sadakadan farkı;
Zekât, zengin müslümanların yılda bir kere vermekle yükümlü oldukları bir ibadet iken, sadaka her zaman yapılabilen ve zorunlu olmayan gönül rızasıyla yapılan bir ibadettir. Yine zekatı vermek için akıllı ve ergenlik çağına ulaşma şartı aranırken, sadakada bu gibi şartlar aranmaz. Herkes sadaka verebilir.
1/40. evet. kulağa çok basit ve güzel geliyor. zenginlerin kazandığı paranın 1/40'ını, çevresindeki ihtiyacı olana vermesi. çokta kolay bir iş aslında.
sırasıyla ailenden, akrabalarından, arkadaşlarından, çalışanlarından, çevrenden...
sonra yine sırasıyla yaşadığın sokaktan, mahalleden, ilçeden, şehirden, ülkenden devam ederek verilmesi gerekendir zekat.
peki veriliyor mu? gerçekten bu ülkede, müslümanlar zekatlarını hakkıyla verse... türkiye'de tek bir aç kalır mıydı?
eminim. 1923'den günümüze, bu ülkede müslümanlar zekatlarını verselerdi... çoktan muassır medeniyetleri geçmiştik bile.
hatta hani şu 1940'lardan beri ülkemizi yöneten, 3 tane darbe yapan****, türkiye'yi yönetenleri seçen**** abd var ya... gelip ayağımızı öperdi: borç almak için.
hatta bırakın somali'nin bugün bu halde olmasını... türkiye orta doğu, balkanlar, kafkasların tek hakimi olurdu. orada yaşayan soydaşlarımıza ve dindaşlarımıza da kimse dokunamazdı.
1923'den öncesine gidersek... osmanlı zamanında da herkes zekatını verseydi... yine eminim. osmanlı'nın, tarih sahnesinden çekilişi bu kadar çabuk olmazdı.
ben zekatın islamın, toplum içerisindeki adaleti ve kalkınmayı sağlamak için olduğuna inanıyorum. ve zengin müslümanların çoğunun ne yazık ki bu ibadeti yapmadıklarını düşünüyorum. umarım zenginler namaz, oruç ve hac gibi ibadetlerini yaparken... zekat ibadetini de hakkıyla yerine getirirler.
islamın beş şartından birisi.
türkiyede dinin gereği olarak tüm vatandaşlar görevini yerine getirse ne yoksulluk kalır ne de bu kadar suç.
fabrika patronu, asgar ücretli çalışanları üzerinden trilyonlarca lira kazanırken yıllık zekatını kendi çalışanlarına verse çalışanlar 3-5 ay ihya olurlar.
mahallelerde zekat düşen vatandaşlar düşkün kimselere bizzat veya organize eden vakıf vs kuruluşlara vererek islamın 5 şartından birine uysa
şehirlerde bu kadar fakir fukara kalmaz.
gel gelelim " benimle beraber mi kazandılar kardeşim herkes kendi rızkına " denildikçe islamın en büyük yardımlaşma projesi amacına ulaşamaz.
islamın önemli şartlarındandır. maddi açıdan güçsüz insanlara gurur incitmeden yapılan hoş yardımdır. verdiği nimetlerden dolayı allah a şükretmeninde güzel bir yoludur. günümüzde müslümanların zenginliğinin dünyaya yarayacağı düşüncesinin de sebebi olan olaydır.
afrika'da açlıktan ölmek üzere olan insanların en çok ihtiyaç duydugu şey. 40'ta biri degil 40'ta 20'si verilmeli bu sene. 10 milyon insan afrika'da açlıktan ölecek yoksa.
gerçek sahibi gibi davrandığımız, ama aslında emanetçisi olduğumuz malları allah (c.c) bir kısmını onun adına dağıtmamızı emretmiştir. malının 1/40'ını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmayan, cimrilik edenleri ahirette büyük bir azap beklemektedir. zekat malı temizler ve zekat veren kişinin malını eksiltmez tam tersi arttırır. doğrudan olmasa da dolaylı yoldan verdiği zekat ekonomiye kazandırılır ve o kişiye fazlasıyla geri döner. yapılması en zor ibadettir. çünki sahip olduğu malın bir kısmını vermek, her yiğidin harcı değildir. altını çizerek belirtelim; zekat farz bir ibadettir, zaket veren kişi karşısındakine iyilik yapmış sayılmaz.
Ülkemdeki sermaye sahiplerinin verseydi 2000 krizinde rahmetli Bülent Ecevite 1 milyar dolar için Bill Clinton karşısında el pençe divan durdurtmayacak islami şarttır.nede olsa %99 müslüman ülkedeyiz dimi.
1980 lerden sonra türeyen din-ticaret sentezcileri tarafından özellikle unutturulmak istenen ibadet. zekat kurumu günümüzde % 90 oranında felç olmuştur ama televizyonlarda falan pek konuşulmaz. yıllardır dini programları takip ederim; hurileri falan soran milleten zekatla ilgili bir soru gelmez nedense.
kuranda 33 yerde namazla birlikte emredilmiştir. lakin insanımız 333 gün namaz kılar, 33 gün zekat vermez. namazı kılın, zekatı verin. umulur ki kurtuluşa erenlerden olursunuz.
zekat zenginin zenginliği için fakirden özür dilemesidir. bu özür dilenirken ölçüyü hz. peygamber efendimiz vermiştir; sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmayacak .
Zekat; temizlik, bereket, çoğalma, güzel övgü manalarını taşır. Din deyiminde ise; ''Bir malın belli bir miktarını, belli bir zaman sonra hak sahibi olan bir kısım müslümanlara Yüce Allah'ın rızası için tamamen temlik etmek (mülkiyetine geçirmek) tir.''
Zekat vermek farzdır. Peygamberimizin hicretlerinin ikinci yılında, oruçtan önce farz kılınmıştır. islamın şartlarından birini teşkil etmektedir. Belli miktarda bulunan nakit paraların ve ticaret mallarının üzerinden bir yıl geçince, zekatlarını geciktirmeden hemen vermek gerekir. Çünkü bu zekat mallarına yoksulların hakkı geçmiş oluyor. Artık bu hakkı özürsüz olarak geciktirmek caiz olmaz.
Diğer bir görüşe göre, zekatın verilmesi geciktirmeli olarak farzdır. Sene sonunda hemen verilmesi gerekmez. Zekat borcu olan kimse, bunu hayatta bulunduğu sürece ödeyebilir. Ödeyemeden ölürse, o zaman günahkar olur. Fakat doğru olan birinci görüştür.
Zekat verecek kimse, müslüman, hür, akla sahip ve buluğ çağına ermiş olmalıdır. Buna göre, müslüman olmayanlar, köle ve cariyeler, mecnunlar ve çocuklar zekat vermekle yükümlü değillerdir. Gayri müslimler zekat vermekle mükellef değillerdir. Öyle ki, (Allah korusun), bir müslüman bir müddet hak dinden çıkıp ondan sonra tevbe ederek Allah'dan mağfiret dilese, dinden çıkış (irtidat) zamanında zekat vermek ona farz olmayacağı gibi, irtidatından daha önceki zamana ait zekat borçları da düşmüş olur. Çünkü zekatın farzıyetinde islam şart olduğu gibi, bekasında da şarttır.
Zekat verecek kimse, temel ihtiyaçlarından ve borçlarından başka nisap miktarı veya daha fazla bir mala sahip bulunmalıdır. Bu miktar malı bulunmayana zekat farz olmaz.
Zekatı verilmesi gereken mal, gerçekten veya hüküm bakımından artıcı bulunmalıdır. Böyle olmayan mallardan zekat gerekmez. Nisap miktarından fazla olması hükmü değiştirmez.
Zekat gerekmesi için, bir mal üzerinden tam bir yıl geçmiş bulunmalıdır. Zekatın gereği için, tam bir mülkiyet bulunmalıdır. Bir malın mülkiyetiyle beraber onun elde de bulunması gerekir.Yine, elinde rehin mal bulunan bir kimseye, rehinden dolayı zekat gerekmez. Çünkü rehin, bir borç karşılığıdır. Bunda malikinin ele geçirip sahip olma hakkı yoktur. Satın alınıp da henüz de geçirilmemiş bulunan bir mal, ele geçmiş hükmünde olarak zekata bağlıdır. Bu nisaba girer, ondan zekat vermek gerekir. Yolculuk halinde bulunan kimse de, malının zekatını vermekle yükümlüdür. Her ne kadar o, malını elinde bulundurmuyorsa da, vekili aracılığı ile onu kullanmaya gücü vardır.
Zekat verilecek kimseler, müslüman fakirler, miskinler, borçlular, yolcular, mükatepler (sözleşmeli köleler), mücahitler ve amiller (zekat toplayıcıları) olmak üzere yedi kısımdır.
Bir kimse, kendi zekatını fakir bulunan zevcesine, usulüna (babasına, dedesine, anasına ninesine...) ve çocuklarına, çocuklarının çocuklarına veremez. iddet beklemekte olan boşanmış zevcesine de veremez. Çünkü buna vereceği zekatın yararı kısmen de olsa kendisine ait bulunmuş olur. Oysa bu yarar, tamamen kendisinden kesilmiş bulunmalıdır. imamı Azam'a göre, bir kadın da zekatını, fakir bulunan kocasına veremez. Çünkü adete göre, aralarında bir menfaat ortaklığı vardır, iki imama göre, kadın fakir olan kocasına zekatını verebilir. Temel ihtiyaçlarından başka nisap miktarı bir mala sahib olana da zekat verilemez. Bir kimse zekatını, zengin bir erkeğin (buluğa ermemiş) küçük çocuğuna veremez. Çünkü bu çocuk, babasının malı ile zengin sayılır. Fakat zengin bir kadının fakir ve yetim olan ve babası müslüman olan çocuğuna zekat verilebilir. Çünkü bu çocuğun nesebi, baba tarafından sabittir; anasının serveti ile zengin sayılmaz.
Yine, bir kimse zekatını, zengin bir adamın fakir ve müslüman olan babasına veya zengin bir adamın fakir ve müslüman olan (buluğa ermiş) büyük çocuğuna veya o şahsın fakir ve müslüman bulunan zevcesine verebilir. Çünkü bunlar birer şahıs olarak tasarrufa ehildirler, birbirlerinin serveti ile zengin sayılmazlar.
Zekat, müslüman olmayanlara verilemez. Zekatı akrabaya vermek daha faziletlidir. Zekata ehil olup olmadığında şüphe edilen bir kimseye araştırma yapmaksızın verilen zekat, geçerli olmamak tehlikesindedir. Eğer sonradan o kimsenin fakir olduğu meydana çıkmış olursa, zekat yerini bulmuş olur, değilse olmaz.
şerefsizim şu türkiye' de herkes malının 40' ta birini zekat olarak verse, ne aç kalır ne de açık. herkes insanca, kardeşçe yaşar. böyle de sağlıklı bir ibadettir zekat. şu sabancının koçun malının 40' ta biri ile doyacak garibanları bir düşünün hele...fiuuyy...