yusuf hayaloğlu

entry267 galeri4
    100.
  1. geçmiş günlerde kaybettiğimiz şair. genç yaşta bırakıp gitti. şiirleriyle ağlatan düşündüren kahırlandıran biri.
    ahnet kaya anısına yazdığı harika bir şiir.

    işte gidiyorum
    Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü
    işte gidiyorum
    Toprak alsın benimde bu hazin öykümü

    işte gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi
    Çukura kim indirecek
    işte gidiyorum
    Bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek

    Çürüdü gözlerim, yüreğim, bu yağmurlu şehirde
    işte gidiyorum
    Beni kaldırın, hicran kalsın teneşirde

    Size yüzyallardır sesini kaybetmiş
    Bir türkü söyliyecektim...
    Ve bir yayla şefkatiyle
    Kirpiğinizin ucundan öpecektim

    Bir masum türküydü sadece
    Yüzbinlerce madurun gönlünde
    Belki söyleriz hepbirlikte
    Belki, mahşerin birinci gününde

    Nasıl sevmiştim hepinizi..nasıl böyle oldu akıbetim?
    Ve nasıl çöle döndü
    O benim gül gülistan memleketim

    işte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız
    Ben başımı verdim, sizinse
    insafsız bir linç oldu karşılığınız

    işte gidiyorum
    Penceresiz bir dünyanın labirentine
    işte gidiyorum
    ''Saçlarındaki yıldızları koparabilirsin anne''

    Sonunda kaptırdım gönlümü
    ölüm denen o kaypak türküye...
    Ve işte kurtuldun benden
    Şen olasın ey sevgilim Türkiye

    Elbet benimde vardı
    Kendime ve yurduma dair umutlarım
    Belki bıraktığım yerden sürdürür
    Dostlarım, karım ve çocuklarım...

    Çatladı yüreğim çatladı sazım
    Demekki böyleymiş yazım
    Sizlere armağan olsun
    Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım...

    Benim hiç hayalim olmadı anne
    Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat
    Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat
    Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne
    Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat...

    Sayki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...
    Sayki ıslanmaktım, üşümektim
    Sayki yağmurdum anne?

    Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın,
    Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?

    dinlemek için :

    &feature=PlayList&p=41CAA963372B7F33&index=15&playnext=2&playnext_from=PL
    2 ...
  2. 101.
  3. ruhun şad olsun güzel gözlü adam.
    1 ...
  4. 102.
  5. ''Şarkılarda yaşadığımız süreci anlatmak istiyorduk ama çok iyi bir şiir okuru olan Ahmet, hiçbir şairden tatmin olmuyordu ve benim müsvette şiir denemelerime bayılıyordu. Yoğun ısrarları sonucu şarkılarını da yazmaya başladım. Müziği, edebiyatı iyi bildiğim ve halkı çok iyi tanıdığım için her yazdığım şey, hem biçim hem de içerik açısından, dönemin duyarlılığı ile çok iyi örtüşüyordu. Artık geniş kitleler tarafından tanınıyor ve çok seviliyorduk. Kasetler birbirini takip ediyor, şarkılarımız ortalığı kasıp kavuruyordu. 13 yıl boyunca Yorgun Demokrat'tan, Adı Bahtiyar'a; Ayrılık Hediyesi'nden, Kafama Sıkar Giderim'e kadar onlarca şarkıya imza atmıştım ama bunun yaşamsal karşılığından çok uzaktım. Başımı sokacak bir evim, hurda bir arabam bile yoktu; kiramı ucu ucuna veriyor, geçim zorluğu içinde bunalıyordum. Birlikte yola çıktığımız, bir kaderi paylaştığımız Ahmet ise ev ve araba sayısına her yıl birer ilave daha yapıyordu.. Artık bütün zamanımı ona harcayarak yaşayamazdım.. Başka denizlere açılmalıydım...''

    sözleriyle ahmet kaya'nın ne kadar vefalı(!) olduğunu anlatan şiir adamı. mekanı cennet olsun...
    3 ...
  6. 103.
  7. Unutulmaz şarkı sözlerine imza atmış arkasından rahmetle andığım şairdir.
    1 ...
  8. 104.
  9. "işi gücü olanlar çoktan gitti..."

    ahmet kaya'da, sen de. *
    1 ...
  10. 105.
  11. SiGARAnın bilinen son kurbanı olan sanatçı.
    (bkz: akciğer kanseri)
    0 ...
  12. 106.
  13. Ahmet Kaya sayesinde daha bir tanınmış olan şairdir.
    0 ...
  14. 107.
  15. ali kırca'nın programında söylediği gibi, ışıklar içinde yatsın...
    0 ...
  16. 108.
  17. AH ULAN RIZA

    Neden halâ gelmedi, yoksa
    Saati mi şaşırdı hıyar?
    Gerçi hiç saati olmadı ama
    En azından birine sorar.

    Cebimde bir lira desen yok,
    Madara olduk meyhaneye!
    Ah eşşek kafam benim,
    Nasıl da güvendim bu hergeleye!

    Gelse, balığa çıkacaktık,
    Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.
    Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
    Enteresan hayâllere dalacaktık.

    Bu sandalı geçen hafta denk getirip
    Çalıntıdan düşürdük.
    Arkadaşlar ısrar etti,
    Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.

    Saat sekizde gelecekti,
    Bana birkaç milyon borç verecekti.
    Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
    Onun peşinden mi gitti?

    Eğer öyleyse yandık,
    Gudubet gene yaptı yapacağını!
    Geçen sene de merdivenden itip
    Kırmıştı Rıza'nın bacağını.

    Abi, kadında boy şu kadar;
    Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
    Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
    Ya horlarken Rıza'yı boğacak!

    Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
    Ben olsam, vallahi baş edemem!..
    Hele beş tane velet var ki boy-boy,
    Allah'tan düşmanıma dilemem!

    Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
    Herkesin suyuna gider.
    Yoksa, kalıba vursan hani,
    Tek başına on tane adam eder!

    Bir keresinde, hiç unutmam
    Üç-beş zibidi haraca dadandı;
    Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
    Herifleri hastaneye kadar kovaladı!

    Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
    Aynı kafadaydık.
    Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
    Biz, başka havadaydık.

    Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
    Aynı takımı tutardık.
    Fener'in her maçına iddialaşıp
    Millete az mı yemek ısmarladık!..

    Bir tek askerde ayrıldık,
    Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.
    Döner dönmez evlendirdiler,
    En büyük salaklığı da bu oldu!..

    Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.
    Hep tek tabanca gezdim.
    Benim beğendiğimi anam istemedi,
    Onun gösterdiğini ben sevmedim.

    Neyse, bunlar derin mevzu...
    Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.
    Ufaktan yol alayım
    Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek!..

    Gittim, vurup kafayı yattım;
    Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.
    Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
    Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!..

    Vay be Rıza!..
    Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
    Dün, boşuna günahını almışım,
    Ne olur, kızma bu kardeşine!

    Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
    Ne kolay söylediler!
    Sanki dev bir taş ocağını
    Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

    Ah dostum... o kocaman gövdene
    O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
    O zalim tabutun tahtalarını
    Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

    Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
    Yani bir daha olmayacak mısın?
    Yani bir daha borç vermeyecek,
    Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

    Peki, beni kim kızdıracak,
    Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
    Peki, beni bu köhne dünyada
    Senin anladığın kadar kim anlayacak?

    Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa,
    Ne acayip şeyler yapacaktık...
    Totoyu bulunca dükkân açacak,
    Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.

    Talih yüzümüze gülecekti be!..
    Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
    Hafta sonu iki yavru kapıp
    Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!

    Ah ulan Rıza... bu mahallenin,
    Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
    Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
    Benim en kıral arkadaşımdın!..

    Ah ulan Rıza... ben şimdi,
    Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
    Senden ayrılacağımı sanma,
    Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!..

    Yusuf Hayaloğlu
    1 ...
  18. 109.
  19. 110.
  20. ..yusuf hayaloglu' da öldü nalan
    iyi kalpli amcaları birer birer uğurladık
    ve dünya kirlendi, filmler bozuldu
    o masum sevdalar yaşanmıyor artık..
    1 ...
  21. 111.
  22. Değeri öldükten sonra anlaşılan güzel insanlardan sadece birisi.. Bir defa ankara'da karşılaşmış, sohbet etmiştik.. Gerçekten sohbeti, düşünceleri, devrimciliği, ölüme meydan okuyuşu saygı duyulası sanatçı.

    o artık yıldızların..
    1 ...
  23. 112.
  24. ölümünden sonra değere binenlerdendir. çok kapsamlı bir sanatçiydı.
    0 ...
  25. 113.
  26. Vay be yusuf abi.!..
    Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!

    aynı rıza'na söylediğin gibi..
    0 ...
  27. 114.
  28. ah ulan rıza ile insanı kalbinden vuran süper adam.
    1 ...
  29. 115.
  30. ayı şiir akımı'nın yılmaz bir neferi idi. 3 kişiydiler o gitti geriye ibrahim sadri ile kerem alışık kaldı.
    2 ...
  31. 116.
  32. onun yorumu diğer şiir yorumcularından hemen ayrılır... onun şiirlerini okumak yetmez, kimse de onun gibi yorumlayamaz o şiirleri. kendi sesinden dinlemek icap eder...
    mesela istanbul acılar kraliçesi nde:
    "iliklerime, gömlek ceplerime kadar dolan bu allahsız yağmurundan bıktım"
    derken, gerçekten bir bıkkınlık verir, bir isyan havası verir dinleyiciye...

    "eyy acımasız acuze, utan şu türbelerinden, minarelerinden utan"
    dizesini öyle basarak söyler ki insan dizeyi üstüne alınır, etraftaki minarelere baktıkça kendinden utanır...

    hangi ayrılıkşiirinde:
    "hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın,
    hangi cam kesiği var ki böyle musluk gibi içime damlasın..."
    derken, dinleyici yakında bir ayrılık yaşamışsa dişinin ağrımaya başladığını hisseder bir anda...

    "hiç sanmam, hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz
    feriştah olsa böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz...
    derken bir anda kalbi sıkışır insanın, sanki hasta kalbi oracıkta duracakmış gibi...

    dokunma bana şiirinde her,
    dokunma bana ellerin tutuşur sen de yanarsın
    deyişinde kendini bir kor parçası gibi hisseder insan, kimse ona dokunsun istemez...

    hayat nedir anne , anne ben ölüyorum,demek şimdi gidiyorsun ,merhaba nalan ,topal sevda ve niceleri. herbiri bu acıklı şiir fabrikasının yarı asi, yarı romantik kaleminden akmış, mavi gözlerinde demlenip, çatlamış dudaklarından halka arz olunmuştur...

    "Ay ulan yusuf!
    Bu mahallenin nesini beğenmedin de öte yere taşındın..."
    0 ...
  33. 117.
  34. Hangi Ayrılık?

    Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
    Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

    Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?
    Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?

    Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
    Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
    Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?
    Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.
    Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?
    Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?
    Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?
    Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
    Hangi cama kafa atsam?
    Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
    Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

    Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.
    Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.
    Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?
    Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?
    Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?
    Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?
    Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?
    Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?
    Hiç sanmam! ...
    Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .
    Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.
    Hangi mübarek dua,
    Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
    Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?
    Olur mu be! . olur mu?
    Bu da benim gibi adama yapılır mı?
    Aşk dediğin mendil mi?
    Buruşturup bir kenara atılır mı?
    VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

    Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?
    Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?
    Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
    Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?
    Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?
    Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?
    Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?
    Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

    Dağ gibi adamı eze eze! .....
    Hangi anası tipli parlak çömeze,
    Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
    Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?
    Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?
    Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?
    Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?
    Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?
    Ve! .. Hangi su bağışlatır?
    Hangi musalla temizler seni?

    Bu Nasıl Ayrılık? ... *
    0 ...
  35. 118.
  36. Kelimelerin sihirbazı, kirli sakallı, güzel insan , sen de gittin, şiirler ve şarkılar hem yetim hem öksüz kaldı.

    Ah Yusuf Abi;
    Gelsen balığa çıkacaktık,
    Ne tutarsak kızartıp, birayla yutacaktık.
    Kafamız kıyak olunca, şarkılar söyleyip,
    Enteresan hayallere dalacaktık.
    0 ...
  37. 119.
  38. ölmesine üzülmediğim şair demekte güçük yaşadığım insan.
    1 ...
  39. 120.
  40. Merhaba nalân… bu sen misin
    Yoksa sen mi sandım;
    Biri çimdiklesin beni
    Şöyle ışığa gel de göreyim
    Beni dümdüz eden
    O yalandan da yalan gözlerini

    Merhaba nalân
    Amortiden mi çıktın güzelim
    Bak yine şapşal ettin bizi
    Oysa ne güzel unutmuştuk
    Ve ne güzel sona ermişti
    O gerzek pembe dizi

    Hani, son bölümde sen yamuk yapıp
    Fabrikatör nubar beyin
    Tarabya köşküne gitmiştin
    Hani, arkadaşım halit akçatepenin yanında
    Beni acayip refüze etmiştin
    Ve işte o an gözümde
    Eskicinin bile almadığı
    Bir eski eşya gibi, bitmiştin

    Merhaba nâlan
    Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu
    Merhaba, artist olma hayallerinin
    ikinci sınıf karakter oyuncusu

    Vay anasını sayın seyirciler
    Vay anasını be… vay anasını
    Bak, şimdi ağlarım ha
    Tez kapatsın biri
    Gözlerimin bozuk vanasını

    Oysa, o zehir kusan fabrika yolunda
    Beraber ıslanmıştık biz, nice yağmurda
    Ve o gün, nubar beyin çarpıp kaçtığı
    Bir hayvancağızdı inleyen
    Yol kenarı çamurunda

    Ve hep kendine ayırdığın
    O bencil yüreğin
    Bir de o gariban köpeğe sızlamıştı
    Ve ben, ilk defa seni böyle bilmiştim
    Ve damarlarım ilk defa böyle cızlamıştı

    Merhaba nâlan… merhaba
    Yoksul mahallemizin en havalı kızı
    Merhaba, yanlış ağlara takılmış
    Muhteşem deniz yıldızı

    Ben sana bakınca, dolardım bulut gibi
    Dolardım da bir türlü yağamazdım
    Sen bana bakınca
    Bir ağlamak düğümlenir boğazımda
    Gurur yapar, ağlamazdım

    Ne düşkündüm sana be
    Hani hayvanlar yavrusunu yalarmış
    Aynen öyle
    Ne tutkuydu bizimkisi be
    Hani ferhat dağları nasıl delermiş
    Aynen öyle
    Ve o nasıl gidişti be
    Hani bir tren gelir de üzerinden geçermiş
    Aynen öyle

    Of nâlan of
    Sen benim neler çektiğimi bilsen
    Bunu bilmekten ölürdün
    Şu kadarını söyleyeyim:
    Hani taş olsan
    Yani taş olsan;
    Ortadan ikiye bölünürdün

    Gitme nâlan, dur
    Tekrar gitme ne olur
    Aldırış etme saçma sapan sözlerime
    Yoo… hayır, ağlamıyorum
    Galiba cıgaranın dumanı kaçtı gözlerime

    Belki de sen haklıydın
    Bu mahallede ne bahtın açılır
    Ne de boyun uzardı
    Üstelik annen ölmüştü
    Ve sokağınız
    Acını kaldıramayacak kadar dardı

    Terso gidiyordu herşey
    Milllet işi-gücü bırakmış
    Aklını bize takıyordu
    Altımızda çul yoktu
    Üstümüzde dam akıyordu
    Arap kızı camdan bakıyordu

    Sen gittikten sonra ben
    Hiç sorma
    El attığım her işi, çok geçmedi batırdım
    Çünkü seni unutmanın tek yoluydu;
    Bütün kazancımı şaraba yatırdım

    Ama gelinliğin duruyor
    Baba yadigarı cumbalı evi de satmadım
    Yalanım varsa kalkmayayım şuradan:
    Ben seni bir tek gün
    Bir tek gün bile unutmadım

    Merhaba nâlan
    Merhaba üzgün melek
    Merhaba kadersizim, talihsizim
    Merhaba titreyen elim, sancıyan belim
    Ağrıyan dizim, vazgeçilmezim

    Ama necdet tosun öldü nâlan
    Artık yemekleri sen
    Salatayı da ben yapacağım
    Sami hazinses kadar olmasa da
    Bahçeyi sevdiğin çiçeklerle donatacağım

    Kemal sunal da öldü nâlan
    iyi kalpli amcaları birer-birer uğurladık
    Ve dünya kirlendi
    Filmler bozuldu
    O masum sevdalar yaşanmıyor artık

    Sen varsın, ben varım
    Bir de, acımasız bir dünya var dışarıda
    Esas film şimdi başlıyor
    Ve bütün koltuklar bomboş bu sinemada

    Merhaba nâlan, merhaba
    Sen ortada sıçan, ben şaşkın körebe
    Ulan seviyorum seni be
    Ulan, nereden inceldiyse
    Oradan kopsun be
    0 ...
  41. 121.
  42. muhteşem şairdir. kendisiyle tanışma fırsatım olmuştu. bir programda kendisiyle sohbet edip şiirini okumuşumdur. öldüğünü duyduğumda üzüldüğüm tek ünlüdür.*
    0 ...
  43. 122.
  44. bir çok şarkının sözünü yazmıştır ve olabildiğince güzeldir. vefat ettiğinde üzüldüğüm nadir insanlardandır.
    0 ...
  45. 123.
  46. hazin bir 3 mart gününde en büyük sevdası nalan'ı bırakıp, can dostu rıza'nın yanına göçmüş olan büyük insan..
    0 ...
  47. 124.
  48. kendisiyle tanışma fırsatım olmuş büyük şair. merhaba nalan ve ah ulan rıza şiirlerini harika okurdu.

    "Kemal sunal da öldü nâlan
    iyi kalpli amcaları birer-birer uğurladık"

    seni de uğurladık be abim...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük