor , demek ki önder özen harika iş yapmış. eksik olan 1-2 transferi de beşiktaş yapamadı yine uçuk paralar vermemek için. önder özen roni, lescot olamdı diye ibb den stoper alıcak değil ya ! diğer takımlar beşiktaşa önder özenin hatrına oyuncu verecek de değiller. maddi imkansızlardan dolayı transfer yapamayan beşiktaş önder özen ve bilic sayesinde ne oynadığını bilen , karakterli ve iyi oyunculara sahip bir takım oldu. eğer başkan kesein ağzını açsaydı önder kim bilir önder hangi oyuncuları transfer edicekti,kim bilir...
yok şöyle yabancı oyuncu portföyü var yok şunu şöyle biliyor yok çevresi şöyle böyle hani lan bu çevre hani nerde bu adamın futbol zekası ? franco hikaye,kerim frei alındı sokakta görsem tanımam,fernandes sorunu hala halledilemedi,koskoca beşiktaşın sadece 1,5 santraforu var bu mudur takım yönetimi bu mudur düzen tertip ?
dün trtde açıklama yapıp yine biz mantıklı beşiktaşlıları gülümsetmiş ve içini ısıtmış futbol direktörüdür.
yapmaya çalıştıklarının ne kadarına bu iğrenç futbol dünyası izin verecek orası belirsiz, ama atletik departman, sağlık merkezi, pilot takım, bireysel performans merkezi gibi çalışmaları muazzam.
Bizim sikko taraftar tayfası transferleri eleştiredursun, bu sistem oturdukça biz çok bedavaya yıldız bulur çıkartırız merak etmeyin.
Scout ekibini beğenmiyor niyeyse, onlara takmış bir de.
Açıklamasına tek katılmadığım konu dany transferi. Ben danynin faydalı ya da faydasız olacağını bilemem mesele de bu değil, hızlı adam bizim ağır defans da iş de yapabilir, ama bu transfer senin taraftarını psikolojik olarak çökertmiştir. Şu an bu iletiyi yazarken bile türkiyenin bilimum yerinde yüzlerce beşiktaşlıyla gsli arkadaşları taşak geçiyor danyi size kitledik diye, bu nedenle olmaması gereken transferdi. Lescott diye 15 gün yatıp kalktıktan sonra danyi getirirsen bunalıma sokarsın taraftarı.
inancı kalmaz kimsenin, bu nedenle yanlış transfer bence
Ağlamayana bu ülkede meme olmadığını bilmeyen kişi. Senin hakkın yüzde yüz yeniyor hem de bu sezon bilmem kaçıncı defa sen hala fakir ama onurlu bebe rolü kes. Fazla gurur göte kaçar.
Yine bugün poz üzerine poz kesen adam ,sanırım 'öf be ne kapak yaptı!' nidalarından fazla haz almaya başlamış olacak ki , kendisini durduramayarak saçmalamaya da başladı, hakem tebrik etmeler falan... abimiz zaten muhabir falan görünce çok heyecanlanıyor!...Bilic gibi samimiyeti yüzünden,duruşundan,net ve yalın konuşmalarından rahatlıkla anlaşılabilecek bir adamın yanında gösteriş meraklısı edalarda fiyakalı konuşmalar ve hareketler fazlasıyla sakil !
Dün akşam oynanan Çağatay Şahan-Beşiktaş maçından sonra yaptığı açıklamayla,içimize su serpmiş büyük futbol adamı.
"Ben puan kayıplarına doğal bakarım. Ben maçtan sonra hakeme sersenişte bulunmadım. Sadece elimi uzattım o bana uzatmadı. Ben dersleri kötü bir öğrenciydim. Karneyi babama getirdiğimde o da beni tebrik ederdi ben de kızarırdım. Hakemde öyle bir hava hissettim. Ben Bilic'e 5. haftada söyledim. 11'e değil 12'e 11 olarak takımı maçlara hazırlamasını istedim ama o bunu anlamadı. Konyaspor maçı öncesi de Bilic aynı hatayı yaptı, maç için son hazırlık antrenmanda yine Bilic 11'e 11 prova maç yaptı. Biz gerekeni yapacağız. bundan sonra 12'ye 11'de kazanacağız. Ben 3 hafta önce sistem buysa yıkacağız demiştim. bu sözlerim iyi anlaşılmadı. Ben sezon sonunda bu sözlerimin ne demek olduğunu ayrıntılı açıklayacağım."
bizim çok sabırlı taraftarın başını yemeye çalıştığı sportif direktör. geçen yıl samet aybaba'nın oynattığı rezil şeyi ancak 4 yenen akhisar maçından sonra fark eden güruh, sivas maçından da felaketle çıkınca önder özen ve bilic'e ayar olmaya başladı. 2013-2014 sezonunda maç sonuçları beşiktaş taraftarı tarafından en az umursanması gereken şey. ben 21 senelik hayatımda beşiktaş'ı sahada izlerken bu kadar duygulandığımı hiç hatırlamıyorum.
iptal edilen kasımpaşa maçında golden sonra herkesin tolga abi'ye gitmesi, almeida ve motta'nın fernandes'e saldıran adama girişmesi, mustafa ve almeida arasındaki öğrenci-öğretmen ilişkisi, oğuzhan, olcay ve veli'nin maç sonu lig tv mikrofonlarında yaptıkları geyikler, antrenmanda kalede de denendiğini düşündüğüm attiba, tüm ilk yarı kadroya giremeyip ikinci yarıda 40 yıllık beşiktaşlı gibi takıma yerleşen franco, bilic'in oyuna yumruk tokuşturarak gönderdiği ismail, asist yaptıktan sonra ilk gittiği isim yedekteki ismail olan motta...
hayatımda 2001-2002 sezonu dışında bu kadar duygusal bir beşiktaş sezonu yaşamadım. o zaman küçüktüm, her maçı izleyemiyordum ve bu kadar her şeyi idrak etme şansım yoktu. artık var. şu üstteki takıma şans verilirse gelecekte birden fazla şampiyonluk kazanacak. şans vermek dediğim de elbette önder özen ve slaven bilic'in yaptıklarına saygı duyulmaya devam edilmesi. ne önder özen ne bilic buraya tek sezonda mucize yaratmaya gelmedi.
beşiktaşlılık duruşu dediğimiz her şeyi iki isim de temsil ediyor. asla geri adım atmıyorlar. bu adamların hakemlerin katlettiği hangi maçımızdan sonra (ki çok var) sözünü sakındığını gördünüz? bilic tüm lig tv'yi karşısına aldı, şansal öküzü hala her fırsatta ona giydirmeye çalışıyor. geri adım atma demişken takım stoper diye bağırırken, tüm yönetimin bastırmasına rağmen ibrahim toraman'ı affetmeyen de onlar. o ibrahim ki kaptanlığın verdiği sorumluluğu hiçbir zaman anlamamış, her fırsatta kavga etmeyi kendine görev saymış bir adam. saha içinde ne kadar kalifiye bir isim olursa olsun artık takımdan gitmesi gerekiyordu. zaten yönetimin kararıyla takımda kalmıştı. sezer de yönetimin isteğiyle alınmıştı. sorun önder özen'de değildi, sorun yönetimin bu adamlar üzerinde hala otorite kurmaya çalışmasından kaynaklanıyordu.
derbi sonrası gece kulübü olayı nedeniyle bütün taraftarlar kızgın elbette. kızılması da gerekir. ancak işin bütün suçunu önder özen'e atmak ayıptır. zamanında sinan engin (ki büyük bir otorite figürüydü) menajerken yaşanan tonla olayı da biliyoruz. futbolcunun kapısına kilit vuramayacağınıza göre yapacak bir şey yok. olayın sorumluları cezalandırılıyor işte. kaldı ki sivas maçından galibiyet çıkarılsaydı bugün önder özen'in başını yemeye çalışan taraftarın konuşacağını da hiç sanmıyorum. zaten bu sezonu aldığımız puana, maç sonuçlarına göre değerlendirmek hatadır. tamamlanamayan galatasaray maçı, iptal edilen kasımpaşa maçı, ikinci bursa maçında yediği saçma kırmızı karttan dolayı olmayan ersan'ın yerine oynayıp galatasaray maçını kaybettiren danny, yine o galatasaray maçının maç sonunu hatırlamayan bir kaleciyle tamamlanması, hakemlerin ağır biçtiği maçlarda kaybedilen puanlar, milli oyuncu patentiyle alınan serdar kurtuluş... bunlardan iki tanesi aynı sezonda galatasaray ya da fenerbahçe'nin başına gelse önümüzdeki 100 yıl anlatır taraftarları bu durumu. biz hepsini tek sezonda yaşadık yahu. mustafa demirtaş, four four two'nun sitesinde yazdığı bir yazıda bu sezon bir tek uzaylıların sahaya inmediği kaldı demişti. gerçekten de öyle. biz niye hala maç sonucu tartışıyoruz?
ben önder özen'e güveniyorum. ben bilic'e de güveniyorum. bu iki adamın başını yersek, onların ahını alırsak burnumuz hiçbir zaman boktan kurtulmayacaktır. kurtulmasın da zaten.