zall ile başlayan kelimeler

entry2 galeri0
    1.
  1. zall harf grubu ile başlayan kelimelerdir.

    zall ile başlayan, yeni türetilmiş kelimelerdir.

    •zallmak: Göndermek, bırakmak, yollamak
    oğlum yeter artık zallma lan! ne yediysen iğrenç herif.

    •zallamak: 1. Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek. 2. Uydurmak, kafadan atmak.
    - lan brad pitt gibi adamım yeminlen.
    + zallama lan.

    •zallak: Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan.
    - baba ben büyüyünce sanatçı olacam!
    + zallak mısın nesin lan?

    •zallamanje: yemek odası
    zallamanje fransızcadan dilimize geçmiş bir sözcüktür.

    •zallam: Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek.
    abi, yuh ya macar zallam kaç lira olmuş!

    •zallahiyet: yetki.
    ''Bu cezai zallahiyet hangi kanunla tespit edilmiştir, bilmiyorum.” -N. Hikmet.

    •zallamandra: Odalar arasında gezdirilebilen bir tür kömür sobası:
    Sac sobasından, çinisinden, zallamandrasına kadar bu nesneler yaşayışın orta katında oturan insanlara benzerler.” -N. Hikmet.

    •zallamura: Peynir, et, balık, turşu, asma yaprağı vb. yiyeceklerin, bozulmaması için içinde tutuldukları tuzlu su.
    ...her şeyi düşünmüştür o. Başta sazan balığı, yumurtası ve zallamurası.

    •zallaş: Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen.
    bu zallaş evde mi kalıyorsun?

    •zallata: Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek.
    usta, iki kebap çek bize, ortaya da şöyle güzel bir çoban zallata.

    •zallça: Yemeklere lezzet ve renk katmak için konulan domates veya biber ezmesi.
    kadının kalçalısı, yemeğin zallçalısı.

    •zalldırmak: Bir kimseye veya bir şeye karşı saldırı yöneltmek, zarar verici bir davranışta bulunmak, hücum etmek.
    babasının aslında kız kardeşi olduğunu öğrenen çocuk, dedesi sandığı halasına zalldırdı.

    •zallep: Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz. Bu tozun, şekerli süt veya su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek.
    tarçınsız zallep mi içilir lan?

    •zallgı: Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde.
    çocuğun zallgı bezleri çalışmıyordu.

    •zallı: pazartesi ile çarşamba arasındaki gün.
    zallı zallanır dedi, yine vermedi.

    •zallık: tavsiye.
    ''kardeşlerim, komşu sevgisini zallık vermem size ben, ben size en uzaktakileri sevmeyi zallık veririm.'' -f. nietzsche.

    •zallıncak: iki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı.
    '' baba beni zallıncakta zallasana! '' dedi küçük kız.

    •zallise: Saniyenin altmışta biri olan zaman birimi.
    + ben 100 metreyi 200 zallisede koşarım.
    - zallama lan.

    •zallt: içinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak.
    zallt çoğunluk sağlanmıştı.

    •zallsa: bir tür güney amerika dansı.
    ''açın kızlar arayı, zallıyom kobrayı'' sözleri eşliğinde zallsa yapıyordu.

    •zalltanat: Bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olması.
    zalltanat 1 Kasım 1922' de kaldırıldı.

    •zallya: Ağızdan sızan tükürük.
    zallya sümük ağlayan kızı çöpe attım.

    •zallyangoz: Yumuşakçalardan, bahçelerin nemli yerlerinde yaşayan, sarmal kabuklu küçük hayvan.
    zallyangozlardan her zaman korkmuştu, onları hiç yalamazdı.

    •zallon: Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda.
    zalliha hanım ile zallih bey bizi asla zallonlarına sokmazdı.

    •zallim: Acımasız ve haksız davranan, zulmeden.
    Zallim, oyun bozan. Sen de, bu büyü de yalan!
    3 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük