--spoiler--
programın cool sahibi : "kendine mal etmiyo musun bu işi?"
zall : "kendime mal etme değil.. ıııı.. o yazarların sonuçta bi çabası, öööyle bakıyorum yani..." diyerek bizleri de araya serpmiş bizim canım adminimizdir.
programın cool sahibi : "peki bu kadar seviyeye geliceğini tahmin ediyo muydun ? mesela ...."
zall : "tabi ilk açıldığında tahmin etmiyodum."
--spoiler--
--spoiler--
z: uludağ ünv. tekstil mühendisliği 9. sınıf öğrencisiyim..
--spoiler--
evet doğru söylüyor kendileri, 2004 yılında biz okulu bitirdik, bizden sonra gelen 4 dönem daha bitirdi, kendisi hala bitiremedi..bitirmek istemiyor zaten yanlış anlamayın...doç. oldu..
gerçi iki tarafa da katmıyorum kendimi ama hangi tarafa saygı duyarsın derseniz tabi ki umut sarıkaya derim. samimiyetin, ve zekadan gelen tevazunun yanında olmak mutluluk verici.
peşinen edit : ekşi'yi kötülemek gibi bir niyetim yok, ilk göz ağrımızdır ama zamanında bu tip kişiler girdikten sonra bırakmıştık, ne de iyi yapmışız.
peşinen edit 2 : zall'ı tanımam etmem, sadece samimi geldi tavırları, evli işinde gücünde bir adam, cümle kuramıyor diye eleştirmemeliyiz birini, herkes hitabet sanatına sahip olmak zorunda değildir.
"sözlük bir mahalle." zall a misafirliğe gidek madem. ben o izlenimi edindim bizzat. *
ne sükse yaparız ayrıca köşe yazarı kalitesindeyiz. ne götümüz kalkar dimi yolda yürürken. teşekkürler zall *
sunucu: "sözlüktekilerin yaptığı en büyük hata sıradan olmadıkları halde sıradan olmadıklarına inanmaktır." felsefeye gel.
sunucu çok üstüne gitti zall ın. ne kastı haa. zall bizi seviyor tamam mı? kıskanma bikerem. hıh! bizi posta yla da kıyaslama.
zall ın muhteşem tısladığı röportaj. "tısss!"
sunucunu daha edepli oturmasını düşlediğim video. koskoca moderatör o. ay hiç saygı kalmamış ya!
arka fon müziklerinin ve şarkılarının samba, cha cha, ulala, rap e, hiphop a en sonda da punk a bağlandığı saçma bir enstantane.
(bkz: what is my age again)
ne kadar kendini net anlatamadıysa da biz seni anlıyoruz zall. haksızlık var bir kere. sunucu karizma amaçlı siyah beyaz ve çerçeve içinde iken, zall renkli. lan bari herkeş siyah beyaz olsun orada. o değil de 36 dk kitlendim ya.
stüdyo ekibinden bir tanecik öküzün bile zall'ın önüne 1 bardak su koymayı akıl edemediği söyleşidir. sohbet süresince su ihtiyacını gidermek için kendi kaynaklarını kullanmış, 40-50 defa kuvvetlice yutkunmuştur hükümdarımız.
ara sıra açıp açıp izlerim.. can sıkıntısına birebir.. etrafında yazar arkadaşı olmayan kişi için "uludağ sözlük" kelimesini duymak garip bir şey. gerçek olduğunu hatırlatıyor tüm bu güruh ve meşgalenin. *
oha insanmış lan bu zall. uyuz olurdum böyle sürekli moderasyonla, sözlük sahibiyle ilgili entryler girilmesine. başka yerlerde de pek çok karşılaştığım bir durumdu. örnek gösterip de rencide etmek istemem ama itüsözlük'ün padişahı* gibi birisi değilmiş en azından.
sözlüğün magazinel kısmıyla hiç ilgilenmem. ne olmuş ne bitmiş bilmem, ama şu içinde bulunduğum ortamı kuran kişinin o ekranda gördüğüm adam olması beni ziyadesiyle sevindirdi. adam gibi birine benziyor resmen. gayet sıcak, samimi bir görüntüsü var. tutup da yalakalığını yapacak değilim, belki de hiç öyle biri değil; belki de ciğeri beş para etmez biri ama verdiği enerji* gayet iyi. sıcak, samimi, pozitif, kolektif futboldan anlayan, canlıları incitmeyen, kendinden küçüklere zarar vermeyen, terli terli su içmeyen bir anadolu çocuğu edası var.
kesin küçükken ekmek arası peyniri hızla alıp, sokağa kaçmışlığı da vardır bunun.
Her insan kamera karşısında rahat tavırlar sergileyemez tabi rahat olmadsığı bir ortamda da insan cümleleri istediği gibi ifade edemeyebilir , Doğaldır .
zall'ın adı bilinmedik bir televizyon kanalında yaptığı söyleşidir.
zall'la yapılan röportajda, ekran röportajı yapan kişiyi gösterdiği zaman ekranın hemen altında görülen şeyin *, şahsın dizi olmasını umut ettiğim videodur. bütün video boyunca gözümüze girdi lan. * röportajı yapan kişi ayrıca sürekli çanak sorular sorandır. tuncay özkan ve kerimcan kamal'ın yaptığı çanak sohbetler geldi izlerken aklıma. "neden entryleri sebepsiz yere silmiyorsunuz?" , "ekşi sözlük rakibiniz mi"... ne lan bu çıta yükselsin artık biraz, zira böyle sorular sorulacaksa, seni balçiçek pamir'den ayıran 7 farkı da bulamayız. bi de ekran röportaj yapan kişiyi gösterdiği zaman siyah beyaz oluyo falan, gece televizyonlarda çıkan zayıflama aleti reklamları gibi. bacak bacak üstüne atarak entel ve yaramaz çocuk imajı uyandırılmaya çalışılmış, ama olmamış dostum olmamış.
"ben sadece sözlüğün alt yapısını programlayan adamım, sözlüğü var edense yazarları... insanlar beni değil, sözlükte yazılanları okuyor."
on beş yıldan uzun zamandır teknoloj dünyasındaki ve son on yıldır de internet mecralarındaki gelişmeleri içeriden takip eden bir adam olarak, yaptığı işin mekanizmasını çözmüş ve oluşturduğu komünitinin onun kulu olmadığını idrak edebilmiş bir site yöneticisini tebrik etmek lazım.
"burada nicin yazar oldum?" sorusuna gercektende cevap verir nitelikte olan bir roportaj olmus. roportaji dinlemeden once sozluk hakkinda dusundugum herseyi bir kez daha teyit etmis oldum.
zall'ı şahsen hiç tanımayan ontv'yi şimdiye kadar hiç izlememiş biri olarak izlediğim ve bittiğinde, üç yıl evvel uludağ sözlük'e üye olarak ne kadar doğru bir iş yaptığıma karar verdiğim röportaj olmuştur. tabi üç yılda sözlüğün geldiği aşamayı göstermeside açısından güzel oldu.
