bir kıssa ile hatırlayalım!
--- alıntı ----
geçmiş zaman, şık bir lokantaya girer zamanın ünlü pezevengi. masasına doğru giderken orada oturan şık beylerden birinin, fısıldayarak "pezevenk" dediğini ve kendisini gösterdiğini görür. yanaşıp, masanın bembeyaz keten örtüsünün üzerine cebinden çıkardığı dolmakalemle " pezevenk" yazar ve şık beyefendiye dönerek sorar:
- burada ne yazıyor okur musunuz bayım?, adam okur.
- pezevenk..
sonra cebinden çıkardığı bir tomar parayla yazının üzerini kapatır ve yeniden sorar,
- ya şimdi ne yazıyor?
adam cevap veremez. kızarır bozarır. pezevenk devam eder:
- umarım cebinizde nazarımda oluşan lakabınızı örtecek kadar para vardır bayım.
--- alıntı ----
biz de rüşvet / yolsuzluk ata sporudur!
şiirlere bile konudur!
"muhteşem yüzyıl" döneminde bile
"selam verdim rüşvet değil diye almadılar" sözü vardır!
insanımız ahlaksız oldukça,
devletin malı deniz yemeyen domuz anlayışı oldukça,
daha ne pislikler ortaya çıkar da parası/gücü olan bunları örter!
