kapı arkasında, başka bir odada, dışarıda, camda, bazen de onun yanında buğulu gözlerle gülmeyi bilmektir. boğazında tıkanıp kalan bir düğümle gülümseyebilmektir. gerçekten acı verir insana. ama kendi acını umursatmaz. önemli olan yüreğinin acısı, ağlaması değil onun bunu anlamaması, bilmemesidir. sana gülerken çok ağladı, acı çekti yüreğim.ama senin gülüşünden değerli değildi kalbim.
annenin yanında yapılır çoğu zaman, o üzülmesin diye... ya da arkadaşların yanında. sonra bir bakarsınız yüzünüzde kocaman bir maske, herkese gülüyorsunuz içiniz kan ağlarken...
güçlü olmaya delalettir fakat kanser gibi yer kemirir insanı, gülmek zorunda olduğun insanın bilmemesi gereken bir sırrın vardır içinde ve her aklına geldiğinde için çığlık atar sen gülerken, ne ironi bu ALLAH'ım ama yok isyan etmemek lazım. bırak içindeki sivri dişli kemirgen işini yapsın sende seyreyle sadece içine kanayan gözlerinle...
bunun adına büyümek deniyor.
büyüdük çakal sürüsüne yem olmamak için maskeler icadettik. o maskenin altından süzülen hüzünleri bizden başkası bilmesin istedik. ve aynı zamanda bilsinler de istedik. bir nebze insanlığın hatırlanması için. oysa sen maskenin altında sürdürüken yaşamını ruhunu şeytana satmışlar vardı. gülüşlerinle gizledin hep en azılı dişlerin izlerini.
ve sonunda yalnızlık karşıladı herbirimizi uzaklaştıkça birbirimizden. acımızla yüzleşirken güldük bu sefer acımızdan beslenen kan emicilere.
beklenmedik kişiden duyuldu kırıcı söz
yüzde sahte bir gülümseme
onların kahkahaları içerisinde
duyulmadı yüreğinin kırılışının sesleri
onların kahkahaları içerisinde
bir donuk beden, yüzünde git gide çöken sahte bir gülümseme ile.