hangi trendeydim, nereden nereye gidiyordum bilmiyorum ama fransa'da yaşamıştım bunu. amerikalı bir adam ve avustralyalı bir kız yeni tanışmış muhabbet ediyordu. ben de muhabbetin bir köşesinden girdim. "türk'üm, istanbul'dan geldim." falan derken, amerikalı "hadi ya, sizin orada böyle elbiseler giyiliyor mu?" diye sormuştu. üzerimde de nike marka kırmızı bir tişört vardı. adam türkiye'yi, suudi arabistan gibi çöllerle dolu, sımsıcak bir yer olarak biliyormuş. kız ise galatasaray dedi, başka da bir şey bilmiyordu...
hayatta islamdan başka hiç bir değerine sahip çıkmayan,
kendini dünyaya arap olarak tanıtmak için insan ötesi bir çaba harcayan türk halkının çoğunluğunun,
duyunca şaşırmaması gereken sorulardır.
-Türkiyede tecavüze uğrayan bi kızı öldürmek zorunda mısınız?
-Siz normalsiniz.Türkiyede insanların sadece gözleri açıkta bırakan şeyler giyilmiyo mu?
-Siz teröristsiniz.
-Siz arapsınız.
ben "istanbul´un en büyük problemlerinden birisi trafiktir..."
alman´dan soru : "nasil yani ?....sizin orada yollari o kadar dolduracak kadar araba var mi?...yollariniz cok mu dar da yollar üc bes arabayla tikaniyor?"....
önyargi iste....böyle bir önyargiyi da ne yaparsan yap kiramazsin....
abd'deki camel marka sigaralarin made in turkey olmasindan dolayi -en azindan 2-3 sene evvel oyleydi- deve figurunden yola cikarak, "develeri nereye park ediyorsunuz?" sorusuna bizzat sahit olunmustur.
(bkz: yedek kulübesinde bile gördüm)
yer: melbourne, avustralya
gerçekleştirdiğimiz bir müşteri ziyareti sonrası bir japonla girilen deve, kadın, araplık-müslümanlık meselelerini içeren diyalogdan...
japon - neden arapça konuşamıyormuşsun?
ben - çünkü arap değilim!
japon - ama araplara çok benziyorsun! (ki alakam yoktur tip olarak)
ben - hahah, hadi ordan. asıl siz japonlarla çinliler aynısınız!*
japon - !?!?!?
adamın biri gelse bizim türke ; - absürdizm hakkında ne düşünüyorsunuz bayım ? * dese. bizimkide ; albert ten sonra öyle bir babayiğit bida gelmedi dese. bildiğin absürd olmazmı lan.