pkk'nın eski bir mensubu olan aytekin yılmaz'ın özellikle cezaevlerinde tanık olduğu ve pkk, tikko ve dhkp-c gibi örgütler tarafından yapılan yargısız infazları ve sistematik işkenceleri anlattığı kitap.
insan hakları derneklerinin de iki yüzlülüklerini çok güzel açığa çıkarıyor.
kürt hareketi ve sol hareket içindeki infazların, örgüte muhalif olanların ajanlık suçlamarıyla nasıl infaz ediğini cesurca açıklayan yazar. yazdıklarının birçoğu günlüklerinden alıntıdır. cezaevi yıllarında yapılan infazları araştırıp üzerine gitmiştir sonucunda degişen birşey tabiki olmamıştır fakat gündeme getirilmeye cesaret edilemeyen şeyleri yazmakla bir kapı aralamıştır.
--spoiler--
Her sene 17 yaşındaki erdal eren için anma yapan sol hareket,17 yaşında öldürülen şimel aydın'ı nasıl göremezden geliyor?
--spoiler--
Parti disiplinini çiğnediği, ajan olduğu, örgüte ihanet ettiği gerekçesiyle pek çok insan kendi yoldaşları tarafından katledildi; birçoğunun suçsuz olduğu daha sonra anlaşıldı ve itibarları iade edildi. Hem dünya hem de Türkiye sol tarihinde bunun birçok örneği var. Aytekin Yılmaz Yoldaşını Öldürmek’te dünyadaki örnekleri bilinen, Türkiye’deki örnekleri ise suskunluğa mahkûm edilmiş yoldaş infazlarını ele alıyor; 1991-2000 sürecinde hapishanelerde yaşanmış
örnekleri, kişisel tanıklıklarla gözlerimizin önüne seriyor. Okuduğunuz kitap, onların dökülmüş kanına, gözyaşına ve çektikleri çileye karşı hepimizin üzerine düşen borcu unutmamamızı istiyor bizden. Ama geçmişimize karşı bu sorumluluğumuzun yanı sıra geleceğe karşı yükümlülüklerimiz de var. Yanlış zeminlerde, uğruna büyük umutlarla mücadele edilmiş *devrim*lerin ilk kurbanı olmuş evlatların, aynı kaderi hapishane içindeki hapishanelerde paylaşmış *romantik* devrimcilerin uğradığı derin hayal kırıklıklarından, çektiği
acılardan damıttığımız *ders*leri, insanlığın en eski, en köklü arayışı ve umudunu, *devrim*i sahiplenecek kuşaklara aktarmak. Böylece hâlâ kapanmamış yaralarımıza rağmen en azından onların aynı çileyi çekmeyeceği fikriyle teselli bulabiliriz.