daha üçüncü sınıfta kafaya koymuştum.hatta açıp hangi dersleri alacağımı bile seçtim. o denli hevesliydim yüksek lisansa. aradönemde mezun olup başvuru için ağustosu beklerken zaten mastera başliicam diye iş bile aramadım.hatta iş ayağıma gelse reddederdim heralde.cahillik işte... yüksek lisansa başladıktan bir dönem sonra sorgulamaya başladım.sahi neden yapıyordum ki? ikinci dönem bu fikir iyice beynimi kemirdi.zamanla daha iyi anlıyordum. yüksek sadece zaman kaybıydı! çok şükür bunu kendime itiraf edebildim sonunda. oysa o zamanalar niye master yapıyorsun iş bulsana diyen bir lise mezunu yakınımı hiç hesaba bile almıyordum. meğer adamcağız vizyon olarak benden bir ışık yılı ilerideymiş. şimdi kendime kızıp duruyorum neden iki senemi çöpe attım diye.sanki türkiye piyasası masterlı eleman diye ölüyordu. aynı maaşı alıyorsun zaten, kimse masterın var diye al bu milyarda benden demiyor ki. onu da geç işveren için iş tecrübesi yüksek lisanstan daha önemli. hayatta kullanmayacağım, mala davara bir faydası olmayan, ziyadesiyle akademik dersleri aldım da başım göğe mi erdi sanki? ikinci büyük hatayı imperial college da doktorasını yapmasına kandığım danışman hoca seçimimde yaptım. bir bokuma yaramaz herif! pırıl pırıl dimağları körelttin! ne ilgilendin ne bişey yaptın! (yazının burasında bardağı fırlatıyorum). neyse tezi daha vermediğim için fazlaca ileri gitmeyeyim.
Birde siz iki yılınızı masterda kaybederken arkadaşlarınız girdikleri yerlerde kök salıp maaşlarını arttırıyorlar. kısacası master yapmakla hata ettim arkadaş.gel sen kendini ateşe atma. ama bu kadar lafın üstüne atarsan da at.çok da derdimdi.mala bak... (akademik düşünenleri tenzih ederim hayırlı 33/a kadroları dilerim).
Yılları hiç edebilen, beğenilmeyen ödevler makaleye dönüşünce beğenmeyen kişilerin yazar olduğu çalışmaların üretildiği, sonra da yurdum akademisinde bunların önemi yok, sen 33/a için başka yollar dene denilebilen eğitim sürecidir. Başlamayı düşünenlere allahtan sabır diliyorum.
yüksek lisansın insanlar için farklı anlamları vardır:
1- askerliği ertelemek.
2- üniversite bitiminden hemen sonra iş bulamama sonucunda oluşan boşluktan kurtuluş yolu.
3- (en önemlsidir) hayata henüz atılma cesaretini gösteremeyen gençlerin yegane sığınağı.
sevgili okulumun başvuruları kabule başlamasıyla hayatımda yeni bir sayfa açılmasına olanak sağlayacak olandır kendileri. heyecanla beklemekteyim. hedeflerimin, heyecanımın baltalanmamasını diliyorum. bazı endişeler var ama onların da üstesinden gelinir diye düşünüyorum. bakalım...
Artık yüksek lisans öğrencileri için de harçların kaldırıldığı resmi gazete ile kesinlik kazanmıştır.
`Lisansüstü öğrenim gören öğrenciler
MADDE 18 (1) Lisansüstü öğrenim gören öğrenciler, önlisans ve lisans öğrencilerinin yararlandığı hizmetlerden aynı şekilde yararlanır.
Süresinde mezun olamayan öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti tutarları
MADDE 11 (1) Hazırlık sınıfı veya yabancı dil geliştirme programı hariç olmak üzere, ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeydeki yükseköğretim programlarından program süreleri sonunda mezun olamayan öğrencilerden ekli cetvellerde belirtilen tutarlar kadar öğrenci katkı payı ve öğrenim ücreti alınır.`
en mantıklısı paralı üniversite'de (vakıf üniversitesi olarakta bilinir) yükseklisans yapmaktır. devlet üniversitelerinde yükseklisans yapmak çok zordur. işin içine torpil girer, yüksek puan girer, kontenjan girer en temizi ver parayı git paralı üniversitede oku gel. ben geçen ankara üniversitesinde yükseklisans mülakatına girdim. adam ne sorduysa harika şekilde cevapladım baktım kazananlar arasında adım yok çünkü ne torpilim vardı nede sırtımı dayayabileceğim bir dayım sonuç bu.
bazen kafayı yedirtecek konuma getiren, her şeyi bırakıp gidip bir mağaraya çekilme isteği yaratan, hayalim olmasa katlanılacak çile olmayan, yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal durumu yaratan zor, ama bağımlılık yapan şey.
lisans sonrası "rahatça" sınava girebilmek , öğretim görevlisi olabilmek , mühendisliğin başına yüksek titrini getirtebilmek , mümkünse tez aşamasında adam akıllı bir tez ortaya koyabilmek ve nihayet spesifik bir alanda uzmanlaşabilmek için yapılandır.
mulakatinda azimiza sictiklari,derslerde cok gereksiz kasip devamlilik konusunda umursamamalari,tez icin kisinin oturup delicesine emek harcadigi akademik egitim.bide begenmezler.
Akademisyenlik için doğru yol, iyi bir iş garantisi için doğruluğu tartışılacak bir yoldur yüksek lisans. Belirli programlar dışında neredeyse tümünün asıl amacı akademisyen yetiştirmektir, iş dünyası için pek de bir artı katmazlar. ( 2 senelik iş tecrübesi muhtemelen Aseembly Language ile programladığınız AI toollarından daha çok kapı açacaktır size )
iş dünyasında kurumsal bir işyerinde çalışmayı istiyorsanız donanımlı olmanız bu fazladan 2 yılı kaybetmenizin önüne geçebilir.
iş görüşmesine gittiğimde alanımda 5 yıl tecrübem sap ve erp programlarını iyi derecede kullanabilme ingilizce ve işletme yüksek lisans diploması iki referans mektubu ile mülakata girdim, insan kaynakları direktörü özgeçmişime bakıp, tezsiz yüksek lisans yapacağına ikinci dili öğrensen çok daha iyi yapardın, önemli olan iş tecrüben ve donanımın dediğinde, yüksek lisans donanım değil mi diye sordum, cevap şu şekilde geldi; ''tezli yapıldığı zaman'' * ama işe alındım sonuçta.
sadece eğitim hayatına devam etmek isteyenlerin düşünmesi gereken programdır. akademisyenlik düşündüğünüz için yada iş görüşmelerinde artı getiri sağlayacağını düşündüğünüz için yapılmaması gereken eylemdir, öğrenmeyi ve öğrenciliği seviyorsanız bu işe girişin yoksa yüksek lisans öyle lisanstaki gibi bir öğrencilik hayatı değildir, insanı canından bezdirebilir.
* hocalar hiç bişey göstermez, herşeyi sizden beklerler hatta yardım istediğinizde "bana sorma sen burada lisans öğrencisi değilsin, araştır bul, bulamadıysan da bırak burayı" gibi söylemlerle karşılaşabilirsiniz.
* elinize notlar verilip "hadi vize haftası, hadi final haftası ders çalışın" gibi bir olay söz konusu değildir. sürekli okumanız, sürekli araştırma yapmanız, sürekli sorgulamanız ve sürekli hazırlıklı olmanız gerekir.
* bölümünüze özgü bilgisayar programlarını çok iyi kullanıyor olabilirsiniz ama bu yüksek lisans için yeterli değildir. bunun yanında sunum hazırlamak için ve rapor yazmak için çok iyi derecede office bilmeniz gerekir. hatta gözünüz kapalı makro yazabilmelisiniz.
* yüksek lisans dersleriniz akşamsa, stickerınız olmadan arabanızla okula girip "öğretim üyesi otoparkı"nı kullanabilirsiniz.
* üniversitenin spor kompleksine üyelikte öğrenci değil akademisyen sınıfından yararlanıp daha az para ödeyebilirsiniz.
* üniversite materyallerini lisans öğrencisine göre çok daha fazla ve uzun süre kullanabilirsiniz. mesela lisans öğrencisi kütüphaneden en fazla 4 kitap alabilir ve 2 hafta kullanabilirken, yüksek lisans öğrencisi 8 kitap alıp 1 ay kullanabilir.
* iş yerinden arkadaşlarınızla bir mekana gittiğinizde giriş ücreti olarak herkes tam öderken siz öğrenci kimliğinizle yarı fiyat ödersiniz.
* millikütüphane, tubitak, tüik, tdk ve tcmb gibi kurumların arşivleri kimliğinizi gösterdiğiniz anda açılabilir.