ilkokul bitiyor. arkadaşlarla vedalaşıyoruz. sarılıyoruz birbirimize salya sümük. sevdicek, aşağıda okulun avlusunda değil, yukarıda, sınıfta. camdan bakıyor. O zamanlar, zamane veletleri gibi imkanlarımız yok. cep telefonu yok. Ev telefonu bile yok daha bizde. Bilgisayar, msn, face vs. yok. bir an, gözüm, yukarı, sınıfın camına takıldı. onunla göz göze geldik bir an. el salladım. o da bana. Sonra döndüm. arkama bakmadan uzaklaştım. Ciğerim sökülüyordu sanki. Bacak kadardık belki ama, dağ gibi gururum, engel oldu yukarı çıkıp yanına gitmeme.
zamanda yolculuk olsa, o zamana gitmek isterdim işte. Diyeceksiniz ki say ki gittin, ne yapardın. Bilmem, belki sarılırdım ona da, herhangi bir arkadaş gibi. Adresimi tutuştururdum eline. Belki adresini isterdim. Kimbilir, belki de seneler sonra ona yazdığım şiirleri fısıldardım kulağına.
önce 1950 lere gider adnan menderes e yanlış yoldasın hakkında iyi şeyler düşünmüyorlar, seni indirmeyi planlıyorlar derdim, ülkeyi büyük bir ayıptan kurtarırdım. ardından da 1970 lere uzanıp, deniz gezmiş ve arkadaşlarına, yaptığınız her şeyin arkasındayım ama sizi harcayacaklar, gözdağı vermek için sizi bitirecekler deyip, önlem almalarını sağlardım. ardından da ver elini 3100. acaba dünya o zaman nasıl olurdu diye görmek isterdim.
bundan üç sene öncesine bizim evin kapısına giderdim. kapıdan ayakkabılarımı daha takstilerini bile ödemeden 1 kezcik bile giymeden çalan piçi yakalar evire çevire döverdim.
10 yıl öncesine gider herşeyi aynı şekilde yapardım. elbette birçok pişmanlık ve keşkem benim de var ama, sonuçta geri gidilebiliyorsa tekrar tekrar yaşamak lazım.
1 milyon yılına giderdim.dünya hala muhtemelen burda olurdu ama asıl merak ettiğim insanlar burda olurmuydu olurlarsa da nasıl bi surette olurlardı acep ?