burda eleştirilmesi gereken bu yazı değil, hiçbir araştırma yapmadan bütün yazılanlara inanan akıl yoksunu sözlük yazarları.
kendi ecdadına laf söyleyen, tarihini karalamaya çalışan tek millet biziz sanırım. atatürk, türk tarih kurumunu neden kurdu, bir düşünün isterseniz. geçmişi olmayan bir milletin geleceği de olmaz.
bu yazı yazılınca, kendi kansız ideolojisinin nazarıyla olaya bakıp, ali ağaoğlu stiliyle, ''işte bu!'' diyen zihniyet; avrupalı uzaya bayraklarını dikerken hala daha elin ecnebisinin dahi övdüğü ata'sına bok atma uğraşındadır. en önemli argümanı da, ''gerçeklerin bilinmesi, osmanlı'nın muhteşem olmadığının anlatılması'' imiş. işin en acaip tezahürü de, bu şahısların atatürk'ü hala dindar falan sanmasıdır. nerede kaldı gerçek?
''bizim derdimiz gerçek değil, ecdada bok atmak'' deyin; siz de rahatlayın, biz de rahatlayalım, zülfü livaneli de orgazm olsun anasını satayım.
ehemmiyetli not: şahsen osmanlı devleti'nin birçok konuda konumunu beğenmemekteyim. ancak bu, tek amacı bayrağını ve dinini yüceltmek olan bu şahsiyetlere bok atmana dayanak olamaz, olmamalı...
bu zihniyet dolayısı ile türk-islam dünyası; farabileri, ibni sinaları, ibni hazmları, ibni rüşdleri dışladı; anlamadan etmeden muhyiddin'in düşüncelerine musallat oldu. yapmayın bunu. bizim birliğe ihtiyacımız var.
ehemmiyetli not2: bir yazarın yazdığı, ''haritalar değiştirilmiş'' iddiası, bana sosyal hocamın 7.sınıfta anlattığı bir hadiseyi hatırlattı. kısaca nakledeyim:
hocamız derste gazi mustafa kemal'i anlatıyordu ve şöyle bir şey dedi: ''atatürk bir gün kalp krizi geçirmiştir. ancak bu bilgiyi hiçbir kitapta bulamazsınız, kimse bilmez. hatta atatürk bile...''
biz de o zamanki aklımızla, ''ne sallıyon gavat?'' dememiştik tabi. ama şuan o akıl var bende. o yazar kanıtlamazsa hıyardır, gavattır. eksilemesi de sonucu değiştirmeyecektir. ''nereden biliyorsun?'' demek de herkesin hakkıdır!
ulan adam, yani kanuni süleyman, en büyük oğlu mustafa'yı,iran seferine giderken, çadırında boğdurtuyor...
halkın ve askerin taptığı, yaşasa osmanlıya en parlak dönemini yaşatacağı söylenen, çok güçlü, yiğit, adaletli mustafa'nın üstüne 3 ila 7 celladı saldırtıyor...
mustafa öyle güçlü ki 7 kişi başedemiyor ve cellatlar balta kullanıyor...o tarihe kadar hanedan mensubunun kanının aktığı hiçbir yerde yok...mustafa nın kanı akıtılarak öldürtülüyor...
babası perdenin arkasından bunu seyrediyor...
abisi mustafa nın acısına dayanamayan kambur oğlu cihangir ölüyor...
bayezit..3ncü oğlu..ölümden kurtulmak, babasından kurtulmak için taa iran a kaçıyor..
babası arkasından 4 cellat yolluyor...onu ve oğullarını, ve bursa daki 3 yaşındaki torununu boğdurtuyor...
sarı selim gibi tahta sarhoşken geçen, bir kere bile sefere çıkmamış, haremde karı kovalarken düşüp ölen birinin tahta geçmesine neden olarak koskoca imparatorluğun çöküşüne neden oluyor...
burdaki iki cahil, lise bilgisinin üstüne 1 satır koymamış ergenler çıkıp "ama toprak aldı" diyor...
ulan ne kadar çoksunuz..bu ülkeyi çok karanlık bir geecek bekliyor...adam iyiye iyi, kötüye kötü demiyor..
bu bendense iyidir, bu karşıdansa kötüdür diyor..yuh..pes.
kimse kanuniye zaten hatasız demiyordu. ancak o kadar bir yazıyla kalır ancak kötü işleri. sizin ecdat değil dediğiniz kanuniler, yavuzlar, fatihler, mustafa kemaller olmasaydı eğer ananız belli olurdu ama babanız kimdir diye arar dururduk şerefsizler...
--spoiler--
"CHP yönetimi, Atatürk'ün laik, devrimci, halkçı, çağdaş ve reformcu çizgisini 21. yüzyıla taşıyamadığı için ülkemizi içinden çıkılması güç bir siyasi karmaşaya sürükledi. Bu büyük tarihsel ve siyasi kaymayı engelleyebilmek ve CHP'yi özündeki devrimci, reformcu ilkelere tekrar kavuşturabilmek için, parti içinde her düzeyde büyük çaba harcadım. Ama ne yazık ki bu çabalar da diğerleri gibi sonuçsuz kaldı. Partideki muhalif fikir ve kişileri yok etme alışkanlığı, bu kurultaydan sonra da bir kıyıma dönüşerek devam ediyor. CHP içinde kalarak mücadele etme yolları artık tükendi. Parti, örneği görülmemiş bir şekilde antidemokratik ve oligarşik bir yapıya dönüştürüldü."
--spoiler--
genel başkan olamayınca atar yapmış bir şahsın kanuni hakkında atıp tuttuğu zorumuza gitmeyen yazıdır.
kanuni nin, yavuz un, fatih in tırnağı olamayacak ama onları lekelemeye meraklı çok kişi var, şaşırtmadı.
çölü peygamber önderliğinde geçmeleri, peygamberin kendisini şanlı komutan diye adlandırması falan zorunuza gidiyorsa açıkça söyleyin, derdimiz bu diye. o bunu öldürdü, bu karısının sözünden çıkmadı demekle ecdad kahramanlığından bir şey kaybetmez.
aklı muhalefette kalan her insan gibi boş konuşmuştur.
ak partiye ne zararı var saray entrikaları ile boğdurulan ibrahimin bilmemkimin.
halk, "vay osmanlıyı böyle bilmezdim ben" diyip ak partiye oy mu vermeyecek sanıyor nedir?
osmanlı dan üzerinden bilmem kaç zaman geçmesine rağmen bu kadar korkmak da anca bir naylon sosyaliste yakışırdı.
sayın livaneli sultan süleyman'ın yaptıklarından dolayı değil ebu suud'un verdiği fetvalardan dolayı başbakan erken önlem aldığının farkına varsaydı daha da can alıcı bir yazı olurdu. düşünün ki bir adam bahçesine dadanan karıncılara ne yapayım diye bu adama soruyor. bu adam ise karıncalara insanlara olduğundan çok daha merhametli.
edit: doğrudur osmanlı da taht kavgaları dolayısıyla sadece bir kez iç savaş olmuş ve bu evlat katli yasası sayesinde belki on binler ölümden kurtulmuştur. ama islam hukuku açısından bakarsak evlat katli tamamen islam dışıdır. lakin buna çok övülen bazı alimler bile fetva vermişlerdir. ben o güne bu günden bakmıyorum. lakin "devletin devamı" için çoluk-çocuk katledilmesine de hala anlam veremiyorum. gemiyi karadan yürütmeyi akıl eden adam buna bir çözüm getirmemiş.