kendisiyle yazışmalarımıza istinaden söyleyebilirim ki, iyi niyetli bir insan. fakat her iyi niyetli insanın da hürriyet gazetesinde yazmaması lazım. yazar olmak için iyi niyet bir kriter midir o bile tartışmalıdır bence..
tanım yapmak zorundayım öyleyse bilineni söyleyeyim evet hürriyetyazarı. bende ertuğrul özkök ün herkese yaptığı gibi '' ah evet kendisini tanırım çok severim '' demek istemiyorum ama öyle. bugün gene gaza getirme yazılarından birini yazmış ve demiş ki; yüksek sesle okuyun...
inanıyorsan kendine GÜVEn.
Duyma sadece sesleri, DiNLE.
iyiliklere doyma, aç gözlü ol, hep dahasını iSTE.
Aklına düşerse YAP.
içinden nasıl geliyorsa öyle OL.
Nasıl hissediyorsan öyle YAZ.
Mutlulukları asla BEKLETME.
Hayatını asla GECiKTiRME.
içine düşerse fikri hemen SEViŞ.
Naz etme GÜL.
Farkında olarak YAŞA.
Hayata kızıp YILMA.
Yorulma, ÇALIŞ.
imkansız deme, DENE.
Hor görme kendini, çok SEV.
Yaşadıysan eğer, vardır elbet bir sebebi, PiŞMAN OLMA.
Herşeye ilaçtır ZAMAN,
O zaman KAYBETME.
Oluverdi mi dileğin, unutma sakın; hemen ŞÜKRET.
Hayat bu...
AFFET.
Dön az biraz başa, bütün büyük harfle koyu renk yazdığım kelimeleri yukarıdan aşağıya YÜKSEK SESLE tek tek sırasıyla oku!
yazmayı seven, sevmekle kalmayıp bayılan, düşüncelerini, ''acaba yazsam mı?'' korkusu gütmeden kaleme alabilen, sevecen, içten ve hatta içi dışında*, dışıda okurlarında olan, iki çocuk annesi*, 36 yaşında güzel bir kadındır kendileri.
mala davara faydalısını geçtim "öylesine" dahi yazı yazmaktan aciz, dilbilgisinden, cümle yapısından, konu bütünlüğünden vs. zerre çakmayan bir tutam yılmaz özdil, yarım demet ayşe arman, 2 ölçü bekir coşkun kırması hürriyet'in internet sayfalarının meczupu.
hani klişedir ya yaptığı işi eline yüzüne bulaştıran biri için, siz o işle alakasız olssanız dahi "bunun yaptığını ben kıçımla yaparım" dersiniz. işte o tıynet ve beceriden yoksun kişlerin gazete sayfalarında vücut bulmuş hali.
okumazdım etmezdim, gittim bula bula bugünkü yazısını buldum tıklayacak.
tepkim "bu ne lan!" oldu.
sen milyonlarca okuru olan bir mekanda yazı yazacaksın ve bu gün için "hazırladığın" yazı "valla ben cuma günü yazamıyorum şekerim, kusura bakmayın" olacak!
dedim heralde diğer günler eşşşek gibi yazıyor ki böyle bir kepazeliğe cüret etmiş. yoksa böyle bir yazıdan sonra en basiretsiz genel yayın müdürü dahi siktiri çeker bir yazara. böyle ciddiyetsizlik, böyle kepazelik olmaz!
baktım arşivine. bakmaz olaydım.
ne diyor, ne anlatmak istiyor, ne hakkında yazıyor, ne için yazıyor belli değil.
yazmamış, sıçmış çoğunda. bir kaç tane feminizm kokan provakatif yazı, bir kaç abuk subuk popülist duygu sömürüsü, epeyce vıcık vıcık ajitasyon. 3-5 okudum kapattım.
harcadığım, heba ettiğim zaman yetmedi bir de tuttum bu kifayetsizin nasıl oluyor da bu kadar okur kitlesi olan bir ortamda yazı yazabiliyor olduğunu araştırdım google'dan.
olmalıydı çünkü bir sebebi. yani şu sözlükte yazıp da ondan 50 kat daha fazla o köşeyi hak eden onlarca yazar varken, tutup o görevin bu yazar müsveddesine verilmiş olmasının bir sebebi olmalıydı. yazıya hakaretti en başta, diğer yazarlara hakaretti.
sonradan gorme yazar. Takılmıs gencten otel mudur pesıne abu dhab formula dan bıze seslenmıstır. Dejenere fotograf pozları dısında petronası formula ekıbı zannetmektedır. Formula formula 1 olalı boyle zulum gormedı.