ilkokuldan beri zorunlu olan din kültürü ve ahlak bilgisine rağmen dinini öğrenemeyen insanlardan anlaşılır. kanıtı ise nihat hatipoğlu ve muadillerine sorulan sorulardır.
yaklaşık 1500 senedir öğrenilemeyen bişeyin, on onbeş senede öğrenilmesinin beklenilmesi en basit anlamıyla saftirikliktir. zaten din basit öğrenilen bişey, herkesin aynı kanaate vardığı düşünce tarzı olsaydı din de olmazdı.
insanlara din diye bir takım normları devlet eliyle zerk etmek yanlış. kişi kendi iç dünyasında inanir veya inanmaz bu onun bileceği birşey. devlet tüm inançlara eşit yaklaşmalı, müslüman çocuklar olduku gibi diğer dinlere mensup çocuklarda o sınıflarda ders almakta. bu o çocuklara baskı değil mi? inanmadığım birşeyi neden öğrenmiş gibi yapayım?