acaba hangi ülkedir sorusunu beraberinde getirir.
salak değilseniz bilirsiniz cevabı.
bir sürü siyaset cambazı deveyi amuduyla götürür iken daha doğmamış bebeğin hakkına tecavüz eder iken sus pus ol üstüne üstlük şak şakla sonra sen kalk hiç kimsenin zerre karışmaya hakkı olmayan bir eylemi kepazelik, ahlaksızlık diye nitele adamı itin götüne sok ondan sonra da dinden imandan etikten haktan hukuktan bahset.
Eşcinsel olmak suçken, yağdan şişmiş suratlı, mecliste uyuklayıp sayısız ticari suçu dokunulmazlık ile savuşturmuş, saniyede binlerce lirayı havadan alıp şişen bir su aygırı olmak beyefendi olmaktır.
türkiyede yolsuzluk yapmayan siyasetçi bulamazsınız hepsi aynı bok ama bide üstüne onunla bununla kendi milletvekiliyle kocasının yanında bunlar olacak işler değil lütfen bu ahlaksızlığı savunmayalım.
ülkenin sönmüş havasında, tirajı yüksek haberlerle çalkantıya ihtiyacı var. ha hadi beline kuvvet koçum deyip daşşak muhabbetine malzeme çıkarmaya ihtiyacı var insanoğlunun. sanılmasın ki halk uyuyor, bu hadiselerin üstü örtülüyor.
bunu düşünebilen kişiye sormak lazım, chp de ailesinden bayan siyasetçi olan kişi bu soruyu soruyor mu/ sorabiliyor mu acaba? yolsuzluk yapanda şerefsiz namussuzdur, nikahlı olmadığı, hatta evli olan kadınla ilişkiye girende aynısıdır, şerefsizligin düzeyi olmaz, düşmüşsen o noktaya azı çogu olmaz, haysiyet insan olmanın neredeyse herşeyi kapsayan tek ismidir.
kendi siyasi ideolojilerinden olmayanları anında etiketleme işini çok güzel becerebilenlerin yaşadığı ülkedir.
ulusalcı avutması imiş.
yok daha neler.
bak aslanım, insan olma sürecinde sahip olunması gereken en büyük olgulardan birisi erdemdir. erdemli insanın oluşum sürecini anlatmaya kalkmayacağım. zaten konumuz bu da değil.
kuranda kamu mallarına tecavüz edenlere, hak yiyenlere en ağır cezaların verileceği ve kamuyu ilgilendiren paylaşımda çıkar gözetenlerin, aşırıya kaçanların yerinin cehennnem olacağı net biçimde bildirilmiş.
yani yolsuzluk malumunuz üzere kamu hakkına tecavüzdür.
milletvekili sikmek bunun yanında çerez kalır. hoş zinayı tasvip eder değilim. zinanın da aile yapısını ve eş hakkına tecavüz olduğunu düşünürüm. burada anlatmak istediğim adam ne bok yerse yer. var mı sana bana zararı?
yok.
vay efendim bu ahlaksızlık imiş şerefsizlik imiş...
bak sen allah allah!
peki özel hayatı deşifre eden, siyasi koz olarak kullanan sözde müslümanlara ne diyeceksin?
peki yaptığı yolsuzlukların üzerini örten kıçı boklulara ne diyeceksin?
git gece gece adamın asabını bozma abuk sabuk kurduğun cümlelerle.
"bahsedilen yolsuzlukların genelde iddadan öteye gitmediği ve elle tutulur bir kanıtı olmadığından dolayı"
cümlesini kuranları da gördükten sonra hayatta adam olamayacağına kani olduğum güzel ülkemdir.
geçmişten bir bakanın ağız dolusu ettiği lafı bu gencoya hatırlatarak devam edeyim;
(bkz: rüşvetin belgesi mi olur pezevenk)
hoş ki ne hoş da bu yolsuzlukların elle götle sikle göbekle tutulur kanıtları da var.
hatta hüküm bile giymişler ama ne ederisniz ki dokunulmazlık denen ahlaksızlık var.
tamamıyla hedef saptırmak için ortaya atılmış doğruluğu hakkında yorum yapamayacağım malum haberin üzerine ülkemize yapılabilecek en güzel yakıştırmadır.eğer bu ülkede eski bakanlar zamanında oğullarına akrabalarına yaptığı kıyakları çıkıp pişkin pişkin savunabiliyorsa bu ülke gerçekten atamızın çizdiği yoldan tamamen sapmıştır.
(bkz: osman pepenin oğullarına kıyağı)
yolsuzluğun seksten daha masum görülmesiden daha çok asıl sorun yolsuzluğun ahlak dışı bir şey olarak görülmemesidir. bu sadece yolsuzluk yapanı değil bunları gören, bilen diğer insanların da yozlaştığını gösterir.
ufak bir ayrıntı atlanarak yapılmış önermecik. seks bu topraklarda asla kötülenmemiştir, aksine evlenmek, üremek, çoğalmak emredilmiştir. tabi ki genel kamu ahlakı çerçevesinde. sana kimse karınla sevişme demiyor. bu ülkenin, bu milletin de örfü ananesi var. evli ve çocuğu olan bi kadınla zina yapmayı özel hayat kavramı ile aklamaya çalışmak yolsuzluğun üzerini örtmeye çalışmaktan daha fenadır. ayıptır, günahtır. başbakanın tabiriyle izansızlıktır.
yolsuzluğun elbette masum görülmesinin sebebi, bu ülkenin başına kim geçtiyse çoğunun milleti sağmaya yönelik iddalarla suçlandığından dolayıdır. bu bir politik oyundur, tabi ki gerçeklik payıda olabilir yani yolsuzluk yapılmış olabilir.
Ama asıl tuhaf olan bu başlığı açan mantığın evli ve çocuklu bir kadınla cinsel ilişkiye girdiğine dair kasedi bulunan bir siyasetçinin "alt tarafı seks yapmış" diyerek yaptığının meşrulaştırılmaya çalışılması. Sen bu olayı meşrulaştırmaya çalışınca beğenmediğin akp'den ne farkın kalıyor?
yolsuzluktan kast edilenler nedense hep özelleştirmeler. buyrun işte, yine devletin mallarını satıyorlar mavalı.
yahu ordan burdan, tek gazeteden tek kanaldan duyduklarıyla gelip burda klavye deluğanlusu olmak kolay tebi..ha sen çok mu biliyorsun. ekonomist değilim. ama önyargılı da olmadığımdan şimdilik bir adım öndeyim.
yolsuzluk vs. özelleştirme başlığında madem ki bu kadar karşısınız, en büyük hatayı özal, türkiye ye serbest piyasa ekonomisini getirmekle yaptı o zaman !? olm deli misiniz ya! üretimin patlama yaptığı dönemlerdi be turgut özal dönemi özelleştirme sayesinde...üretici ilk defa ihracat yapabildi.
neyse fazla uzatmıyorum ak parti ye geliyorum. mir dengir fırat vardı bi...kemal kılıçdaroğluyla atıştıydı sanırım. bir yolsuzluğu vs. yoktu aslında o kadar dil döktü, ama parti zedelenmesin dedi geri planda kaldı. sonra şimdi osman pepe ye takmışlar. oğlunun mermer fabrikası varmış da, ihale onlara veriliyormuş falan...yahu osman pepe de, mir dengir fırat da zaten mvekili olmadan önce de zengin, varlıklı insanlardı. mvekillerin, bakanların hepsi meclise girdikten sonra mallarını hiybe etmiyorlar tabi ki...hepsinin bi' aile yaşamı var...
eğer yolsuzluk diyorsan mesut yılmaz a bakacaksın. cem uzan a bakacaksın. işin kaymağını onlar yedi ve mesut yılmaz hala mecliste siyaset yapıyor. doğmamış yetimin hakkı nasıl yenir akepeden önce gidin bu adamlara sorun. özelleştirme deyince hemen 'vatan satıcılar' yaftası yapıştırmayın. ki öyle değil. hiçbirimiz okumuyoruz yapılan sözleşmeyi. hepsi 49 yıllık vs. uzun bir süre gibi gelebilir ama istihdam sağlıyor. anlaşmalarda hep türk işçileri, information technloghy partnership(teknoloji paylaşımı) gibi hususlar var. kendimiz kursak aynı tesisi belki 49 sene kar edemeyeceğiz. işte özelleştirmenin hepsi olmasa da geneli budur.
şimdi kast edilen yolsuzluğun iç yüzünü anlatınca, geriye "bu denli" seksin etik kuralları açısından incelenmesi kalıyor. ki bu konuda daha önce girim vardı fazlaca uzatmayacağım . ama ikisi: yolsuzluk vs. mecliste seks gibi karşılaştırılacak şeyler değildir. cidden değildir. ilki tüm halka hesap vermeyi gerektirir. ikincisinde hesap vermesi gereken kişilerin kim olduğuna er kişi kendisi karar verir.
başbakanın kavramlarından başka kavram bilmeyenlerin yaşadığı ülke. adam domalın dese domalacaklar.
yolsuzluk: ana bir bacı iki gerisine salla sikidir. doğmamış yetimin hakkı bile tecavüze uğrar.
seks: güzel birşey.
zina: aile kurumunu zedelemesi hasebiyle ahlaki olmayan birliktelik. savunulacak yanı yok.
atıp tutan yobazlara açın kuranı okuyun diyorum. ben meselenin bu tarafındayım.
ve diğer konu: sen adama şantaj yapıyorsun, gizlice videoya çekiyorsun, olay zaten tam anlamıyla açık değil, ortada zinaya ilişkin net kanıtlar yok. iftira atıyorsun. siyasi çıkarın olsa baykalla sittin sene bu video ortaya çıkmayacak.
bizim milletin derdi hep başkasının çükü başı, parası, mutluluğu;
baksana televizyona, magazin programlarında o bunla şunu yapmış şu bunu öpmüş... dünya'da magazin yok mu? var da, milletin yaptığı iş ön planda öncelikle, özel hayatı da var onun yanında. ne bileyim, burun kıvırdığım amerikan bir magazin kanalı öyle ya da böyle sanatçıların kariyerleriyle ilgili program da yapar mesela. bizde öyle bir şey yok.
peki ya spor kültürü? kültürü yok tabi, sahalarda spor yapan adamlar ve onlara küfür edenler var. onların hayatlarına dil uzatanlar var, çünkü ulaşamadıkları yerde o büyük futbolcular var. dertleri onların parası.
türbana ne demeli? kimse bana kendi haklarını savunanlar da var demesin kardeşim. bal gibi de onların efendileri onlar için talep ediyor, diğerleri de karşı çıkıyor falan. son yıllarda artık büyüyen ve bir şekilde eğitim alabilen hayata dair bilinçli ve türbanlı kadınlar toplam türbanlı nüfusun kaçta kaçıdır? yine hakkında kavga edilenlerin sesi çıkmıyor yani, başkalarının giyim kuşamıyla derdimiz. sözüm onların sokakta bile gezmelerine karşı olanlara da aynı zamanda. size ne kim ne simge takar zart zurt.
çocukluğunuzu getirin aklınıza. hanginizin annesi babası, sınavdan kötü alınca, x bilmemkaç alıyormuş dersleri iyiymiş dememiştir? hatta büyüyünce bile, bilmemkimin oğlu, kızı şurada işe girdi de, şu tahsili yaptı da, yok evlendi de aile kurdu falan filan diyenler de var.
şu salak, tek bilgi kırıntısı veya fiziki yetenek, yeterlilik olmadan para kazandıran yarışma programları mesela. haydi dolaylı yoldan anlatmayayım, doğrudan örnek de vereyim, kutu açma yarışması misal. millet başkası para kazanacak kaybedecek diye gözyaşı döktü be, götünü yırttı. haydi yarışmacı arkadaşlarını anlarım, uzun süre birlikte olur dostluk kurar falan. televizyonda izleyenlere ne oluyor kardeşim peki? size ne lan size ne?
daha örnek çıkar, ama burası uludağ sözlük, bu yazıyı bile sayılı adam okuyacak fazla uzatmamak en iyisi. demem odur ki, işte böyle bir ülkede, tabii ki toplum faydası zararı değil, bireylerin çüküydü kukusuydu onlarla ilgilenecek millet. sen ne sandın?
