1)4.boyut olduğu söylenir.
2) Bir milyon tiraja ulaşmış taraflı bir gazetedir. Türkiye'nin en kaliteli gazetesidir. Alternatifi (aksi tarafta) radikaldir.
kendi derlediğim yazıyı yazmak istiyorumm vee... *
zaman hakkinda
zaman dünya ve insanı birlikte içine alan, önceden sonraya doğru giden anlar bütünüdür. bu anlar tek başına mevcut değildir, bir işleme gereksinim duyar. bu işlem bir harekette olabilir, bölünme, parçalanma, büyüme, genişleme, yaratılma gibi fiziksel bir olgu da zamanın kendisine bir anlam verebileceğimizi sanmıyorum; fakat zaman objelere ve olgulara anlam verir.
zaman tek başına hiçbir anlam taşımaz, bir değer değildir. zamanın başladığı an, maddenin yaratıldığı andır. zaman ve madde aynı anda yaratılmıştır. bu yüzden zamandan tek başına bahsedilmez.
zaman big bang ile başlamıştır. işte madde de o anda yaratılmıştır. big bang öncesinde ne zaman, ne madde, ne de uzay vardır. o günden bu güne zaman; geçmiş, kullanılmış ve harcanmıştır. ve aynı zamanda geçmeye, kullanılmaya ve harcanmaya devam edilecektir
fizikçiler dünya üzerinde 4 boyut olduğunu kabul ederler. hatta onlara göre yerçekiminin kendisi bile üç boyutlu uzayın bir dördüncü boyuta doğru eğim yaparak bükülmesidir. einsteinın izafiyet teorisini ortaya attığı zamana kadar bilinen ve kabul gören üç boyut vardır. bunlar: uzunluk, yükseklik ve genişliktir. bunlara ek olan diğer dördüncü boyut ise zaman olarak bilinmektedir. bu dördüncü boyutun diğer üç boyuttan farkına gelirsek, o da: insanlar diğer üç boyutta her yöne hareket edebiliyorlar yani yukarı ve aşağı, sola ve sağa, ileri ve geri; ancak zamanda sadece ileri doğru hareket edebiliyorlar. zamanda geriye doğru hareket hiçbir zaman gerçekleşmiyor. bunları bildiğimiz halde, einsteinın bu konuda ispatında zaman geriye döndürüldüğünde gayet iyi çalışıyor. ancak henüz hiç kimse zamandan geriye seyahat etmeyi başaramadı.
bu kadar felsefenin ardından biraz hayatın içine girmeye başlayabiliriz. zaman için, insanın hayatındaki en değerli saydığı ve en önemli olan şey de diyebiliriz. çünkü hayat kısadır ve boş yere harcanan zamanın da telafisi yoktur. boş yere harcanan zaman hayatın içinden kopmuş, hiçbir işe yaramayan bir parçadır ve o parçanın asla geri gelmeyeceğini de biliriz. zamanı iyi kullanmak tabi ki de insanın elindedir; ama önce zaman kavramının önemini iyice kavramak gerekir. bunu kavrayan insanın zamanını iyi kullanmaya özen gösterdiği ve boş şeylerden uzak durup, hayatını faydalı işlerle meşgul olarak geçirdiği bariz bir şekilde fark edilir.
yaşarken zamanı ne kadar iyi kullanmışsak o kadar birikim yapmışız demektir. boşa harcanan zamanlar ile geçirilmiş bir hayat, hiç yaşanmamış demektir. zamanı ne kadar doğru şekilde kullanırsak bizi izleyen, bizimle ilgilenen, etrafımızda olan insanların hafızalarında da o kadar iyi yerler ediniriz. insan hayatta yaptıklarıyla hatırlanır derler. güzel şeyler yapmalıyız güzel hatırlanmak için.
insan ve zaman iç içedir. fakat bazen zaman insanlara uyum sağlayamayabilir. içinde yaşanılan zamanın şartları bireyin düşünce ve davranışlarıyla uyum göstermeyebilir. bu durumda kendi düşüncelerimizi kabul ettirmek uğruna savaşa girmek, tamamıyla boş bir çaba olur. işte böyle durumlarda zamanın gidişine ayak uydurmak, ona göre davranmak insan için en çıkar yoldur. bu gibi durumlarda zaman sana uymazsa sen zamana uy. düşüncesiyle hareket etmek gerekir. ve genellikle de zaman insanlara uymaz
insanoğlunun yaşamının değerini bilmesinde büyük bir etken olan zaman eğer var olmasaydı, her şey yerli yerinde durur, hiçbir değişim ve hareket olmazdı. insanoğlu öylesine bir yaşam sürdürürdü. bazen bazı olaylar ardından tek gerekli olan şey, tek geçerli çare zamandır. düşünmek, karar vermek ya da unutmak için öncelikle zaman gerekir. çünkü zaman çoğunlukla bizlere doğru yolu gösterir.
zaman öyle bir süreçtir ki su gibi akıp gider, ne zaman başlayıp ne zaman sona erdiğinin farkına bile varamazsın. ve insanoğlu zamanın değerini ancak sona geldiğinde anlar. bu yaratılışımızda vardır...
zaman ağır bir yük gemisi
engin ufuklara açılan
ardında bıraktığı köpükler tek kelime söyleyemez gidişine
öylece bakar , ardından
ne geri getirebilir
ne de dön diyebilir.
Geçmiş, bugün, gelecek...
hepsini peş peşe dizip, dümdüz bir çizgi çiziyoruz. Bu yüzden geçmişin geçip gittiğine, geleceğin henüz gelmediğine inanıyoruz. Ve en kötüsü, zamanı önceden çizdiğimiz bu dümdüz çizgide yürümeye mecbur tutuyoruz. Ama belki de o burnunun ucunu göremeyecek kadar sarhoştur. Belki de düz çizgilerle ilgisi yoktur zamanın. Kocaman bir çemberdir
insanı çok kırıyor, çok yoruyor. planlardan nefret ediyorsun. bazen hayatına öyle insanlar geliyor ki, bütün planları, programları silip atıyor. otururken hadi diye kalkıp yarım saat yol gidip 2 bira içip geliyorsun. kendiliğinden olan şeyler hep güzel oldu zaten. zaten hayatından şu planları, programları, hayalleri atsan, zaman da olduğu yere sinip kalacak. hayatına bu kadar müdahale etmek ne haddine o zaman onun. olmuyor ama işte o da.
içinden çıkılamadığı zaman hayatın, kurtuluş gibi görünendir...oysa ki alır götürür her şeyi, sen deki seni bile, anlamamakta direnir yine ona sığınırsın...zaman unutturmaz hiç bir şeyi, mesafe koyar uzaklaşırsın sadece...