hayatın hemen her alanında yaygınlaşmış kablosuz internetin yolculukta da peşimizi bırakmamasıdır.
lord nubunaga sizi 'beyin hücrelerine veda'etkinliğine davet etti.*
hemen hemen 1 ay önce istanbul'dan antalya'ya yolculuk yapıyodum bir arkadaşımla. hatta tam olarak ayın 13 ü bu sıralarda. saat 3 ya da 4* dallas-miami nba final maçı vardı. kesin izleyecektik güya. saat geldi. şarjı bitmesin diye açmadığımız bilgisayarı açtık. umutluyduk.(yalan lan uykum vardı aslında) ama internet bırak tivibu yu google ı açmaktan acizdi. 10 kere yenilersen açabiliyordu anca. bastım üstteki butona. host geldi yanımıza. bu saatte niye çağırıyosunuz lan *** der gibi değil öyleydi direk. yapacak bi' şey yok dedi. arkaya gitti. öne gelirken yine uğradı yanımıza. "ne var?" dedi aynı ifadeyle. anlamadım tabi, bi' daha anlattım. ışığı söndürmeyi unutmuştu heralde. o yüzden bi' daha gelmişti. gitti. modemi kapatıp açtı. bi' işe yaramadı. "çekmiyor" dedi. o uykuyla üzülmedim ama bu ilk binişten sonra bir daha biner miyim bilmem kamil koç'a, süper anlayışlı çalışanları ve raad hattıyla.