bunu çene düşüklüğü olarak anlamak, laf sokunca akıllı olduğunu sanmak başka bir duruma işaret eder. bunun da zeka ile ilgisi yoktur. zekanın belirtisi, yerine göre konuşup çoğunlukla sessiz kalabilmektir. kişi söyleyeceğini en mantıklı şekilde söyler ve susar. taşı gediğine koymaktır zeki davranmak.
algı ya da kapasite mi demeliyim. sonradan geliştirilebilir ya da mahvedilebilir bi durumdur. belli ölçeklerle zeka kat sayısı yani ıq dediğimiz şey hesaplanır. zk=zy/ky×100 psikoloji de gördüğüm kadarıyla formül buydu.
zeka akıl gibi sonradan edinilmez zeka doğuştan var olan bir kapasitenin varlığıyla alakalıdır, var olan kapasitenin tam manasıyla tamamını kullandığımızı söyleyemeyebiliriz, küçükken yetişilen ortam çevresel faktörler gibi var olan zekanın kapasitesin de ne kadarını kullabildiğiniz açısından etkili olur şöyle bir örnek vermek gerekirse bir tarafda ferrari marka bir araba diğer tarafda kartal slx marka bir araba düşünelim azami süratleri göz önüne alacak olursak ferrari açık ara öndedir lakin kartal slx marka bir araçta var olan azami hızı sonradan gerekli modifiye ile artırılabilir ya da bir ferrari bakım yapılamzsa var olan azami süratte azalma olabilir özetle var olanı doğru kullanmakla alakalı bir durumdan ibaret var olanı doğru kullanmak noktasında ise (bkz: akıl) devreye girer.
zeka, zeka bölümü ile ifade edilen ölçümdür. Eğer zeka bölümünüzü hesaplamak isterseniz=
(zihinsel yaş/kronolojik yaş)x100 formülünü kullanabilirsiniz.
Not: eğer onedio testleriyle zihinsel yaşınızı hesaplıyorsanız, sakin olun ve denklemi 272277514455'e bölün.
Dünkü hürriyet gazetesi'nde Selahattin Duman'ın zeka üzerine yazdığı yazıya, yorum yapan bir okurunun sözlerini, olduğu gibi aktarıyorum: "kızım birinci sınıfa basladı. ilk derse bende yanında girdim. hiç okuma yazma bilmeyen çocuklara ögretmen, - türkce kitapınızı cıkarın çocuklar. - dedi.
Zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir. Başka bir deyişle anlak, zihnin birçok yeteneğinin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler birleşimidir. En geniş anlamıyla, genel zihin gücü olarak da tanımlanabilir. Zihnin algılama, bellek, düşünme, uslamlama, öğrenme gibi birçok işlevini içerir. Sözcük çok geniş anlamda kullanılsa da psikologlar tarafından yaratıcılık, kişilik, bilgi ve akıl gibi değişik kategorilere ayrılmıştır.
Zekâ araştırmacılarının asıl alanı insanlardır, fakat hayvanların da öğrenme, anlama vs. yetenekleri üzerinde çalışmalar yapılmaktadır.
gerçekten yüksek olmalı. düşük olunca çekilmiyor, allahım diyor insan, şu sözlükte 700 online var ama ön plana troller cıkıyor diyor. neden ezip geçmiyoruz onları diyor, efendime söyleyim yok kemalist kızın babası, yok sağcının bacısı, yok şu gillerin namusu, ya bak yine kalp kırmamak için kısıtlanarak yazılıyo bu entry ona göre. artık önüne geçilmeli yeter. sözlük battı batıyor resmen. gözü açık olun gençler, yapmayın ya. bu kadar olur mu ya, hakaret etmediğiniz 1 tane değer yok ya.
arapça bir kelimedir. z-k-a kökünden gelir. zekat'ta arapça aynı kökten gelir. zekat'a "verildiğinde malın bereketini artırdığı için" zekat denildiği gibi, zeka'ya da, "kullanıldıkça arttığı için" zeka denir. kimilerine saçma gelecek olsa da şöyle bir teori aslında çok mantıklıdır:
ham elması sokakta görseniz tekme atmaya tenezzül etmezsiniz. elması elmas yapan, üzerindeki faset (façeta da denir) sayısıdır. (pırlanta zannedildiği gibi elmastan ayrı bir taş değil, 57 fasetli elmastır) ustanın amacı, elmasa giren ışığı, içerisnde kırabildiği kadar kırıp, girdiği açıyla dışarı çıkarmaktır. işte bu parlaklığını verir. tüm bunların zeka ile ilişkisi derseniz;
zeka da ham elmastır. façetalarını yaşam içinde karşılaştığınız olaylar, insanlar atar. (allah olarak da okuyabilirsiniz) işte tüm bu süreç, zekanızın ne kadar keskin (parlak olarak da okuyabilirsiniz) olacağını belirler.
daha basit bir anlatımla; zeka bileylenmemiş bıçağa benzer. ne kadar bileylenirse, o kadar keser. bazen iki tarafı da bileylenmiş bıçaklarda olduğu gibi, iki tarafı da bileylenir ve siz saplayacak hiç kimseyi, hiç bir konuyu bulamazsanız, döner kendinize saplarsınız. ama seppukudakinden daha çok acı çekersiniz böyle bir durumda, zira hayatta kalırsınız. *