29.
I 'm the best, alayına rest.
28.
Şimdi karşiki caddeye go sonra cami var caminin solundan da go go go ordan sağa dönüp tekrar go. Heh işte orda kime sorsan go.
27.
but time isn't enough.
arkadaş ingilizce dersinde writing çalışmasında yazmış bunu, söylemek istediği şey bir çocugun zamanının yetersiz olması idi. fakat arkadaşımız direk türkçeden çevirme yaptığı için bütün sınıfın aforizmasına maruz kaldı.
25.
do you sex.
do you bira.
bir de
everything is something happen.
24.
+ nereye gideceklerini sor abdülrezzak. Where are you go de.
- ? ? ! ?
23.
sen burdan go go go diye başlar sonra sağa go diye devam eder.
22.
4. sınıfta ilk ingilizce dersindeyiz, adını vermeyeceğim arkadaşımın öğretmene verdiği cevap;
(kapıyı işaret ediyor öğretmen)
+what is this ?
-I am not knowing hocam.
21.
cümleleri bilmıyorum ama bagırarak konusuyorlar karşılarında ki sağırmış gibi...
18.
enter the desk
beden hocamız bizi sıraya sokmak için söylerdi.
hey allahım
17.
I speak english, çatır çatır.
16.
How do you do? Yat da uyu.
Tarih hocamız söylerdi. Keline keline vurmak isterdim hep.
13.
i don't want to see the back, i want to see the front.
12.
Thats the futbol, its te futbol, what can i do sometimes?
(bkz: Fatih terim )
9.
adana incırlikte insanlar "gerçekten mi?" demez "orilyy?" der.
8.
better to die: a bak ölmekten beter olmuş.