falan fıstık. haritada canım ülkemin nerde olduğunu bilmeyen bir fransıza sizi kim almanların sikmesinden kurtardı bari tarihini bileydin dediğim olaydı.
yer: cla/ besançon
denise: türkiye'nin %90'ı müslüman değil mi?
merbe: eee evet
d: peki sen?
m: e teoride diyelim.*
d: peki neden peçe takmıyorsun?
m: hımmmm, şimdi bak, büyük patlama bıdı bıdı...
yer: cla/ besançon
adını hatırlamadığım çinli malak: türkiye tam olarak nerede?
merbe: bıdı bıdı, komşuları şunlar, karadeniz falan filan...
a.h.ç.m: kürdistan'a yakın değil mi?
m: sen hiç kızılcık sopası gördün mü?
özel zevkleriniz ve dış görünüşünüze bakarak geri zekalı genellemelere kurban gitmeniz sonucu sorulan sorulardır. türkiye ve türkler hakkında bir kaç satır bilgiye sahip birisi için siz genelde türk olduğunuzu söyleyerek şaka yapıyor olarak algılanırsınız. çünkü kafalardaki genellemelerde türkler esmer, kaba, ter kokan, rock, jazz, heavy metal dinlemeyen hatta dinleyenleri öldüren, o kadar çay delisi bir millet olmamıza rağmen bizlerin uydurması olan "turkish coffe" olayı yüzünden çay yerine sürekli kahve içen, erkekleri kafada fesle kadınları türban yada tamamen örtülü gezen, çöllerde acaip çadırlarda yaşayan bir millettir. bu kriterlere uymadığınızda pasaportunuzu bile gösterseniz inandırmanızın zor olduğu anlar yaşarsınız ve diğer pasaportunu göster diyenler dahi çıkar.
bizim yapamadığımız tanıtımı ingilizler yapmış, buyrun izleyin: http://tinyurl.com/2egwg3l
videoda tek ters olan hala bizim arap kültüründe olduğumuzun sanılması ve çalan müziğin arap ezgileri taşıması.
Madrid'te bir ispanyol aynen şöyle bir soru yöneltti şok oldum
- sizin ülkenizde arabada var mı, yoksa hala binek hayvanlarıNı mı kullanıyorsunuz, yarısı çöl diye biliyorum.. Develer önemli yer tutuyor olmalı?
+ wtf?!
-sizin oralar da maden göçüğü çok sık oluyor mu?
+ cesetlerimize bile ulaşamıyorlar, sen ne diyorsun?!
yukardaki diyalog hayal ürünüdür. gözlemlediğim kadarıyla maden veya göçüğü kimsenin umurunda olan bi'şey de değildir. ve ancak bizim ülkemiz de insan hayatı bu kadar ucuzdur!
soran bir amerikalı ise kesinlikle kâle alınmamalıdır. şayet sadece bizim ülkemizi değil dünyanın hiçbir yerini doğru dürüst bilmez hödükler. beyinleri okyanusla çevrilmiş bu kitlenin umrunda olan şeyler çalışmak, vergiler, alkol... gerçi insan düşünüyor, bu kadar koyunun yaşadığı ülkeyi amerikan rüyası olarak canlandırarak ve zamboçya başbakanın türkiye ziyaretinden tut her ülkenin her bokunu öğrenmekle geçerirek hayatımızı sanki biz iyi bir halt mı ediyoruz...
(bkz: pardon çıkış ne tarafta)
camel marka sigara nın üstündeki piramitler i göstererek,
-Burası türkiye mi?
türkiye hakkında bildiklerini anlatırken,
-başkentiniz istanbul değil mi?
arap ülkelerin de;
-erdoğan 'ı tanıyor musun?
siyasi muhabbetler de,
-ermenileri niye kestiniz?*
- siz domatese, patlıcan mı diyorsunuz?
+ öyle değil o işte. siz patlıcana, domates diyorsunuz... hikayesini de anlatayım hemen; oradan duyup da at üstünde hoplaya, zıplaya balkanlara gelen atamız yolda ikisini birbirine karıştırmış...
- kafası güzeldir.
+ zuvar o halde bebeem, zuvar.