ben "istanbul´un en büyük problemlerinden birisi trafiktir..."
alman´dan soru : "nasil yani ?....sizin orada yollari o kadar dolduracak kadar araba var mi?...yollariniz cok mu dar da yollar üc bes arabayla tikaniyor?"....
önyargi iste....böyle bir önyargiyi da ne yaparsan yap kiramazsin....
-Türkiyede tecavüze uğrayan bi kızı öldürmek zorunda mısınız?
-Siz normalsiniz.Türkiyede insanların sadece gözleri açıkta bırakan şeyler giyilmiyo mu?
-Siz teröristsiniz.
-Siz arapsınız.
hayatta islamdan başka hiç bir değerine sahip çıkmayan,
kendini dünyaya arap olarak tanıtmak için insan ötesi bir çaba harcayan türk halkının çoğunluğunun,
duyunca şaşırmaması gereken sorulardır.
hangi trendeydim, nereden nereye gidiyordum bilmiyorum ama fransa'da yaşamıştım bunu. amerikalı bir adam ve avustralyalı bir kız yeni tanışmış muhabbet ediyordu. ben de muhabbetin bir köşesinden girdim. "türk'üm, istanbul'dan geldim." falan derken, amerikalı "hadi ya, sizin orada böyle elbiseler giyiliyor mu?" diye sormuştu. üzerimde de nike marka kırmızı bir tişört vardı. adam türkiye'yi, suudi arabistan gibi çöllerle dolu, sımsıcak bir yer olarak biliyormuş. kız ise galatasaray dedi, başka da bir şey bilmiyordu...
- siz domatese, patlıcan mı diyorsunuz?
+ öyle değil o işte. siz patlıcana, domates diyorsunuz... hikayesini de anlatayım hemen; oradan duyup da at üstünde hoplaya, zıplaya balkanlara gelen atamız yolda ikisini birbirine karıştırmış...
- kafası güzeldir.
+ zuvar o halde bebeem, zuvar.
camel marka sigara nın üstündeki piramitler i göstererek,
-Burası türkiye mi?
türkiye hakkında bildiklerini anlatırken,
-başkentiniz istanbul değil mi?
arap ülkelerin de;
-erdoğan 'ı tanıyor musun?
siyasi muhabbetler de,
-ermenileri niye kestiniz?*
soran bir amerikalı ise kesinlikle kâle alınmamalıdır. şayet sadece bizim ülkemizi değil dünyanın hiçbir yerini doğru dürüst bilmez hödükler. beyinleri okyanusla çevrilmiş bu kitlenin umrunda olan şeyler çalışmak, vergiler, alkol... gerçi insan düşünüyor, bu kadar koyunun yaşadığı ülkeyi amerikan rüyası olarak canlandırarak ve zamboçya başbakanın türkiye ziyaretinden tut her ülkenin her bokunu öğrenmekle geçerirek hayatımızı sanki biz iyi bir halt mı ediyoruz...
(bkz: pardon çıkış ne tarafta)
-sizin oralar da maden göçüğü çok sık oluyor mu?
+ cesetlerimize bile ulaşamıyorlar, sen ne diyorsun?!
yukardaki diyalog hayal ürünüdür. gözlemlediğim kadarıyla maden veya göçüğü kimsenin umurunda olan bi'şey de değildir. ve ancak bizim ülkemiz de insan hayatı bu kadar ucuzdur!
Madrid'te bir ispanyol aynen şöyle bir soru yöneltti şok oldum
- sizin ülkenizde arabada var mı, yoksa hala binek hayvanlarıNı mı kullanıyorsunuz, yarısı çöl diye biliyorum.. Develer önemli yer tutuyor olmalı?
+ wtf?!
özel zevkleriniz ve dış görünüşünüze bakarak geri zekalı genellemelere kurban gitmeniz sonucu sorulan sorulardır. türkiye ve türkler hakkında bir kaç satır bilgiye sahip birisi için siz genelde türk olduğunuzu söyleyerek şaka yapıyor olarak algılanırsınız. çünkü kafalardaki genellemelerde türkler esmer, kaba, ter kokan, rock, jazz, heavy metal dinlemeyen hatta dinleyenleri öldüren, o kadar çay delisi bir millet olmamıza rağmen bizlerin uydurması olan "turkish coffe" olayı yüzünden çay yerine sürekli kahve içen, erkekleri kafada fesle kadınları türban yada tamamen örtülü gezen, çöllerde acaip çadırlarda yaşayan bir millettir. bu kriterlere uymadığınızda pasaportunuzu bile gösterseniz inandırmanızın zor olduğu anlar yaşarsınız ve diğer pasaportunu göster diyenler dahi çıkar.
bizim yapamadığımız tanıtımı ingilizler yapmış, buyrun izleyin: http://tinyurl.com/2egwg3l
videoda tek ters olan hala bizim arap kültüründe olduğumuzun sanılması ve çalan müziğin arap ezgileri taşıması.