bugün

okulun üzerinden epey bir zaman geçtikten sonra yapıldığı takdirde; insanın sınırlarını ve sabrını epeyce zorlayan eğitim sürecidir.
devlet üniversitelerindeki kontenjanların sınırlı olması sebebiyetiyle pek çok lisans mezunun alamayacağı eğitim. ayrıca neredeyse tüm okullar kendi mezunlarından öğrenci seçiyor bu durumda lisans eğitimini vakıf üniversitelerinde tamamlayanlar da yüksek lisans için: (bkz: pamuk eller cebe).
hem çalışıp hem de yüksek lisans yapmayı düşünüyorsanız sosyal yaşantınızın bitmesine sebep olacak olan eğitimdir.
sürekli olarak aşağılanan ama yine de herkesin bir kere düşündüğü ; kedi uzanamadığı ciğere mındar dermiş durumunun da söz konusu olduğu bir eğitim..Yüksek lisans yapılması için kimse kimseyi zorlamaz. Ales, üds, yazılı sınav, mülakat, başvuru ücreti, evrak işleri, stres.. bir ton koşuşturmaca.. isteyen sonuçlarına katlanır.. Yüksek lisans meşakatli, yorucu, zor ama verdiği haz paha biçilmez..
okuma azmimi kaybetmemek için giriştiğim ekstra öğrenme çabası programıdır.

giriştiğim yüksek lisans programları için her türlü yazılı puanı almama rağmen bilim sınavı adı altında dönen filmler nedeniyle kabul edilmediğim yüksek öğrenim proğramıdır.
bilim sınavında önce hangi üniversiteden mezun olduğum o okulda neden başvuru yapmadığım, ne işle meşgul olduğum, tayin istemek için mi sınava girdiğim, yüksek lisans yapmaktaki amacım gibi bir takım sorularla yaklaşık 7-8 dakika gibi karşı karşıya kaldığım tüm sorulara "doğru" cevap vermeme rağmen beğenilmediğim program.

yanlı yönetimlerin yanlı sınavı olarak gördüğüm program.

içimde kaldı...
genelde öğrencilik modunun devamı, ufku genişletmek, terfi almak gibi sebeplerle yapıldığı düşünülse de yüksek lisansa başvuruların büyük bir çoğunluğu, iş olmadığından birkaç yıl daha yatmaya bahane bulmak amaçlıdır.
yine büyük bir çoğunluk, iş bulamadığından(bakın sebep aynı) okulun akademik kadrosuna bir şekilde kapağı atmak niyetiyle başvurur yüksek lisansa.

lisans eğitimleri maalesef ülkemizde insana iş bulma konusunda bazı durumlar(top 5 üniversite...gibi.) ve bazı bölümler(öğretmenlik, tıp, hukuk... gibi mesleki eğitim veren bölümler) haricinde kişiye bir şey vermemektedir.
mesela ülkemizde her yıl binlerce iktisadi ve idari bilimler fakültesi öğrencisi mezun olmaktadır. ancak bunlardan sadece şanslı birkaç yüz tanesi tatmin edici işler bulabilmektedir. (aynı şey mühendislikler vb. bölümler için de geçerlidir.) bu durum da gençlerimizi başka arayışlara itmektedir.

peki bu hep böyle miydi? elbette değildi.

şimdi saatlerimizi bir 20 - 25 yıl kadar geriye alalım. lisans mezunu insan sayısının azlığından, (üniversite sayısı az, nüfus düşük vs.) üniversite bitirmek önemli bir basamak olarak adlandırılırdı ve üniversite mezunları bugünden çok daha kolay bir şekilde iş bulabilirdi. ancak zamanla gerek nüfus artışı, gerek krizler ve gerekse de herkesin üniversite okuması lazımmış gibi bir durumun ortaya çıkması neticesinde üniversiteli işsizlerin sayıları giderek arttı. bu durum türkiye'de yüksek lisansın bundan 20 yıl ve daha öncesinde lisans mezunu olmanın tahtını ele geçirmesine neden oldu.

sonra zamanla yüksek lisans yapan kişi sayısında da ciddi artışlar gerçekleşti. ve şimdi ister inanın ister inanmayın birkaç üniversitenin dışında türkiye'de yüksek lisans yapmanın herhangi bir özel şirkette kişiye avantaj/avantajlar sağladığını söylemek güç.

bu durumda da devreye yurt dışında yüksek lisans yapma kriteri girdi. şu günlerde yurt dışı masterın borusu ötüyor. ama hızla kötüye giden eğitim şartları ve artan üniversiteli sayısıyla (azalan iş imkanı göz önüne alındığında pasta cidden iyice küçülüyor.) önümüzdeki yıllarda yurt dışı masterının da ahım şahım bir artısının kalmayacağı yönünde bir inancım var.
ayrıca tüm bu entry ile ilgili
(bkz: gerçekler acıdır)

Yıllar sonra gelen edit: bu giriyi askere gitmeden 1 ay önce yazmışım. Askerden dönüşte direkt bir avrupa ülkesine mba programına gittim. Götüm yemedi dersleri geçemiyordum ama şansım yaver gitti, semestr tatilinde türkiye'deyken iş buldum. işimde 3. Yılıma girdim. Gayet memnunum. Hala master derecem yok. Sikimde de değil.

Not: entride bahsedilen iibf mezunuyum.

Not2: edit tarihi çıkmayabilir. Mobilden giriyorum.
23.07.2013
uyumanın kıymetini anlamanızı sağlayan eğitim biçimi.
daha da beteri vardır (bkz: doktora)
Torpilin varsa Türkiye'de istediğin üniversitede alabileceğin eğitim.
iş bulamayan bir çok üniversite mezunun da laf olsun diye tercih ettiği akademik uzmanlaşmanın ikinci ayağı. tüm üniversiteler ücretli hale geldiğinde iş bulamayan ve okumak istemeyen öğrencilerin de başvurularının azalması ile daha kaliteli bir hale gelebilecektir. ne yapacak o zaman üniversite mezunu iş bulamayıp laf olsun diye y.lisans yapmak isteyen ünv. öğrencisi; bir yerlerden başlayacak çalışmaya.

üniversiteyi bitirmiş öğrenci; hernasılsa kazanmış y.lisansı. girmiş derse; işletmecilik temel kavramlarını bilmiyor. hoca bu aşamadan sonra sana bunu mu anlatsın; liyakat sahibi diğer öğrencilere konu mu anlatsın? zaten para yok, var olanı da alamıyorsun projeni bitirmek için.
çalışan biri için tezlisini yapmak nerdeyse hayaldir. mülakatta daha adınızı sormadan çalışıyor musun diye soruyu yapıştıran profösörlerin tavrından sonra mülakat yalan olur ve tezsiz yüksek lisan için bankadan kredi çekmenin fayda-maliyet analizine başlanılır.
yapması çok basittir. bunu gerçekleştiremeyenlerin zeka seviyesinden şüphe edilmelidir.
öğrencilik hayatında doktoradan bir alt düzeyde olan eğitim sürecidir. ilkokuldayken, ortaokul, ortaokuldayken lise, lisedeyken üniversite, üniversitedeyken yüksek lisans size zor geliyorsa, benden size 25 yıllık profesyonel öğrenci olarak tavsiyem, doktoraya bulaşmayın. şu an tezini bitirmek üzere olan bir doktora öğrencisi en geç 6 ayda bir yüksek lisans tezini en baştan yazabilecek kapasitededir.
önceden statü kariyer vb seylerde öncelik olsun dıye yapılan hede.şimdilerde işsiz tüm lisans mezunları yuksek lısans yapmakta. * * *
askere gitmemişsen, başvurduğun yerler sana geri dönmüyorsa can sıkıntısını gidermek için yaptığın eğitim türü.
(bkz: alçak lisans)
günümüz üniversite eğitim düzeyinin lise kıvamında olmasından mütevellit üniversiteden sonra devam edilen programdır.kendini yetiştirmek , donanımlı bir eleman olmak daha iyidir zannımca.
üniversite boyunca vizeler, finaller derken başını kaldırıp normalde severek okuyabileceğin bölümde yaşadığın stres sebebiyle bitse de gitsek diyerek tadına varamadığın bölüm derslerini daha rahat bir ortamda okuyarak, kendi adıma akademik alanda geyik yapabildiğim platformdur. doktora için basamaktır.
(bkz: alçak lisans)
eğer akademik kariyer hedeflenmiyorsanız veya lisans eğitiminiz boyunca okulla ilgili şeylerden nefret etmişseniz, mutlaka uzak durmanız gereken bir şeydir. sakın ola ki, "lan ite kaka da olsa lisansı bitirdik, yüksek lisansı da yaparız nolacak ki?" demeyin. ikisi çok farklı şeyler.

eğer ki, içinizde ufacık da olsa bir okuma isteği yoksa, yüksek lisans çekilmez olabiliyor. çünkü, lisansta çoğu dersi öğrenmeden, ezber yaparak ya da kopya çekerek geçebiliyorsunuz. ancak yüksek lisansa başlayınca ak göt kara göt ortaya çıkıyor. size lisans eğitiminiz boyunca gördüğünüz tüm dersleri tam ve eksiksiz biliyormuşsunuz gibi muamele ediliyor. sorulan sorular, verilen ödevler hep buna göre oluyor. yaptığınız ufacık bir hatada; "e siz bunları lisansta görmediniz mi? nasıl mezun ediyorlar sizi anlamıyorum" tarzı aşşağılayıcı ifadelerle maruz kalınıyor.

kısacası, akademik kariyeri yani hayatınız boyunca öğrenci kalmayı göze almıyorsunuz, asla yüksek lisansa başlamayın.
güzide yurdumuzun her haltı gibi, başvurusunda binbir eziyetin çekildiği eğitim türlerindendir.

(bkz: yüksek lisans başvuru eziyetleri)
(bkz: Alçak sürünme)
tezli yüksek lisans yapıldığında tez savunması tam bir kabusa dönebilen eğitimdir. beş adet tez jürisi, asistanlar ve tek tük de olsa izlemeye gelen öğrenciler ile kalabalık bir grup karşısında tezi anlatmak ve hocalardan gelecek sorulara yanıt vermeye çalışmak stresinizi tavana çıkartabilir. Tüm bu aşamalardan sonra tezin jüri tarafından kabul edilmesiyle oluşacak mutluluk ise paha biçilemezdir.
antropoloji bölümünde "istanbul'da elektronik müzik ve club kültüründe dj'lerin rolü" ya da "Kahvehane erkekliği: Ankara'da bir gecekondu mahallesi örneği [Coffee house masculinity: a case of a gecekondu district in Ankara]" şeklinde olabilen birşeydir. bana inanmıyorsanız aramaya inanın: http://tez2.yok.gov.tr/
Akademik kariyerin ilk basamağı olan kavramdır, tezli ya da tezsiz olabilir. Akademik kariyer düşünenler "tezli" olanından yapmak zorundadırlar. Ayrıca bu yıl istanbul Üniversitesi Avrupa birliği anabilim dalı'nda tezli halinin öğrencisi olacağım öğrenimdir. 22 yıla bir lise ingilizce hazırlık sınıfı, 4 yıllık lisans, askerlik sığdırdıktan sonra yüksek lisansa başlamak pek bir rahatlatıcı gerçekten, hele akademik kariyer istiyorsanız! *

yukarda bir yerler de yazılan şey çok doğrudur, akademik dünyada birisinin yetkinliği ölçülmek istendiğinde "yüksek lisans hiçbirşey, doktora herşeydir" gerçekten de!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar