en milliyetci duygulari barindirmayan turku bile allahina sigindiran sorulardir. sinirden kufurleriniz kifayetsiz kalir. bu biraz bizim, bayagi bir hukumetin!, aslinda gavurun sucudur. cahil olabilirsin tamam eyvallah, sana farkli bilgiler verilmis olabilir* ama salaklik baska bir sey. Yani o derece akla ve mantiga uymayan sorularla karsilasiliyor ki kendinizi dunyanin en buyuk acik hava tiyatrosunda sanirsiniz.
- where you from?
- turkey
- oh yeah?! which state?
- bizde eyalet sistemi yok ama neyse... istanbul canim.
- oh yeah yeah.. I know that place. It's that place with a lot of mosques and hamams right?
(ah uh oh evet biliyorum o yeri... bir suru camii ve hamamiyla meshur dimi?)
- evet ama asil zenginligi kulturu ve tarihidi. bir suru sanat eseri vs..vs en buyuk hazinesidir*
- oh yeah!? ships wrack too much at there?
(aa gemiler o kadar cok batarmi orda?!)
- salakmisin? bunlarin coklugundan bahsediyorum.*
- umm sorry.. well I always thought...
(pardon, ben hep sey diye dusunmustum..)
- dusunme. lutfen dusunme. once git bilgilen biraz, hindi degil de bir ulke oldugunu ogren amerikanyali beynin ve cinli sifatinla, sonra dusun. ne yalnis ne dogru soylerim ben sana. Tamam?
- uhh I dont know anything about arabic countries.
( uff bisey bilmoraam arap ulkeleri hakkindaaa)
- ne.. nasil yani? ya benim gitmem lazim for the love of god sorma hayatim bana boyle seyler bir daha. hadi cicim. arama hatta
turkler tarihleri boyunca hayvanlarla iyi anlasmislardir ama bunlarla arkadas bir turlu anlasamamislardir. anlasamiyoruz.
Kendi çapında ülke ismimizle dalga geçen bir Amerikalı;
+Do you eat turkey in Turkey?
-Yes, but before eating it, we make out first.
+You mean, you make out with a turkey.
-Yes, its so hot.
+Weird???...!!!!
-Sen daha weird görmemişsin koçum.
yer 1996 almanya. köln katedralinin tepesi. 4 adet türk aralarında türkçe makara yapmaktadırlar. bir adet belçikalı monşer gelir ve nazikçe sorar.
belçikalı: excuse me, which language do you speak? (beni bağışlayın hangi dili konuşuyorsunuz?)
ben: turkish (türkçe)
belçikalı: oh interesting, dont you speak arabish? (oo ilginç arapça konuşmuyormusunuz?)
ben: no we are turk, our language is turkish. we dont speak arabish. (hayır biz türküz dilimiz türkçe, arapça konuşmayız)
__________________________________________________________________________
yer 1996 almanya berlin .bir adet mısırlı dallama gelir ve sorar.
mısırlı: do you speak arabish? (arapça konuşuyor musunuz)
ben: no we speak turkish. (hayır türkçe konuşuruz)
mısırlı: but you are muslim? (ama müslümansınız)
ben: yes but we are not arabe. (evet ama arap değiliz)
yabancıların nasıl sadece filmlerde,reklamlarda,karikatürlerde gösterilern yalan yanlış bilgilere ,körü körüne, araştırmadan inanışlarını gösteren sorulardır.Türkiye ye geldikten sonra ne kadar zeka seviyesi olduğunu farketmesinide sağlar.
what language do you speak in turkey? arabic?
-no, it's turkish.
hele bir de develerle seyahat ediliyor mu diye soruyorlar ki adama "la havle" cektirir.
Gercekten bazen oyle sorularla karsilasir ki insan boyle 'hadi canim ordan' demeden alamaz kendini..
Hollanda/ Amsterdam
Trende kizkardes ile turkce konusulmaktadir. Tam karsimizda oturan kadin garip garip bakislar atmaktadir bize, bir sure sonra dayanamayip sorar;
Kadin: Pardon siz hangi dili konusuyorsunuz?
Ben: Turkce
Kadin: aaa gercekten mi! Ben turkce'yi daha sert bir dil saniyordum ama gayet kulaga hos geliyor..
Ben: Euhh
Kadin: Ama yazilisi arapca degil mi dilinizin? Boyle sagdan sola okuyorsunuz..
Ben: Hayir bunu da nerden cikardiniz. turkce arapca degil, dolayisiyla kullandigimiz harfler burda kullanilan harflerden farkli degil. Ha birde biz sagdan sola okumuyoruz, normal soldan saga okuyoruz..
Kadin: Ne ilginc...
Ben:...
Sinifta dersteyim ve siniftan bana bir soru yoneltilir. Inanin bana, bana bu soruyu soranin yasi 19dan yuksekti ve dusununce hala ne kadar salak oldugunu dusunuyorum.
Eleman: Ya sen nerden geliyordun?
Ben: Turkiye'den..
Eleman: Turkiye arabistanda mi?
Ben: Ne arabistan'i?! Istanbul'un bir bolumu avrupaya dahil iken nasil arabistan'da olsun turkiye?
Eleman: Ya ben oyle biliyordum hep.
Ben: Tamam da hic mi harita yuzune bakmadin? Gorulmeyecek kadar kucuk degil ki. Hollanda'nin nufusu kadar istanbul'da insan yasiyor be.
Eleman: Hmmm anladim.
Ben: Iyi sevindim. Artik kendini biraz yurt disina atarsin heralde. Izole etme kendini bu kadar canim.
Yine kirkardesimle okuldayim. O basortulu ben degilim. Kantinde oturuyoruz. O arada kizkardesimin sinifindan bir kiz soruyu patlatir.
Kiz: Siz kardessiniz degil mi?
Kizkardesim: Evet
Kiz: Ama senin basin kapali onun ki acik..
Ben: Eee ne olmus ki?
Kiz: Ama nasil yani? Nasil olur da o kapali sen acik?
Ben: Imkansiz mi ki anlamadim.
Kizkardesim: Boyle olmak benim kendi istegim, oyle olmakta ablamin secimi..Bunun nesi anormal?
Kiz bana donerek: Ama ben sana evde baski vardir sandim. Zorla kapanman icin.
Ben gulerek: Ne baskisi yaw. Bizler secimlerimizi yapmakta ozguruz, hep oyle oldu ailemde. Ben basortusu takmayabilirim ama inan bana iyi geciniyoruz, sorun olmadi bu hic aramizda. Her Turk ailesi baskici bir yapiya sahip degildir bunu unutma.
Ramazan ayinda oruc tutarken..
eleman: Simdi tum gun hicbirsey yemiyorsunuz.
Ben: Evet
eleman: Su icmenizde mi yasak?
Ben: Yahu elbette yasak. Su icmek buna sulu iceceklerde dahil, yasak.
eleman: peki sakiz cigneyebiliyor musunuz?
Ben: (icimden la havle!) bak simdi herhangi bir sekilde bu en ufak bir yemek veya icecek turu de yasak.
eleman: hmmmm
Baska bir konusma:
+ Turkiye'de basi aciklari kirbacliyorlarmis dogru mu?
- Oha o da nerden cikti.
+ Cogunlugu musluman ya ondan.
- Anlasilan sen hic Istanbul'a gitmemissin. Orasi sana amsterdam'i aratmaz hatta orada ki giyim tarzi sana bile oha dedirttirir. Hem oyle olsaydi universiteye basortulu gidilebilirdi sanirim ama laiklige aykiri oldugu icin yasak.
+ Oyle mi bu gercekten yasak mi? Ama bu kiyafet ozgurlugune karsi.
- Eh iste biz laik bir devletiz. O yuzden yasak.
+ Ama burda bir sorun yok, bizde laik bir ulkeyiz.
- Sen cozdunde olayi, bizim insanimiz hala cozemedi..
bir gün arkadaşlarla cuma namazını kılmak için camiye gittik ve sonuç olarak dersin ilk 10-15 dk kaçırdık.Sınıfın yarısı olmadığından merak etmiş sormaya başlamış arkadaşlara
-prof.
*sınıf
-nerede bu sınıfın yarısı?
*camiye gittiler.
-niye gittiler benim dersimi mi ektiler ?
*yok hocam sizlerin pazar günleri gibi müslümanların toplanma.
-gitmek zorundalar mı ?
*mazeretleri yoksa gitmek zorundalar
-sizin mazeretiniz nedir ? yoksa siz müslüman değilmisiniz ?
...*
*hocam namaza onlar gitti onlar daha iyi bilir onlar sorun!
sonuç 2 ders kaynar gider seamanship dersi işlenmez .
Leidseplein de kanalların birinde yürüyorsunuz iki arkadaş. fas lı sizi görür görmez arkanızdan bağırıyor. 'saiittt'.. biraz sonra sait önünüzü kesip; 'turko, maruana, koko' diye soruyor meraklı meraklı.. gülümseyerek, 'kaç kilo lazım olum sana' deyip uzaklaşıyorsunuz.