malum gelişmiş ülkelerde yaya geçitlerinde, yolun herhangi bir kısmında karşıdan karşıya geçmek isteyen bir yayaya sürücüler koşulsuz, şartsız durup yol vermek, geçiş hakkı vermek zorundadır. yayanın can güvenliğinin korunma önceliği vardır. buna riayet etmeyen sürücüler çok ciddi trafik cezaları öder, üstelik eğer bu durumdan bir kaza meydana gelirse sürücüler için çoğu zaman hapse kadar yargı ve ceza yolu vardır. buna karşın yayalar da kendilerine yol verildiğinde hafiften hızlı hareket ederek şoförü çok oyalamaktan kaçınır, tebessüm ederek teşekkürünü ggösterir.
yaya sürücü ilişkisinin ülkemizdeki durumu ise ortadadır. atlaya zıplaya, korka korka, iki ileri bir geri tereddüt halinde saçma sapan bir ilişkidir. yaya kendisine saygı gösterilmesine alışkın değildir. aksine üstüne üstüne araç sürülmesine, geçemesin diye sıkıştırılmasına alışkındır. birçok kez başıma geldiği için yazma gereği duydum. tüm bu malum tablo ortadayken ne zaman herkesin vızır vızır geçtiği bir köşe başında dönerken bir yayaya yol verdiysem bırakın teşekkürü ve hızlıca öbür tarafa geçmeyi aksine kendini yaydıkça yayıyor, sallana sallana parkta dolaşır gibi, muhabbet ede ede ya da en pisi adi bir bakışla "sen bir enayisin, bekleyeceksin böyl işte" duygusu hissettiriyor. kötü mü ettik insan yerine koyarak?