Orhan Veli' nin dediği gibi oturdum yedi tepeli istanbul'un en yüksek tepesine...Tarifsiz kederlerimle hayatımdaki yıldızların tek tek kaymasını izliyorum..içimde kızgınlık yok, pişmanlık yok...Kırgınlık..Belki biraz..Hüzün..çok...Bana yaşattıkları için, verdiği dersler için, çıkardığım veya çıkaramadığım sonuçlar için...
Beni büyüttükleri için hepsine teşekkür ederek ellerimle sonsuzluğa uğurluyorum....Hepsi için ayrı ayrı dilekler tutarak..iyilik diledim gene de. Herşeye rağman bana yaşattıkları için teşekkür ettim..
Yeni bir gökyüzü ve yeni yıldızlar için şerefe diyerek..
Yıllar yıllar sonra tekrardan gördüğüm olaydır kendi kendime soğukta otobüs beklerken lan götüm dondu kimbilir dışarda ki insanlar ne durumda fln diye konuşurken bi anda yıldız kayması garip oldu hemen gaza gelip 2-3 dilek tuttuk tabi*
gece karanlığında ve bulutsuz havada etrafı aydınlatacak kadar yakından geçeni çok şaşırtıcı olandır. parçalara ayrıldığını görürsünüz. ama önünüze bakın. yaya karşıdan karşıya geçiyordur.
karanlık ortamda şehirden uzak kumsal gibi yerlerden izlendiği taktirde insana hayattan zevk almanın nasıl bir şey olduğunu hatırlatan ve her kayışında dilek tutulan ışık oyunu.
KUYRUKLU YILDIZLAR güneş etrafındaki döngüleri esnasında, güneşin yaydığı ısının etkisi altındadırlar. yüksek ısı, kuyruklu yıldız da buharlaşma etkisi oluşturur ve bu etki ile kuyruklu yıldızdan aslında donmuş buz kütleleri olan toz ve moloz yığınları koparak uzay boşluğuna saçılır. işte bu saçılım esnasında dünyanın çekimine kapılan partiküller de atmosferimizde yanarak, etraflarını aydınlatan bir ışık yayarlar. kayan yıldızlar aslında kuyruklu yıldızların molozlarından başka birşey değildir.
an itibariyle şahit olduğum ve uçak düşüyormuş izlenimine kapıldığım hadise. içim bir hoş oldu, ürperdim ve tırstım. heyecan yaptım. dilek tutma işlemini ancak 30 saniye sonra gerçekleştirebildim. bilgisi olan varsa özelden bi yazıversin. tutar mı acaba?
gerçekleştiği görülünce dilek tutulursa o dileğin gerçekleşeceğine inanılan olay. şahsen 2-3 defa anca görebilme şerefine erişmişimdir herhalde. ama öyle bir anda da denk gelince dilek tutamıyorsun ki arkadaş, "aha aha aha kayıyo kayıyo gitti dilek lan ne dilek tutsam aha gitti" falan derken.
insanın içinde çocuksu bir sevinç uyandıran olaydır.o kadar ihtiyacımız var ki isteklerimizin gerçekleşeceğine inanmaya,düşen bir göktaşından bile medet umar olmuşuz.bu yüzdendir ki şahit olunan her yıldız kaymasında içimizde oluşan dilek tutma isteğine sevinmek mi lazım yoksa üzülmek mi bilinmez.
dün gece saat iki buçuk civarında gökyüzünü salak salak izlerken gözlemlediğim olay. kesin benden başkası da görmüştür. kimbilir kim gördü sözlük. birbirini hiç tanımayan insanlar, çok azımızın tanık olduğu olaya şahitler ama bunun farkında değiller. ışık hızında mı kaydı bilmiyorum ama anlık bi geçişti. o anda dilek dilemek zorunda hissettim kendimi. aklıma bir şey de geldi ama kitlenip kaldım orda. neyse. hı bi de ne demişti sıla ablamız?
dilek tutmadan kaydı bütün yıldızlar
gökyüzüm yerde sanki
galiba bu aralar sevenim yok benim.
hiçbir spiritüel manası olmayan, sebebi, sonucu fiziksel olarak bilinen alelade bir gök olayı... yine de galiba bizi hayvanlardan ayıran en önemli şeylerin başında gelir; onların hayatlarında nokta kadar iz bırakmayan alakasız bir fenomenin bile, bizler için, bir dilek tutarak ''daha güzel'' bir dünya'nın hayalini kurabilmemize vesile olması.
ışıklı şehirlerde yaşamanın neticesinde görülmesi imkansız gökyüzü hadisesidir, bazen görmek için kasan manyak insanlar uçaklarla kayan yıldızları karıştırabilirler ,kayan yıldız yanıp sönmez. *