intikaminin alinmayacagi agaclardir. her zaman baştaki kazanir. halk sadece bir aractir. ne seçmede, ne seçilmede, ne yönetmede hic bir söz hakki yoktur.
Evet akplilerin uğramadığı başlıklar bunlar ama ugrasalar nolacak ki ? Kesecek tabi, devletin ağacını devlet kesiyo sana ne oluyo amk tarzında Gerzekçe savunacaklar şu olayı. Yani kafalar değişmedikçe bizden bi bok olmaz amk.
Akplilerin Gerzek savunmalarla meşrulaştırmaya çalışacağı ve bu güzel ülkeden de adamı tiksindiriyosunuz ya helal olsun denilesi olay.
tam olarak 'söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil ' mevzusu.
elimdeki tek hakkım oyum onun da ederi yok. ben Allah a havale etmekten öteye geçemedim artık. çarkının kırılacağı günü bekliyorum.
o ağaçlara da yazık günah ! o çiftçiye yazık günah. Doğaya bunu yapmayın artık, insana bunu yapmayın!
oturup iyice düşünmeden nasıl böyle karar alırlar anlamış değilim.
6000 değil 6 tane zeytin ağacı bile kesilmemeli. bunu yapanlar ağır o.ç dir.
o değilde boş beleş balta ile sap bir araya gelmemiş gezici zihniyet nasıl oldu da orada kamp falan kurmadı anlamış değilim. istanbl dışı zaar ondan uzak geldi.
Bu olanlar, akıllara yaşam şartlarının kısıtlanması ve kapitalizmi getiriyor. Tıpkı Prototipli filmlerdeki gibi elit kesim ve mistik kesim ayrımı yapılıp heryerin yapıtlarla dolu olması ve ağaçların günden güne az olması...
Tabi kesilen ağaçların katı kadar dikilen ağaçlar da var fakat ağaçların kesilmesinin verdiği hüzün dikilmesinin verdiği sevinçten daha fazladır.
kışın tişörtle otur, ısıtıcıyı sonuna kadar aç,
evin bütün ışıklarını 7/24 yak,
her gün çamaşır/bulaşık makinesi çalıştır,
buzdolabını ağzına kadar doldur sonra soğutmak için yırtınsın,
bilgisayar/monitör/tv sürekli açık sosyal medyada santral istemiyoruz diye zırla.
ondan sonra zeytin ağaçları niye kesildi.
bunların çoğu az elektrik harcıyor olsa da milyonlarca kişi aynı anda yaptığında sarfiyat ciddi şekilde artıyor.
o zeytin ağaçları sen instagram'da yediğin yemeği paylaştığın için kesildi. dekolteleri mini etekleri giyip üşüyorum diye ufoları sonuna kadar açtığın için kesildi. her seferinde farklı bardaktan su içtiğin için kesildi.
tasarrufu öğrenin artık. elektriğe talep oldukça ağaçlarınızı kesip santral yapmaya devam edecekler.
bilinçlenin.
aşırı sarfiyatı olan fabrikaların ürünlerini aldıkça dereler baraj olacak. çevre örgütleri bu konuda çalışsın. hangi ürün ne kadar elektrikle üretiliyor, kim bunu kısmak için yatırım yapıyor buna bakın.
bugun çıkarları için , rant için 6000 ağacı kesen şeref yoksunu insanlar , yarın kendi çıkarları için kendilerine oy veren insanlarıda kesecek. bir gün bu şerefsizlere oy attığınıza o kadar pişman olacaksınız ki. bunu zaman gösterdiğinde umarım çok geç olmuş olmaz.
yakında 'biz yırca köyüne onyüzmilyon ağaç diktik' açıklaması gelmesi muhtemel, doğaya, çevreye ve insana saygısı olmayan insanlar çıkar nedeniyle yaptıkları büyük ayıp.
sözde gücünü ''halk''tan alan akp iktidarı icraatidir.
halkın yaşam alanlarına yapılan tecavüzün belgesidir.
bu insanları topraktan koparamazsınız. ultra lüks rezidans daireler sizin için çok önemli olabilir ama bu insanları koysanız kendilerini hapishanede hisseder. onlar topkrakla haşır neşir olmayı sever.
kerpiç evlerde oturmak, bahçesinde meyve sebzesini yetiştirmek, karnını topraktan elde ettikleriyle doyurmaktır mutluluk kaynakları.
yazık, 3 kuruş çıkar için bunları palazlandırıp, geleceğini satanlardır bunların asıl sorumlusu.
ranttır rant. başka da bir şey değil. 13 senedir iktidarlar ve bir anlayamadılar ekolojiyi, doğayı, tabiatı...
Cehalet işte zihniyet geçmişten beri rantiyeyi bilince doğayı, tabiatı, ekolojik dengeyi ve bunun önemini kavrayamıyor tabi. yazık hem de çok yazık. acayip yazık.
yahu domuzlar boğazı yüzerek geçer oldu komedi gibi. katledilen ağaçlar bir dengenin odak noktası arkadaş. domuz lan gerizekalı, hayvan yabani ve boğazı geçiyor yüzerek.
fesüphanallah. komedi lan yeminle komedi amına koyim.
siz devam edin ağaçları kesmeye. işiniz gücünüz rant olsun. köylere de salıyorsunuz gezi ruhunu. o gözünde yaş kuruyan teyze var ya o teyze milat. o teyze simge. o teyze gezi.
bir Aydınlı olarak biliyorum ki, bizim oralar için zeytin yaşam demek. Meyvesi yemek demek, yağı su demek, yağından kalan posası yakacak demek. Ben dedemin ağaçları okşadığını, sevdiğini, onlarla konuştuğunu bilirim. Paraya pula tapanlar bilmez onun değerini. Ondan muhtarın ağlaması canlı yayında. 6000 ağaç demek neredeyse bir köy demek.
gelelim santral ihalelerine... santral ihaleleri genellikle israil menşeli firmalara veriliyor. Hesler, jeotermik santraller gibi... ilk başta arazi sahipleri satmaya ikna ediliyor. Ekili, biçili arazilerin m2sine olmayacak rakamlar telaffuz ediyorlar. Bilinçli ve geçimini araziden elde eden toprak sahipleri de çıkmakta direnirlerse, devlet istimlak kararı çıkarıyor topraklar için. Ama önceden arazi sahiplerine tek tek yazı gönderiyorlar, projeden ötürü arazilerinizi satın diye. Aynen yol geçen araziler gibi... Yani insanların hukuken ellerini kollarını bağlıyorlar, güzellikle olmazsa zorbalıkla alır ama alır diyorlar.
Amaç belli zaten. Taaa köy enstitülerinin kapatılmasına kadar dayanıyor bu politika. Devlet kendi eliyle Köylüyü bilinçsiz, cahil, gidişattan bihaber hale getirdi. Çiftçiyi kendi tohumunu bile üretemez, hep tüketir hale getirdi. Gittikçe fakirleşen ve tarımın para etmediğine kanaat eden insanlar da, bir nevi açık cezaevi olan fabrikalarda, madenlerde hiç parasına çalışacak hale geldiler. Gönüllü köleler yani... Neden? çünkü ekilen biçilen para etmiyor. Neden? üreticinin ürettiği elinde kalıyor; devlet üretim olduğu halde, ithal ediyor buğdayı, şekeri.
Yani zeytinlikleri kesince, o santralde çalışacak çok ara eleman çıkar o köyden, ondan kesiliyor o zeytin ağaçları özetle.
israil demişken... Ekili toprağı bizim Çukurova kadar olmayan kurak israil artık tarım devleti, biz artık değiliz. Ondandır belki de bu kıyımlar.
olağanüstü şartlarda bakanlar kurulu yetkisinde olan "acele kamulaştırma" kararını siyasi bağlantıları sayesinde kolayca ve normal şartlarda elde eden kolin veya daha doğrusu kolit inşaatın danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararından parasal ve siyasi gücü sayesinde erkenden haber alıp karar günü sabahı giriştiği ve arkasında yine akp iktidarı olan rezil katliamdır.
bu katliam, 25 dekarın altında alana sahip zeytinliklerin imara açılmasını sağlayacak yasa tasarısının yasalaşması halinde yaşanacak zeytin katliamının yanında devede kulak kalacak olsa da, zeytin ağaçlarının termik santral yapmak için kesilmesi daha da vahimdir. termik santral toprağı, havayı ve suyu kirleterek bölgedeki yüzbinlerce ağaça, tarıma ve insanlara büyük zararlar verecektir.
hiçbir ahlaki yasal norm tanımayan açgözlü kapitalist-faşist örgütün kendi çıkarı için bu ülkeye verdiği zarar, bir zamanlar bu bölgeyi de işgal eden ve sonra ülkeden defedilen yunan ordusunun verdiği zararla kıyaslanabilir. umalım ki, çok geç olmadan ülkeye düşman olan bu iç düşman da sonradan uyanmak gibi bir özelliği olan anadolu insanı eliyle aynı sonla karşılaşsın.
akp nin ağaçlara karşı fobisi var Başbakanlık sarayini sit alanına yapıyor park takı ağaçları kesiyor kamu binaları ve yolları ormanlık arazilere kuruyor ve son olarak zeytin ağaçları alıştık artık.