2011.hayatımın en mutlu anı o yıldaydı.bazı şeyler değişmemiş,bazı duygular kirlenmemişti.insanlara olan güvenim hâlâ kırılmamıştı.gitmekten en hoşlandığım yer o zamanlar daha saftı.insanlarin gerçek yüzünü henüz görememiştim ve bu yüzden çok sorunum yoktu.henüz en sevdiklerim ölmemişti.
trajanus ya da hadrianus dönemi romasına (ms 98-138 yılları) gitmek isterdim. ama şimdi şlak diye oraya gitsem bu tip, kılık kıyafetle ilk fırsatta beni çarmıha gererler. bilemedim.
ya da onlara çok iş görür kuşatma silahı tasarlar ve satardım. mancınık, trebuket, akrep, koçbaşı/şahmerdan gibi. askerlerinin hepsini de blacksmith den upgrade ederdim ki yenilmez olsunlar.
Baya eskiye giderdim. Amerikayi ben bulurdum. Elektrik vs. icatlarini da, Osmanlı'nın yıkılmamasi için bilgi verirdim. Böylece dünyanın 3'te 1'ı yine bizde olurdu. Birçok yere vizesiz pasaportsuz gidebilirdik. Birçok icat için osmanliya bilgi verir, Tüm dünya Türkleri ve icatlari konuşurdu. Arap ülkelerine birlik olmalarını aksi halde Amerika Irak'a gelip benzin çalmak için savaş açacağını söylerdim. Hitlere gidip yenilmemesi için taktik verir bütün Yahudileri öldürmesini sağlardim. Ataturkle selfie yapar zengin olmak için dalgasına iddaa oynayıp zengin olurdum. Son olarak Muhsin yazicioglunu kurtarır hatta uyarirdim. Bu sayede ülkemizin başında o olur ve belkide çok daha iyi bi ülke olurduk. Aklıma bunlar geldi.
pariste gece yarısı filminde olduğu gibi herkesin altın zamanı ve mekanı vardır (yanlış hatırlamıyorsam). benim de altın zaman ve mekanım 1980ler amerikası. filmlerden gördüğüm kadarıyla retro şeylere ilgi duyuyorum bu yüzden 80ler amerikasının tam benlik olduğunu düşünüyorum.